Bu yılın kasım ayında güzel bir gelişme olacak Kıbrıs’ta. Kıbrıs Alevi Kültür Merkezi temeli atılacak.
Aleviler Kuzey Kıbrıs’ın modern mozaiğinin önemli bir parçası. Yeryüzünde Türkler’in yaşamakta olduğu ülkeler içinde müslümanlığın en modern ve çağdaş şekilde yaşanmakta olduğu KKTC’de hem doğuştan hem de göç ederek Kuzey Kıbrıslı olan Aleviler kültürlerini yaşatarak Kıbrıs’ın çok kültürlü ve dinli bir ada olmasına katkı sunmaktalar.
AB ve Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesine de çok yararlı katkıları olan Avrupa’da yaşamakta olan Aleviler, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu çatısı altında başarılı çalışmalar yapmaktalar.
Türkiyeliler’in yaşamakta olduğu tüm AB ülkelerinde örgütlü olan bu yapı söz konusu ülkelerde yaşamakta olan göçmenlerin sorunlarının çözümü için çalışmakta.
Milli Görüş ve benzeri “köktendinci” diye tanımlanmakta olan ve genelde AB ülkelerinin güvenlikten sorumlu birimleri tarafından sürekli izlenen örgütlerden bezmiş olan Avrupalılar için Aleviler özellikle Hristiyanlar ve Hristiyan olmayanlar arasında oldukça değerli bir köprü konumundalar.
Türkiye’den Avrupa’ya göçmüş olan Aleviler’in çocukları ve torunları artık bir çok AB ülkesinin yerel, eyalet ve federal parlamentolarında milletvekili olarak görev yapmaktalar.
Örneğin Berlin Eyalet Meclisi’nde Özcan Mutlu, Münih’te Yaşar Fincan ya da Basel Eyalet Meclisi’nde Hasan Kanber son zamanlarda KKTC için de aktif konumda olan iki isim. Girne’de gerçekleştirdiğimiz 1. Kuzey Kıbrıs Zirvesi’ne katılan 20 AB’li Türkiye kökenli politikacıdan en azından 12’si Alevi kökenliydi.
AB ülkelerine göçen Aleviler yaşadıkları topluma çok hızlı bir şekilde uyum sağlayabildiklerinden politikada da etkin konumdalar. Örneğin Gerhard Schröder’in iki kez Şansölye olarak kazandığı seçimlerde Alevi seçmen Alman sosyaldemokrat partisi SPD için çok önemli bir rol oynadı. Hollanda, Belçika ya da Fransa’da durum farklı değil.
Günümüzde Almanya’da neredeyse tüm önemli kentlerde çok faal konumda Alevi Kültür Merkezleri ve cemevleri ile çok önemli bir “network” oluşturmuş durumdalar.
Bu açıdan bakıldığında KKTC’nin son yıllarda uyguladığı açılım politikasına verecekleri destek oldukça yararlı. Kuzey Kıbrıs Gerçeği’nin Avrupalılara anlatılmasında AB genelindeki profesyonel Alevi örgütlenmesi önemli bir rol oynayabilir. Kuzey Kıbrıs’ta sosyaldemokrat bir hükümetin olması AB’deki Alevilerin KKTC’ye sempati beslemesini de beraberinde getiriyor.
Kasım ayında Kıbrıs Alevi Kültür Merkezi’nin temelinin atılışına AB ülkelerindeki Alevi Federasyonları’nın başkanları da katılacaklar. Hatta temel atılış töreni öncesi Kuzey Kıbrıs’a gelip bizzat sorumlulardan Kuzey Kıbrıs Gerçeği’ni dinleyip tüm detayları öğrenmek niyetindeler. Kuzey Kıbrıs için AB genelinde oluşan lobiye destek vermeye kararlılar.
AB ülkelerinde yüzbinlerce Türkiyeli’nin yaşadığını ve Aleviler örneğinde olduğu gibi önemli bir bölümünün yaşadıkları ülkeler ile kaynaşmış konumda olduğunu göz önünde tutacak olursak bu gücün KKTC için seferber olmasının ne anlama geleceğini sanırım uzun, uzun anlatmama gerek yok.
