Buradan baktığımız zaman Türkiye bir dünya gücü, buradan yani KKTC’den değerli okurlar. Niye buradan bakmak önemli çünkü farklı güçler ki özellikle AB üye ülkeleri Kıbrıs Rum tarafının üzerinden TC yönelik kıskaca alma siyasetlerini kabul ettirmeye çalışıyorlar.
Buradan baktığımız zaman Türkiye bir dünya gücü, buradan yani KKTC’den değerli okurlar. Niye buradan bakmak önemli çünkü farklı güçler ki özellikle AB üye ülkeleri
Kıbrıs Rum tarafının üzerinden TC yönelik kıskaca alma siyasetlerini kabul ettirmeye
çalışıyorlar. Özellikle yıllardır süren Kıbrıs sorununu Türkiye üzerine yıkma ve
sorumlu olarak Türk askerini gösterme siyasetinin mücadelesi Rum tarafının ana
politikasıdır. BM güvenlik konsey üyeleri de bu siyasetin etkisin de kaldıklarını
görüyor ve yaşıyoruz, çünkü yıllardır devam eden görüşmeler neticesinde anlaşma
açısından her yakınlaşma döneminde Rum tarafı uzaklaşarak olası anlaşmayı sabote
etmiştir. En son Annan Planı da Rumların sayesinde rafa kalkmıştır bunu BM eski
genel sekreteri Sayın Kofi Annan söylemişti, ancak görüyoruz ki BM özel temsilcisi
Downer Kıbrıs Türk tarafının Annan Planı’ndan daha da geri gidip taviz verme yöntemi
ile anlaşma olacağını düşünüyor. Bu şekilde ki zihniyetle bir anlaşma olamayacağını
TC Sayın Tayyip Erdoğan ve KKTC Sayın Derviş Eroğlu gayet açık ve net ifade etmişlerdir.
Kıbrıs sorununda özellikle Sayın Erdoğan bir politika geliştirmiş ve uygulaması
neticesinde de Rum tarafının anlaşma isteksizliği dünya tarafından daha anlaşılır
olmuştur. Sayın Erdoğan ve partisi AKP TC’de iktidara geldiği zaman gerçekten Kıbrıs
sorunu kucakların da patlayacak bir bomba gibi duruyordu. Doğru, bir o kadar da
riskli strateji ile aleyhimize gelişmesi düşünülen sorun lehimize dönüştü. Şu çok
iyi bilinmesi gerekir ki bu çalışmaların arkasında çok güçlü bir çalışma ekibi var,
ancak risk almadan da olmuyor. Önderimiz Atatürk TC’yi kurarken riskler almadı mı o
asker kimliğinin altında öyle bir siyaset üretti ki Türkiye’yi parçalayan
emperyalist güçler Türk milletinin önünde diz çöktü, Atatürk yürüttüğü mücadeleyi
millete mal edince başarısı artık kaçınılmazdı, en önemli olgu millet olgusudur
kimse bu gücün karşısında duramaz.
Bu günlerde Rum tarafında çok ciddi bir siyasi endişe söz konusu, Kosova’nın
tanınması kararı. Bu karar Türk tezlerini güçlü kılacak özellikle Sayın Erdoğan’ın
elini daha da güçlendirecek ve KKTC’nin tanınması için uygun bir ortam yaratılacak.
Sayın Eroğlu da bu politikayı destekliyor, bundan dolayı Rum tarafında ki, tüm
siyasiler bir araya gelmeli ve bir çıkış yolu bulmalı diye ciddi bir endişe söz konusu.
Doğru bir strateji ile TC Başbakanı Sayın Tayyip Erdoğan Doğu Akdeniz de Türkiye çok güçlü ve yönlendirici bir konuma daha da geldi, endişe duyan İsrail, Rum tarafı ve Yunanistan
ile bir takım siyasi amaçlar için görüşmeler peşinde. Bu konuda İSRAİL yetkilileri
temaslar yapıyor, tüm amaç Türkiye’yi bu bölgede zayıflatmak, itibarını sarsmak orta
doğuda ve dünya da güçsüz bir ülke konumuna sokmaya çalışılmaktadır, bu senaryoların
arkasın da çok ülkeler vardır.
Ekonomisi güçlü demokratik bir Türkiye emin olunuz ki gerek komşu ülkeler ve
özellikle Müslüman ülkeler arasında emsal bir ülke olur sınırında sorun yaşamaz ve
ilişkiler daha da geliştikçe iş ve yatırımlar artar halk zenginleşir ve o zaman
örnek ülke oluruz. Bunları başarmanın yolu siyasi iktidardır, Sayın Erdoğan bunu
sağlamaya çalışıyor. Güçlü Türkiye arkasında çok oyunlar oynanmaya çalışılacak
tarihe baktığımız zaman bunlar bize yabancı değil çünkü biz yaşadığımız coğrafyayı
asırlar boyu idare ettik.
Ben geçen gece Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan’ı bir TV kanalında canlı röportajda izledim 12 Eylül’de ki referandumu konuşuyordu tabiî ki Sayın Erdoğan evet çıkmasını destekliyor
ancak ben şunu gözlemledim Sayın Erdoğan siyasi birliktelik için çağrı yapıyor
Türkiye’nin geleceği için keşke bu çağrıya olumlu cevap verilse, ben KKTC’den
bakınca birliktelik görmek bizi mutlu eder. ABD çıkarları söz konusu olunca
Cumhuriyetçiler ve Demokratlar birleşiyor, biz niye yapamıyoruz? Ben Sayın Erdoğan ve
tüm yöneticilere hayırlısı olsun diyor ve bu mübarek günde Anavatan’a ve şahıslarına
duacıyım.