DÜNYA VE TARİH ÖNÜNDE ALDATILMAK :

TC Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’nın başmüşaviri Doç.Dr. Yalçın Akdoğanın yeni yayınlanan “Tarihe Düşülen Notlar” kitabından basına yansıyan pasajlarını okurken, 24 Nisan, 2004 Annan Planı Referandumundan sonra, Kıbrıs Türküne karşı uygulanmakta olan insanlık dışı ambargoları kaldırma taahhüdünde bulunan AB’nin Dünya ve Tarih önünde verdiği bu sözleri askıya alarak bizleri aldatmakla yetinmediğini ortaya koymuştur.

TC Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’nın başmüşaviri Doç.Dr. Yalçın Akdoğanın yeni yayınlanan “Tarihe Düşülen Notlar” kitabından basına yansıyan pasajlarını okurken, 24 Nisan, 2004 Annan Planı Referandumundan sonra, Kıbrıs Türküne karşı uygulanmakta olan insanlık dışı ambargoları kaldırma taahhüdünde bulunan AB’nin Dünya ve Tarih önünde verdiği bu sözleri askıya alarak bizleri aldatmakla yetinmediğini ortaya koymuştur. Kıbrıs Türkünü yok sayarak ve üstelik BM +AB Barış Planını reddeden Güney Kıbrıs Rum Yönetimini “Kıbrıs Cumhuriyeti” ünvanı ile ve tüm Kıbrısın egemenliğinin ve uluslararası kimliğinin tek sahibiymiş gibi, Kıbrıs adına, tam üyelikle ödüllendirdikten sonra , Kıbıs Türkünün her açıdan Rumlara eşit haklarını tarihe gömmeyi amaçlayan bu hukuksuzluğu şeytani bir oldu bitti ile Türk Hükümetine kabul ve tescil ettirmeye kalkışmıştır. Bu akıl almaz gaflet ve sahtekarlığı, 17 Aralık 2004 zirve sürecinde, AB adına sergileyen Hollanda Dışişleri Bakanı Bot, sözkonusu değişikliğin Türkiyenin arzusu üzerine yapıldığını ifade edecek kadar küstah bir dayatma içinde, Başbakan Erdoğanın deyimi ile “Yavuz hırsızlığına” soyunmuştur. Başbakan Erdoğanın, “ Kıbrıs paragrafını yeniden yazılsın aksi halde bu iş burada biter” şeklindeki kararlı reaksiyonu ışığında, “ bu olamaz, süreç bitti, Konsey karar verdi, bir daha toplanıp karar veremez” yanıtını veren Bot, sonradan, yollara
düşerekTürkiye’nin de kabul edebileceği yeni bir metin hazırlamak durumunda kalmıştır.

Sözkonusu zirvede Türkiye’nin haklı reaksiyonunu anlayıp bir ara formül bumaya çalışan İngiltere Başbakanı Tony Blair, AB üye ülkelerin ve dolayısı ile Yunanistanın da onayından geçen Annan Planı için İngiliz Parlamentosunda şunları söylemişti : “TC-AB süreci olmamış olsaydı Türk Hükümetinin Annan Planını kabul etmesini hayal bile edemezdik” ifadesi ile Türk kanadının Kıbrıs sorununu çözmek için, ilk kez, hayal bile edilemiyecek büyük tavizler verdiğini teslim etmişti. Buna rağmen başta İngiltere olmak üzere, AB üye ülkelerinin, 17 Aralık zirvesinde, KKTC’yi sıfırlamaya yönelik yeni dayatma ve tertiplere açıkca taraf olmaları ve desteklemeleri fevkalade düşündürücüdür.TC-AB sürecinin ilerleyebilmesinin önkoşulu olarak Anavatan Türkiyenin Kıbrıs Türkünü ve KKTC’yi feda ederek,Ankara antlaşması ek protokolü çerçevesinde, Rum Yönetimine liman ve havaalanlarını açması ve Rum Yönetimini tüm Kıbrısın meşru Hükümeti olarak tanıması anlamına gelecek bu adımı bir an önce atması ısrarla taleb edilmektedir. Bu ısrar, Almanya Başbakanı Merkelin son Türkiye ziyaretinde olduğu gibi her vesile ile Türkiye’ye karşı gündemden düşmeyen bir dayatmaya dönüşmüştür. AB, Kıbrıs sorunu çözülmeden ve üstelik çözümü reddeden kanadı tam üye yapmakla, kendi yarattığı bu çıkmazı aşmalıdır.Bunun tek yolu, Kıbrıs sorununu yaratan ve 47 yıldan beri çözmeye reddeden Rum-Yunan kanadına, bölge barışı adına gerekli baskı ve dayatmayı yapmaktan geçtiğini artık idrak etmelidir.

AB, Kıbrıs Türk Halkını en az Kıbrıs Rum Halkı kadar Kıbrısın gerçek sahibi ve Kıbrısın geleceğinde,egemenliğinde ve uluslararası kimliğinde Rumlara eşit bir oyuncu ve hak sahibi olduğunu teslim ederek sorunun çözümüne katkıda bulunmalıdır.Dünya ve tarih önünde Kıbrıs Türkünü aldatmaya ve haklarını tarihe gömmeye yönelik tertipleri sürekli gündeme getirmekle, Kıbrıs Türkü açısından, Kıbrıs’ta iki Devletli çözümü vazgeçilmez kılmıştır.
DEVLETİNDEN, EGEMENLİĞİNDEN VE TÜRKİYE’NİN CAYDIRICI VE ETKİN GARANTİLERİNDEN YOKSUN OLARAK AVRUPANIN KUCAĞINA İTİLEN BİR KIBRIS TÜRKÜ HELEN EGEMENLİĞİNDE ERİMEYE VE TÜKENMEYE MAHKUMDUR. 18 NİSAN, KKTC CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ KIBRIS TÜRKÜNÜN KADERİNİ TAYİN EDECEK ÖNEMLİ BİR DÖNÜM NOKTASIDIR.
Bu haber 493 defa okunmuştur

:

:

:

: