HAK (Halkın Adalet Konseyi) Brüksel'e Gidiyor Nihayet!

HAK (*Halkın Adalet Konseyi*) üyesi derneklerin yöneticilerinin '*ayrımcılık ve ırkçılık*' alanında bir dizi aktivite planladıklarını öğrendiğimde çok sevindim.

HAK (*Halkın Adalet Konseyi*) üyesi derneklerin yöneticilerinin '*ayrımcılık
ve ırkçılık*' alanında bir dizi aktivite planladıklarını öğrendiğimde çok
sevindim.


Çünkü aslında gerçekten Brüksel'e gitmek için haklı nedenleri olan *sivil
toplum örgütlerinin başında gelmekte HAK*. Bildiğiniz gibi *Avrupa
Birliği*'ayrımcılık ve ırkçılık sorunları' konusunda
*çok hassas*. AB'nin bu alanda çok sayıda yasası ve 'ırkçılığa karşı
mücadeleyi', 'ayrımcılığa karşı faaliyetleri' ve de '*ayrımcılık ve ırkçılık
kurbanlarına yardımı*' destekleme fonları bulunmakta.


AB hem 'hayvanları ve tabiatı koruma alanında' gerçek '*tavşanlar*' için bir
çok yasa ve fon sunmakta hem de insanları '*çabuk üreyen tavşan*' diye *
aşağılayan* ırkçı kafa yapılarına karşı yasalar ve fonlar sunmakta.


*HAK* haklı olarak 'ayrımcılık ve ırkçılık' konusunda *çok hassas*. Öyle de
olmak zorunda. Örneğin KKTC'nin yanı başında bulunan Kıbrıs Cumhuriyeti
adını kullanan Güney Kıbrıs'ta ırkçılık '*büyük bir tehlike*' haline gelmiş
durumda. Özellikle Kıbrıs'ın Kuzeyinden Güney'e geçen Türkler bu ırkçılıktan
her yıl yeterine nasiplerini almaktalar. Güney Kıbrıs'ta göçmen kökenli
olarak yaşamakta olanlar da son aylarda bu konuda çok sayıda açıklamalar
yaparak Rum Kesimi'ndeki 'ırkçılık ve ayrımcılıktan' şikayetlerini dile
getirdiler. Bu şikayetler maalesef Brüksel'de yeterince duyulmadı.


Rum Kesimi, KKTC'de de bu alanda boş durmuyor. Onlarca yıldır KKTC'de
yaşamakta olan ve kimi vatandaş kimi de çok uzun oturumlu konumda olan
Kıbrıslı Türkleri '*çözüme engel*' diye hedef göstererek Kuzey Kıbrıs'ta
malüm çevrelerin demeçlerinin ve manşetlerinin ana konusu olmasını sağlıyor.

Kıbrıs'ta çözümün sanki tek engeli 'kırk, otuz ya da yirmi yıldır burada
yaşamakta olan ve çocukları burada doğmuş yani buralı olmuş insanlarmış'
gibi Brüksel ziyaretleri yapan bazıları bu konuyu 'dillendirip' duruyorlar.

Oysa örneğin Avrupa Parlamentosu'nda aileleri kırk ya da otuz yıl önce AB
ülkelerine göç etmiş ve oralı olmuş onlarca *göçmen kökenli
milletvekili*var. Örneğin Almanya'nın sosyal demokrat milletvekili
İsmail Ertuğ vakti
zamanında izmir'den Bavyera'ya göç etmiş bir anne ve babanın oğlu! Şimdi
Brüksel'e gidenler KKTC'ye Anadolu'dan göç edip onlarca yıldır burada
yaşayan ve aslında buralı olmuş Türkler'in '*geri yollanmasına*' örneğin
İsmail Ertuğ'un da onay vermesini mi bekliyorlar? İsmail bu talepleri dile
getiren 'Avrupa Aşırı Sağı'na karşı' kavga vermekte.

Almanya'da Kuzey Kıbrıs'ın haklı kavgasına en aktif desteği veren Türkiye
kökenli milletvekilerinin hepsi göçmen çocukları. Onlara da Alman Sağı
yıllar boyu '*siz buralı değilsiniz*' deyip durdu.

HAK'ın anlatacaklarını en iyi anlayacak olan AB ülkelerindeki göçmen kökenli
politikacılar olacak.

Lefkoşa'nın kuzeyindeki AB'nin resmi temsilciliği ve yine AB destekli
faaliyet gösterenler de daha ne kadar bu konuya *kayıtsız kalacaklar*?

Kıbrıs Sorunu özelinde göçmenler konusu *tek taraflı ele alınamaz*. AB Göç
ve Göçmenler Politikaları kapsamında en başta temel değerleri gereği AB'nin
Kıbrıs'ın kuzeyinde yaşamakta olan göçmenlere sahip çıkma zorunluğu var.

Bir yandan sınır kapısı elbette yol geçen hanı olmamalı! Öte yandan ama
onlarca yıl önce buraya gelmiş ve buralı olmuş olan insanlar da hem bazı
medya hem de bazı sendika ve benzeri kesimler tarafından '*dışlananlar*'
muamelesi gördüklerinde AB kuralları hayata geçirilmeli ve *AB Temel
Değerleri* doğrultusunda '*ırkçılık ve ayrımcılığın' AB'de yerinin
olmadığını*'şimdiye kadar anlayamamış olan bazı AB hayranlarına'
anlatılmalıdır.

'AB, AB' diyerek 'Türkiye'ye yönelik eleştirilerini dile getiren' malüm
çevreler aslında *AB'yi tanımamaktalar*. Anlattıkları 'ırkçı *tavşan'
öyküleri* ve 'göçmenlere' yönelik *insan hakları sorunlu* talepleri en başta
AB'ye ters düşmekte.

HAK bundan böyle Brüksel'de Türkiye kökenli ve diğer göçmen kökenli
milletvekillerini de yanına alarak '*ayrımcılık ve ırkçılığa karşı evrensel*'
kavgada yerini alacak ve emin olun HAK bu şekilde Güney Kıbrıs'ta ırkçılık
kurbanı göçmenlere de en büyük desteği sunmuş olacak!

HAK Yönetimi'ni sadece *Brüksel Ziyareti* planı için değil aynı zamanda AB
ülkelerindeki Türk kökenli milletvekilleri ile birlikte 'ayrımcılık ve
ırkçılık alanında bir dizi aktivite planlamakta olduğu için yürekten
kutlarım.

Bu haber 761 defa okunmuştur

:

:

:

: