Gunaydın !!! Nasılsınız?

Yola çıkınca her sabah Bulutlara selâm ver Taşlara, kuşlara Atlara, otlara, insanlara selâm ver.

Yola çıkınca her sabah
Bulutlara selâm ver
Taşlara, kuşlara
Atlara, otlara, insanlara selâm ver.
Sonra çıkarıp cebinden aynanı
Bir selam da kendine ver.
Hatırın kalmasın el gün yanında
Bu dünyada sen de varsın!
Üleştir dostluğunu varlığa,
Bir kısmı seni de sarsın.

***Prof Dr Üstün DÖKMEN***

Yıllar önce Mağusa’da yaşarken, Kaleiçi’ndeki yollardan aklımda kalan, herkesin “Günaydın, iyi dersler” demesi idi. Akşamda dönüşte, “nasıl geçti okulun?” diye sormaları. Hele bir teyzeciğim vardı, hep kapının önünde otururdu, “kızım yemeğin yoktur, yorgunsundur gel ye de öyle gidersin” derdi. Bu saflığın, yakınlığın, karşılıksız sevgilerin günümüzde kaybolduğunu bilmek, yanında yaşayan komşusundan bile haberinin olmaması ve de bütün bunlar için illaki bir suçlunun olması beni gerçekten üzüyor. Çünkü suçlu yok suçlular var: zamansızlık, teknolojik gelişmeler, bencillik, vurdumduymazlık, kıskançlık, çekememezlik, sevgisizlik, mutsuzluk vs... Liste uzun, ben sadece önemlileri sıralamak istedim. Hiçbiride olumlu, pozitif bir yaklaşım değil, değil mi? Hatta hepsinin üstünde öyle olumsuz bir enerji var ki, bunu taşıyan insanların üstüne yansıyor. Bu hayatımızın her kesiminde karşımıza çıkıyor, okulda öğretmenler, sokakta insanlar, evde aileler, kısacası bir günde diyalog içinde olduğumuz herkes. Siz belki çok kişi görmüyorum, hatta hep aynı kişileri görüyorum, bu durumda da her gün, her gün of çok sıkıcı dediğinizi duyar gibiyim. Biz hergün sevgi isteriz, sıcak bir gülümseme, bir günaydın; ama karşımızdaki istemezmiş gibi biz sadece isteriz, vermeyiz. Yani tek taraflı gerçekleşiyor bir günaydın bile. İşyerlerinde sabahları ‘günaydın’ demek galiba pek de doğru bir şey değil. Genelde makam ve görev ayırt edilmeksizin, karşılıklı selamlaşılırdı eskiden. Benim sınıflarımda, ilk öğretmeye çalıştığım konulardan biri “misafir karşılama” nasıl yapılırdı ve şu da gerçek ki hiç kolay değil. Düşünsenize, hayatı boyunca ‘günaydın’ dememiş birine nasıl bunu öğretebilirsiniz ve uygulamasını istersiniz? Güleryüzlü karşılandığınız yere gidiyorsunuz. (Burası öğrenenlerin iş yeri oluyor) Size gülümsemeyen, hatta ne işin vardı da kalktın geldin şimdi diye bakan gözlere de bir daha gelmem asla deyip çıkıyorsunuz. (Burası da öğrenmemiş iş yeri oluyor) Mesela yıllarca havayollarındaki hosteslerin ne kadar ciddi (gülmeyen) olduğundan şikayet ederiz. Birde bu havayollarının satış ofislerinde çalışan arkadaşlar var, nedense onlarda çok ciddi karşılıyorlar!!!! Acaba, aldıkları eğitimde böyle yapmaları mı söyleniyor. Şunu unutmamalıyız ki, sizi ilk karşılayan kişi ilk izlenimi bırakır ve aldığınız pozitiflik sizin çok güzel bir tatile, işe, güne başlamanızı sağlar. Mesela; otellerin kapılarında duran herkes oteller için çok önemlidir. Her ne kadar biz kapı görevlisi ya da ‘bell boy’ deyip geçiyorsak da; iyi bir otel genel müdürü, ilk bell boy ekibini teftiş eder, en uygun şekilde donanımlanmış, eğitilmiş olmalarından emin olur. Çünkü ilk izlenim herşeydir. Nedense Kıbrıs’ta gittiğim otellerde yanlış bir kanı var sanırım, galiba herkes birbirine ‘resmi ol, ciddi dur’ diyor ve asık suratlarla dolaşıyorlar, işlerini yapıyorlar. Bir otelde isem ve bahçe ile uğraşan bahçıvan gördü isem eğilip “kolay gelsin, çok güzel olmuş derim”; önce şaşırır ama sonra “teşekkür ederim” der. İşte güzel bir gün daha!!! Ben ne diyordum, Gülümseme... hmm ne kadar pozitif değil mi? Hayata gülümse, yanlışlıklara gülümse, hatalara gülümse, geleceğe gülümse. Bugün kaç kişiye gülümseyerek “Günaydın” dediniz?
Bu haber 230 defa okunmuştur

:

:

:

: