“Türk- Kürt birlikteliğini bozmaya kimsenin gücü yetmez”

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Pazar gününü geçirdiği Bitlis’te CHP ve BDP’yi eleştiri yağmuruna tuttu. Erdoğan; “İnkar Türkiye'yi hiçbir yere taşımaz, bölgenin dertlerine derman üretmez. 1500'lü yıllarda kaleme aldığı bu ifade, çok ilginç. ‘Türk ile Türk, Kürt ile Kürt. Evde koyun, yabanda kurt’...” dedi.

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Pazar gününü geçirdiği Bitlis’te CHP ve BDP’yi eleştiri yağmuruna tuttu. Erdoğan; “İnkar Türkiye'yi hiçbir yere taşımaz, bölgenin dertlerine derman üretmez. 1500'lü yıllarda kaleme aldığı bu ifade, çok ilginç. ‘Türk ile Türk, Kürt ile Kürt. Evde koyun, yabanda kurt’...” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bitlis’te halka seslendi. Konuşmalarında BDP ve CHP’yi eleştiren Erdoğan, Bitlis’te devlet adamlığı yapmış Şükri Bitlisi’nin ifadelerini hatırlatarak, Türk ve Kürt’ün bir bütün olduğunu söyledi. Erdoğan; “1500’lü yıllarda kaleme alınan bu ifade çok ilginç. ‘Türk ile Türk, Kürt ile Kürt. Evde koyun, yabanda kurt’... Bu dizeler bundan 500 yıl önce yazılmış. 500 yıl önce Şükri Bitlisi, Kürt ile Türk’ün birbirine kardeş olduğunu, birbirleriyle kaynaştığını, bütünleştiğini, yabana, düşmana karşı Türk ile Kürt'ün bir ve beraber olduğunu anlatıyor. Biz bu coğrafyada birbiriyle 50-100 yıl önce tanışmış insanlar değiliz. Biz bu coğrafyada birbiriyle zoraki birliktelik kurmuş halklar değiliz. Biz bu coğrafyada bin yıldır varız, bin yıldır biriz ve bin yıldır beraberiz ve etle tırnağız, biz birbirimizin akrabası değil, birbirimizin kardeşiyiz. Bu birlikteliği bozmaya kimsenin gücü yetmez. Bu kardeşliğin içine fitne sokmaya hiç kimsenin gücü yetmez. İşte onun için gündelik politikalara da gündelik çözümlere de takılıp kalmayacağız”dedi.

“KİRLİ SİYASET DAHA FAZLA KAZANMASIN”
Kendisini dinleyenlere “Kardeşlerim bu oyunu görmek zorundayız. Bu oyunu görmek ve bu oyunu bozmak zorundayız” diye seslenen Erdoğan, şunları söyledi: “Kirli siyaset artık daha fazla kazanmasın, provokatörler, tahrikçiler kazanmasın. Artık benim ülkemde gençlerin ölümünden silah tüccarları kazanmasın. Benim Doğulu, Güneydoğulu kardeşimi artık birileri daha fazla istismar etmesin. İşte bu mesele de sadece devletin meselesi değil, bu mesele sadece devlet eliyle çözülecek bir mesele değil. Bu mesele de sizin, hepimizin, bizim ortak meselemizdir. Bunu birlikte çözmek zorundayız. İş adamları, sivil toplum örgütleri, vakıflar, dernekler, sendikalar, kanaat önderleri kenarda durmayacak. Üniversiteler bu oynanan oyuna seyirci kalmayacak. Anneler, babalar, kardeşler kenarda durup süreci seyretmeyecek. Sadece hükümet değil, herkes elini bedenini, yüreğini taşın altına koyacak ve biz hep birlikte bu günleri geride bırakacağız. Yeterince acı yaşadık. Bu milletin kardeşliğine kastedenler yeterince sevindi. Artık fitnecileri, provokatörleri, silah tüccarlarını değil, kendimizi sevindirme zamanıdır.”


“KENDİNİ KÜRT HALKININ TEMSİLCİSİ GÖSTERENLER ŞİMDİ DÖNDÜLER”
Konuşmasında BDP’yi hedef alan açıklamalar da yapan Erdoğan şunları söyledi: “Bakın, son dönemde görüyorsunuz, kendisini Kürt halkının temsilcisi gibi lanse edenler, şu anda döndüler, Kürt halkı üzerinde baskı kurmanın gayreti içine girdiler. Konuşanlara baskı uygulanıyor, yazanlara baskı uygulanıyor. 'Çözüm' diyenlere, 'terör bitsin' diyenlere baskı uygulanıyor. O kadar ki sandığa gidip hür iradesiyle oy kullanacak seçmene dahi baskı uygulanıyor. 12 Eylülde güya sandıkları boykot ettiler. Peki kime yaradı? Kimin ekmeğine yağ sürdü? Kimin değirmenine su taşıdı? Bu kadar önemli, bu kadar hayati, Türkiye'nin çehresini değiştirecek bu kadar tarihi bir Anayasa değişikliği sürecinde, 'hayır' cephesinde yer almak, ‘hayır’ diyenlerin safında yer almak, onlara destek vermek samimiyet midir?”
Bu haber 15 defa okunmuştur

:

:

:

:

DİĞER HABERLER