Obama: Ortaklığımız WikiLeaks ile sarsılmaz

ABD Başkanı Barack Obama: Geçen hafta Başbakan Erdoğan ile olumlu geçen bir görüşmem oldu ve beraber, Amerikan-Türk ilişkilerinin güçlü yapısını teyit ettik. Bizim ortaklığımız elastikidir, WikiLeaks sarsamaz.

ABD Başkanı Barack Obama: Geçen hafta Başbakan Erdoğan ile olumlu geçen bir görüşmem oldu ve beraber, Amerikan-Türk ilişkilerinin güçlü yapısını teyit ettik. Bizim ortaklığımız elastikidir, WikiLeaks sarsamaz.

Hürriyet Gazetesi’nin sorularına yazılı olarak yanıt veren ABD Başkanı Barack Obama, Türk-Amerikan ilişkilerinden eksen kayması tartışmasına, İran meselesinden Türkiye’de din özgürlüğüne, Kürt açılımından İsrail krizine birçok konuya değindi. İşte Obama’nın sorulan sorulara verdiği çarpıcı yanıtlar…

TÜRKİYE’NİN AVRUPA’YLA BAĞI BOĞAZİÇİ KÖPRÜSÜ’NÜN ÖTESİNDE
-Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki desteğinizi daha önce birçok kez tekrarladınız ve ABD’nin üyelik koşullarını karşılayan bir Türkiye’nin Avrupa’nın yararına olacağına ikna olduğunu söylediniz. Yakın gelecekte bu üyeliği mümkün görüyor musunuz?
Bu kararın bize ait olmadığının farkında olmakla birlikte, ABD, Türkiye’nin AB’ye katılımını güçlü bir şekilde desteklemeye devam ediyor ve Türkiye’yi üyelik sürecini tamamlamak için gerekli reformları sürdürmesi için teşvik ediyor. AB üyeliği kriterlerini karşılayan bir Türkiye’nin AB’nin yararına, bu kriterleri yerine getirmek için Türkiye’nin harcadığı çabaların da Türkiye’nin yararına olduğuna halen ikna olmuş vaziyetteyim. Türkiye Avrupa’ya Boğaziçi’nin üzerindeki köprülerden daha fazlasıyla bağlı. Yüzyıllar boyu paylaşılan tarih, kültür ve ticaret, Türkiye ve Avrupa’yı bir araya getiriyor. Avrupa; etnisite, gelenek ve inanç çeşitliliği ile kazanır. Bunlar yüzünden eksilmez.

EKSEN KAYMASI DEĞİL DİNAMİK DIŞ POLİTİKA
-İran yaptırımları oylaması ve İsrail ile yaşanan Mavi Marmara krizinden sonra, Washington’da bazı çevreler Türkiye’nin dış politika ekseninin Batı dünyasından Ortadoğu’ya kaydığını savunuyor. Bu tartışmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye yakın bir müttefik ve stratejik bir ortaktır. Dinamik bir dış politikası var ve bölgede daha aktif bir rol oynuyor. Türkiye için ortaya çıkan bu önemli rolün farkındayım. Bu durum, benim Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan ile izlediğim, ilişkimizin güçlendirilmesiyle de tutarlı. Çünkü beraber, yüz yüze olduğumuz ortak zorlukları ele almak için daha çok şey yapabiliriz. Bizim Türkiye ile ikili ve çoklu gündemimiz, Irak, Afganistan gibi yerlerde istikrar ve güvenlik, ticaret ve yatırım, kontrterörizm dahil birçok konuyu içerir.

Diğer yakın müttefik ve dostlarımızla olduğu gibi, bazen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki İran yaptırımları oylaması benzeri anlaşmazlıklar yaşayacağız. Benim hükümetim, bu farklılıkları kabullenmede samimi. Taktikler konusundaki farklılıklarımıza rağmen, Türkiye’nin nükleer silahla donanmış İran’ın engellenmesi ve uluslararası nükleer silahların önlenmesi rejiminin güçlendirilmesi amacını paylaştığına güçlü bir şekilde inanıyorum. Verdiği oya rağmen, Türkiye’nin tüm BM ülkeleri gibi BM Güvenlik Konseyi’nin 1929 sayılı kararını (İran’a yaptırım) harfiyen uygulamayı ve nükleer silahsız bir dünya için çalışmayı hedeflediğini biliyorum.
-NATO şemsiyesine alınan füze kalkanının Türkiye’deki rolü ne olacak?
Lizbon’daki zirvede, liderler, Pakt’ın topraklarını ve nüfusunu balistik füze tehdidinden koruması gerektiğine karar verdi. Tarihi karar, Türkiye dahil tüm müttefiklerle geniş müzakerelerin ardından alındı. Sistem, bazı ülkelerde balistik füzelerin yaygınlaşması ya da devlet dışı aktörlerin şimdi ya da gelecekte müttefikleri tehdit edebilmesine bir cevap, bir savunma kapasitesi. Özellikle bir ülkeye yönelik değil. Pakt, bu kararın nasıl uygulanacağı ve Paket üyelerinin katkılarının bizi en iyi şekilde koruması için nasıl entegre edileceği konusunda halen karar vermeye çalışıyor. Açılım sürerse PKK’nın cazibesi ve gücü kalmaz.

-Türk Hükümeti, PKK’ya karşı mücadelede ABD Yönetimi ile işbirliğinden memnun. Ancak bazı konularda Amerikan tarafından daha fazla destek bekliyorlar. Bu konuda ne yapabilirsiniz? Türk Hükümeti’nin Kürt açılımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
PKK, bizim Yabancı Terörist Organizasyon olarak kabul ettiğimiz bir örgüt. Bölgenin istikrarına bir tehdit. ABD, bu soruna göğüs germede bizim Türk ve Iraklı müttefiklerimizin çabalarına destek veriyor. Türkiye’nin, teröristlere karşı kendini savunma hakkı var. Bizim üstümüze düşen kısımda, ABD, PKK’yı Yabancı Terörist Organizasyon ve önemli bir uyuşturucu satıcısı kabul ederek, PKK’nın maddi destek kaynaklarını suç kapsamına almak için çalıştı. Kuzey Irak’ta PKK’ya karşı Türk askeri operasyonlarına destek sağlıyoruz.
PKK’nın Avrupa’daki bağış toplama, kara para aklama ve benzeri faaliyetlerine karşı savaşmak için Avrupalı müttefiklerimizle çalışıyoruz. Aynı zamanda PKK’nın çözümünün sadece askeri olmadığını vurguluyoruz. Bu, insan hakları ve bütün Türkiye vatandaşlarının yaşam standartlarını geliştirme çabaları ile art arda yürümeli. Türkiye’deki Kürtler ve diğer gruplar için insan hakları ve ekonomik durumun iyileştirilmesi inisiyatifi “Milli Birlik Projesi” türü adımları memnuniyetle karşılıyoruz. ABD, geçen yıl Kürtçe ve diğer dillerde devlet ve özel TV yayıncılığının başlamasını, Kürtçe ve diğer diller dahil üniversitelerde dil bölümlerinin açılmasını ve Antiterör Yasası’nda yapılan son değişiklikleri de memnuniyetle karşıladı. Bunlar, devam ettirilir ve zaman içinde genişletilirse, PKK’nın cazibesini ve gücünü zayıflatacak türden adımlardır.

TÜRKİYE -ABD İLİŞKİLERİ HİÇ OLMADIĞI KADAR ÖNEMLİ
-2008’de Başkanlığı devraldıktan sonra deniz aşırı ilk resmi ikili ziyaretinizi Türkiye’ye yaptınız. Bu ziyaretin ardından ABD ve Türkiye arasındaki ilişkiler ise farklılıklara rağmen gelişmeye devam etti. Bugün iki ülke arasındaki durumu nasıl görüyorsunuz?
2009 Nisanı’nda Türkiye’ye gittiğimde, ABD-Türkiye ilişkilerinin önemini vurguladım ve yaşadığımız çağın zorluklarını aşmak için ABD ve Türkiye’nin yan yana durup beraber çalışması gerektiğini söyledim. Aynısı bugün de geçerli. Geçen hafta Başbakan Erdoğan ile olumlu geçen bir görüşmem oldu. Ve beraber, Amerikan-Türk ilişkilerinin güçlü yapısını teyit ettik. Bizim ortaklığımız elastikidir. Ve Wikileaks’in sorumsuz davranışlarının bunu tehdit edemeyeceği konusunda anlaştık. Paylaştığımız çıkarlar, paylaştığımız değerler ve ortaklığımızın uzun vadeli değerlerine bağlılığımız, anlaşamadığımız zamanlarda bile ilişkimizi kuvvetlendiriyor. Dünyanın yüz yüze olduğu, her geçen gün çetrefilleşen zorluklar açısından, Amerikan-Türk işbirliğinin hiç olmadığı kadar önemli olduğuna inanıyorum.

BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN İSRAİL'E UÇAK GÖNDERMESİNİ ALKIŞLIYORUM
-Türkiye ve İsrail arasındaki kriz halen devam ediyor. İki ülke bunu aşmak için ne yapmalı? ABD bu sorunun çözümünde nasıl bir rol üstlenebilir?
Türkiye ve İsrail’in ikisi de, ABD’nin önemli müttefikleridir. Bizim de teşvik ettiğimiz ikisi arasındaki ilişki, bölgesel istikrar için esastır. Türkiye ve İsrail’in makul bir yol bulma konusundaki çabalarını destekliyorum ve her iki ulusu da ilişkileri tamir etmek için yapabilecekleri her şeyi yapmak için teşvik ediyorum. Bu arada Başbakan Erdoğan’ın İsrail Hükümeti’nin ülkedeki korkunç yangına karşı yürüttüğü savaşa yardım etmek için Türk uçağı yollama konusundaki cömert kararını alkışlıyorum.
Bu haber 5 defa okunmuştur

:

:

:

:

DİĞER HABERLER