Lord Maginnis’den KTHY kararına sert tepki: Utanmazlık...
Kıbrıslı Türklere yakınlığıyla yanınan Drumglass Lord’u Maginnis, “Birleşik Krallık mahkemesinin utanmadan aldığı bu karar, Kıbrıslı Türklerin insan haklarının inkarını yasallaştırdığı için hepimizi küçük duruma düşürdü.”
MİHRİŞAH SAFA
KTHY’na Britanya Yüksek İdare Mahkemesinden çıkan, KKTC’ye direkt uçuş için “red” kararına en sert tepki, İskoç asıllı Lord Maginnis’den geldi.
Kıbrıslı Türklere yakınlığıyla tanınan Drumglass Lord’u Maginnis, yayınladığı bildiride, “Birleşik Krallık mahkemesinin aldığı kararı “utanmazlık” olarak niteledi, “Kıbrıslı Türklerin insan haklarını inkar etmemizi yasallaştırdığı için bizleri küçük duruma düşürdü” dedi.
Oldukça ağır bir dil kullanılarak yazılan bildiri, İngiliz yasal sistemini de sert şekilde eleştirdi.
Drumglass Lord’u Maginnis, bildirisinde, Mahkeme kararının sürpriz olmadığını, çünkü Britanya Hükümetinin 2004 yılında Birleşmiş Milletler’in Annan Planı’na karşı Kıbrıslı Türklerin “ Evet” oylamasında verdiği sözü yerine getirmediğini vurguladı. “ Öyle bir hükümet ki Afganistan’da savaşan ve ölümcül yara alan askerlerine sözünü yerine getirmeyen, onlara ihanet eden bir yönetim. Bunların, çeyrek milyon Kıbrıslı Türkün insan hakları konusuna ilgi göstermesi zaten ihtimal dışı” ifadesini kullandı.
“KIBRIS RUM TERÖRİZMİNE İZİN VERİLMEMELİ”
Lord Maginnis’in yayınladığı bildiride şunlar yer aldı;
“Birleşik Krallık mahkemelerinden birinin, KKTC’de Ercan Havaalanına direkt uçuş hakkına utanmadan, terbiyesizce izin vermemesi, Kıbrıslı Türklerin insan haklarının inkarını yasallaştırma ve kabul etme anlamına geldiğinden, hepimizi ufaltıp, küçültmüştür.
Ancak bu karar, Hükümetimiz, 2004 yılında B.M Annan Planına evet diyen Kıbrıslı Türklere verilen sözleri yerine getirmediğinden sürpriz olmamıştır. Öyle bir hükümet ki Afganistan’da ağır şekilde yaralanan askerlerine tekliflerini yerine getirmemiş, onlara ihanet etmiştir. Böyle bir hükümetin, çeyrek milyonluk Kıbrıs Türklerinin insan haklarını gözetmesi, ilgilenmesi beklenemez.
Böyle olmakla birlikte, yasal sistemimizin kanunların kökünü, esasını teşkil eden konularda hiçbir açık ortaya koyucu tutumunun olmaması, Kanun ve yasaların antitezini teşkil etmektedir. Bu konular, başkalarının başına geldiği için gözardı edilmemelidir. Konuyla ilgili davanın yargıcı, oldukça karışık bu konuda yetersiz kalmıştır ve 35 yıldır Kıbrıslı Türklerin insan haklarının ihlalini, elinden alınmasını ve inkar edilmesini algılayamamaktadır. Bu yargıç, uluslararası benzeri örnek teşkil eden teamülleri arka arkaya görmemezlikten gelmiş, ihmal etmiştir.
Hükümetimiz ve mahkemelerimizin sözlü ve idari olarak Kıbrıs Rum terörizminden kendi amaçları doğrultusunda yararlanmasına göz yumulamaz, izin verilemez. Eğer kendi askerlerimizden bizim için özgürlükler adına savaşmasını istiyorsak , bunların hiçbir anlamı kalmamış olur.
Konu oldukça acil önemdedir. Parlamento Ekim ayında yeniden açıldığında, konuyla ilgili tam ve doğru dürüst bir soru önergesi vermeye niyetliyim.”