Bir Alman soruyor: “Modern ülkenin törenleri de modern olamaz mı?”

KKTC modern bir ülke. Avrupalı. Türkiye aynı şekilde modern ve Cumhuriyet kurulduğu ilk günden itibaren “batılı” bir ülke. İki ülke de İslam Dünyası için mükemmel örnek!

 

 

KKTC modern bir ülke. Avrupalı. Türkiye aynı şekilde modern ve Cumhuriyet kurulduğu ilk günden itibaren “batılı” bir ülke. İki ülke de İslam Dünyası için mükemmel örnek!

 

TSK dünyanın en modern ordularından biri. Türkiye’nin en iyi üniversite eğitimine sahip kişiler arasında TSK subayları var. En modern araç gerece sahip olan TSK mensupları tüm dünyanın takdirini kazanacak kadar kalifiye konumdalar.

 

Peki o zaman “20 Temmuz” ya da “15 Kasım” törenleri niçin hep bir “Kuzey Kore ya da eski Doğu Almanya stilinde” olmak zorunda ?

 

Protokol tribünleri ve gerçekten bir avuç izleyici ve çok katı bir disiplin içinde geçen tören akışı modern Türkiye ve KKTC’nin “sunabileceklerini” düşündüğümde çok “vasat” kalmakta. Oysa törenler cazip olsa izleyenlerin sayısı da artar eminim!

 

Ama sadece “20 Temmuz” ve “15 Kasım” değil belki de tüm konsepsiyonun artık bir reforma ihtiyacı var. Geçen Cuma Günü dört şeritli bir yolda giderken iki üç asker yolu kesti. Durduk. Epey bekledikten sonra yolun ters tarafından önce ellerinde G3 tüfekleri ile koşarak güvenlik sağlayan bir iki asker, ardından da önde bando arkasında merasim birliği ağır ağır yürüyerek geldiler. Yolun ortasında durdular. Atatürk Anıtı’na törenle bir Türkiye ve bir KKTC Bayrağı çektiler. Ardından geldikleri yöne doğru yürüyüşe geçtiler. Trafik disiplinini (sanırım Kuzey Kıbrıs’ta buna uyan olmadığından) zaten sağlayamayan askerler de kenara çekilince bandonun ve merasim birliğinin yanında hızla geçip giden otomobiller ile birlikte sunulan tablo “gülünç” bir hale geldi. Oysa TSK mensupları bunu hak etmiyorlar.

 

Niçin hala 1970’li yılların Latin Amerika ülkelerini hatırlatırcasına ve sanki “Propaganda” filminin çekim setindeymişcesine sahneler sunmak zorundayız. Bayrak töreni otobüslere bindirilerek gelen bando ve askerlerle de yapılsa ve trafik felç olmasa da olmaz mı?

 

“20 Temmuz” ve “15 Kasım” törenlerine örneğin son Almanya gezilerimizde kazandığımız etkin konumda olan Alman milletvekilllerinin davet edilmemiş olmasına inanın çok seviniyorum. Makedonya, Kırgızistan ya da Pakistan heyetleriyle yetinmek bence bu koşullarda yeterli.

 

Sakın kimse yanlış anlamasın. Ben TSK ve Güvenlik Kuvvetleri’nin “Rum Kesimini yıldırıcı güçlerini” sergilemelerinden yanayım. Bununla hiç bir sorunum yok. Ancak bu sergileniş biçimi renkli ve zevkli sivil program eşliğinde çok daha farklı olabilir.

 

Eğer anlatılmak istenen biz “güçlüyüz, gerekirse ezer geçeriz ama barıştan yanayız” ise “barış” kısmının çok daha profesyonel bir şekilde sunulması gerekiyor. Kuzey Kıbrıs’ın imajı bence çok önemli!

 

Özellikle bu törenlerde çocukların asker üniformaları giyerek saatlerce nöbet tutmalarını övgüyle seyreden anne babalar da beni üzüyor. Sosyal pedagoji eğitimi görmüş bir birey olarak öğrendiğim tüm değerlerin ayaklar altına alınmasını izlemek acı oluyor. Çünkü günü geldiğinde insanların kahramanca vatanlarını savunmaları için çocukluklarında asker üniforması giymeleri gerekmiyor. Tam tersine onlara insan sevgisini, demokrasinin, barışın değerini aşılamak onların vatanlarını sevmesini ve gerektiğinde bu değerlerin diyarı vatanlarını savunmasını da sağlamakta. Sadece bebekleri ile evcilik oynayıp da günü geldiğinde vatanlarını kahramanca savunan kadınları hatırlatmakta yarar görüyorum.

Bu haber 450 defa okunmuştur

:

:

:

: