Kuruluşundan beridir UBP’ li olan bir büyüğümüzle sohbet ettim. Partinin durumunu değerlendirerek, tespitlerde bulunmuştur, ben de kendisini dinledim. Sorularıma samimi cevaplar verdi. Dürüst ve ilkeli konuşmak istediğini söyleyince de, hiç zorlanmadım. UBP hükümetini nasıl değerlendirdiğini sordum kendisine. Verdiği cevap, zayıf kabine, güçlü başkan oldu. İrsen Bey’den mi bahsettiğini sorduğumda “Yok Derviş Eroğlu’ndan”, dedi. Demek kendisi halen daha partinin lideri durumundadır. Köşeleri tutmuş ve değişecek bir şey de yok. “Ancak kurultay da bir başkası kazanırsa, bazı değişimler olabilir”, demiştir. “Sayın Kaşif kazanırsa, belki köşelerin tutulması kalkar, aksi takdirde değişim zor.” Kendi değerleri var olsa da, partinin çizgisinin, ayak oyunları ve bir takım entrikalarla değişeceğini söyledi. Tahsin Bey’in büyük bir fırsatı teptiğini, çıkışının zamansız olduğunu ve buna anlam veremediğini açıkça söylemiştir. Bu kadar UBP’ li olmasının sakıncalı bulduğunu, herkesin yalakalık ve söylenti üzerine politika yaptığını söyleyince şaşırdım. Bu kadar ülke sorunu varken, herkesin derdi ekmek derdi iken, hükümetin popülist davranarak, halkın sorunlarına basit ve geçici çözümler üretmesine çok şaşırdığını, UBP’ nin köklü çözümler bulması gerektiğini belirtmiştir. Bir takım UBP’ lilerin hep kendi çevresine çalışmasının, partiyi halktan kopardığını ve politikacılara olan güveni azalttığını söylemiştir. Gerçek UBP’ li olanların, bu durumu hazmedemeyip, partiden soğumasının nedeni bu yanlış yaklaşımlarmış. Parti gazetesi Güneş’in vizyonunun boş olması ise, başka bir dertmiş. Oysa Yeni Düzen’e bakıldığında, vizyonunu yansıttığı ve dolu dolu bir gazete olduğu görülebiliyormuş. UBP’nin hükümette olup, bu kadar imkana sahip olmasına rağmen, kendi reklamından başka bir şey vermeyen bu gazetenin, değişmesi gerektiğini vurgulamıştır. “Samimi bir yaklaşımın olmadığına, UBP binalarındaki kalabalıkların menfaat ve çıkar bekleyen insanlardan başkasının olmamasına şaşırıyorum.” Gerçek UBP’ lilerin sayısının çoğalması gerekirken, sayılarının azaldığını görmenin, kendisini rahatsız ettiğini ifade etmiştir. “Çevrede bu kadar tilki dolaşırken, kümese giren tilkinin, bir şey yapmasının zorluğu görülüyor. Fakat kurnazlıkla sürüp giden ilişkiler, bu partiye zarar veriyor.” Dürüst ve gerçekçi politikanın kaybolduğunu, yalan söyleyip, bolca söz verenin el üstünde tutulduğunu görmenin, kendisini üzdüğünü ve hep çıkarcı yaklaşımların hükümeti zora sokacağını ve bunun kimsenin umurunda olmadığını belirtmiştir. “Böyle ülke yönetilmez ve ilkesizlik, UBP’ yi büyütmez, küçültür. Gerçekten, kurulduğundan bu güne kadar, UBP’ li olanların hiç bir işinin yürümemesi, beklentilerin karşılanmaması, köklü bir parti olan UBP’ yi, çok zor bir duruma sokacaktır” diyerek bu büyüğümüz, sözlerini bitirmiştir. Bana bu kadar samimi açıklamalarda bulunan büyüğümüze teşekkürlerimi buradan teşekkürlerimi sunuyorum.