Sen Kıbrıslı mısın Türkiyeli mi?

Kıbrıslı Türk ve Türkiyeli Türk kavramları son günlerde Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türkiye’nin müdahalesinden sonra ikinci sırada gelen ulusal sorunumuz haline getirildi.

Kıbrıslı Türk ve Türkiyeli Türk kavramları son günlerde Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türkiye’nin müdahalesinden sonra ikinci sırada gelen ulusal sorunumuz haline getirildi.
Bir grup politikacı ya da taraftar ekranlardan çıkıp, bana göre son derece bilinçsiz ve sorumsuz bir şekilde bu iki tanımlamayı sakız gibi ağzında evirip çeviriyor. İyi de, bu insanlar ki Türkiyeli Türk dedikleri kişileri o kadar bağırlarına basıyor ve onlarsız bir Kıbrıs’ın olamayacağını öne sürüyorlar da neden Kıbrıslı Türkler tanımlaması içinde, onların yer almadıklarını bangır bangır ima ediyorlar?
Her duyduğumda kulak kesildiğim ve bakalım şimdi nasıl saçmalanacak diye düşünmek bir yana televizyonlardan bu ülkede yaşayan bir grup insana “Siz Kıbrıslı değilsiniz!” diye haykıranın kendileri olduğunu onlara nasıl anlatmak mümkün olabilir ki. Bir takım duyguları ile hareket etmeye meyilli yurttaşın, etnik kökenini sorgulamasına neden olan bu, sözüm ona, yurtsever ve milletsever zatlar, karşılarındaki insanları açıkça dışlıyor, sömürüyor ve ajite ediyorlar. Bunu o kadar masumane yapıyorlar ki dönüp baktığınızda, söz konusu olan kişiler de kendilerini o Türkiye kökenli yurttaş sınıfında görüp, Kıbrıs ve Kıbrıslılık bilincini nesiller boyu geliştirmeden bu memleketin nimetlerinden faydalanıyor, burada “Kıbrıslı Türk” olarak tanımlananlar gibi evleniyor, doğuruyor, eğitim görüyor, karnını doyuruyor, çocuk yetiştiriyor ve mülk satın alıyor. Bu memlekette oy kullanıyor, yönetici oluyor, politikacı oluyor...
***
Bir iki gece önceydi. Eski Türkiye kökenli dedikleri politikacılarımızdan birisini televizyonda izleme şansı buldum. Haykırıyor, veryansın ediyor, ayrımcılığa uğradıklarını ve gelecek kaygıları olduğunu anlatıyor ekranlardan. Kendisinin Türkiye kökenli Türk olduğunu anlatıp, Kıbrıslılar karşısında ayrımcılığa uğradığını anlatıyor. Önemseneceği bildiği bir cumhurbaşkanı adayına oy vermek istediğinden bahsediyor. Bu nedenle de Cumhurbaşkanı adayları arasında yaptığı sınıflamada bazı adayların kendisi gibi olanların geleceği ile oynanacağını bildiğini anlatıp halkı bilinçlendiriyor(!)
Dinlerken arayıp ona politika yapan, kendi işini kurabilen hatta meclise giren bir yurttaşın kendisini Kıbrıslı hissetmemesi de ben çok üzdü. Sorgulattı. Bu ayrımı sürdürmeye devam ediyor olanların yaptıklarının suç olduğunu hatırlattı. Kimlik sorunu ve adadaki bölünmüşlüğe yenilerini eklemekten başka bir şey olmadığını hatırlattı. Bu sorumsuzluğu her gün perçinleyenler, bu sorumsuzluğu her gün yeniden ve yeniden yapanların bu memleketi ve bu memleketin insanlarını sevdiği, tanıdığı söylenebilir mi? Hayır, yalnızca kendilerini seven ve bazı kişilerin duygularını hassasiyetlerini kullanarak kendilerine atlama tahtası yaptıkları gelir benim aklıma.
Siz ki Cumhurbaşkanı olmak üzere yola çıktınız; nasıl oluyor da bütünleştiriciliği değil ama ayrımcı söylemler prim yaptıran bazı düşüncelerin ortadan kaldırılmasına hizmet etmiyorsunuz. Nasıl oluyor da bu söylemlerde bulunan medya mensuplarını tarafınızda tutmaktan zevk alıyorsunuz. Kuzey Kıbrıs’taki birlik ve bütünlüğün çözüme, barışa, geleceğe ve yarınlarımıza giden yolda daha emin adımlarla devam etmemizin anahtarı olacak. Bunu göremiyor musunuz? Üstü kapalı bir şekilde, bu memlekette yaşayan insanların dışlanmasına neden olan söylemlerin, ya da bu söylemleri gerçekmiş gibi evire çevire ballandıra ballandıra anlatmanın halka ve memlekete faydası yok. Yalnızca size ve günü birlik primlere faydası var.
Biz günü değil geleceğimizin kurtulmasını, geleceğimizi sağlama almayı istiyoruz. Hiç var olmamış çatışmaları yeniden üreterek, yaratılmış, suni söylemlerle provokasyon yaparak bir yere varabilmek mümkün mü?
Bu haber 473 defa okunmuştur

:

:

:

: