Berlin’de 175.913 tavşan yaşıyormuş

Bugün Pazar ve aslında politikaya hiç bulaşmak istemiyorum. Ama politika bana bulaşmaktan vazgeçmiyor.

Bugün Pazar ve aslında politikaya hiç bulaşmak istemiyorum. Ama politika
bana bulaşmaktan vazgeçmiyor.

Almanlar sayar valla. Parklarında, bahçelerinde ve tarlalarında ve de kiminin evlerinde 'kaç tavşan yaşadığını' bilirler. Berlin'de yaşamakta olan tavşanların da sayısını bildiklerinden emin olabilirsiniz.

Bugün benim önümde aktüel rakamlar var. Kuzey Kıbrıslı bazı sendika ağalarının 'Türkiye ve Türk düşmanlığının depreşmesi' sonucu şekerleri yükselip de 'KKTC sokaklarında karşılarına çıkan Türkleri de tavşan olarak' gördüklerinden beri ben de 'ne zaman Avrupa'da Türk Göçmenler' söz konusu olsa KKTC'deki sendika ağalarını ve onların 'tavşan fobilerini' düşünmeden edemez oldum.

Kaynağını beğenmedikleri ve küçümsedikleri TC vatandaşlarının vergilerinin oluşturduğu bol maaşlarıyla 'işçi sınıfının emek kavgasını' vermekte olduklarını iddia eden sendika ağalarının dudaklarını uçuklattıracak rakamlar sunacağım bugün:
Berlin-Brandenburg İstatistik Kurumu tarafından yapılan açıklamaya göre 3,4 milyon civarında nüfusu olan Berlin'de yaklaşık 872 bin göçmen kökenli Berlinli yaşıyormuş. Göçmen kökenliler toplam kent nüfusunun yüzde 25,7'sine tekabül etmekteymiş. Üstelik bu rakamın 175.913'ünü Türkler oluşturmaktaymış. Sendika ağalarına daha da kötü haberlerim var: Federal İstatistik Dairesi tarafından yapılan açıklamaya göre de, Almanya'da 2010 yılı sonu itibariyle yaklaşık 1,63 milyon Türk vatandaşı yaşamaktaymış. Üstelik bu sayılara benim gibi Alman vatandaşı olan Türkler dahil değiller. Almanya'da yaşayan yabancıları oluşturan en büyük grup yine yüzde 24 ile Türkler ve Almanya'da doğan yabancılar oranında yüzde 41 ile Türk bebekler ilk sırada.

Brüksel'lere de büyük bir ihtimalle aralarında çok sayıda 'tavşan diye tanımladıkları' sendika üyesi 'öz Kıbrıslı olmayan Türkiyeli'nin' aidatlarını da tahsil ederek sağladıkları ödeneklerle gidip onları tavşan diye 'aşağılayanlar' aslında 'Müslüman mahallesinde salyangoz' satmaktalar.

Sakın Berlin'e gelip, Alman Politikacılara 'Anadolu'dan gelen ve kırk yıla yakın zamandır bu ülkede yaşayan ve de 'tavşan' gibi doğurgan olan Türklerden' şikayet etmesinler. Bunu zaten 'Alman Aşırı Sağı' yapmakta. Ancak Almanya'nın demokratik partilerinin seçmeni konumunda olan Türkiye kökenli seçmenler de bu tarz 'Türk Düşmanlığı' yapanlara 'özel bir ilgi'duymaktalar.

Hele 'Almanya'daki Türk Göçmenlerle KKTC'de ülkeyi işgal amacıyla adaya yerleştirilen Türk Göçmenler arasında ilişki yoktur diyen 'köylü kurnazı' söylevlere Almanya'nın karnı tok. Almanya'da ünlü bir söz var: '*İşçi geldi sanıyorduk, meğerse gelenler insanmış*' diye. Aynen öyle. Hangi ülkede olursa olsun ve de hangi nedenle göç ettirilmiş olursa olsun sonuçta '* insanlardan*' bahsedildiğini unutmamak çok önemli. Anne ve babası otuz yıl önce adaya göçmüş ve kendi burada doğmuş ve de KKTC'den başka anavatan tanımayan bir çocuğa '*sınıfımdaki yabancı*' diye bakana biz Almanya'da 'öğretmen' demiyoruz ve bizim bu bakış açımız 'insan hakları kavramı içinde evrensel human' bir bakış. Şaşırıyorum adada '*hem solcuyum hem de öğretmenim*' deyip ardından on yaşındaki bir çocuğu *ayrımcılık yaparak 'Türkiyeli' diye tanımlayan zihniyete*.

Neyse dedim ya bugün Pazar. Aslında ben bugün *2009 Kainat Güzeli Elham Wagdi* üzerine yazmaya niyetliydim. Dostum Hasan Bozer'i kıskandım. Güzeller güzeli bu bayanı mecliste ağarlarken '*Bir dünya güzelini ağarlamak, biz de bir dünya devleti olduğumuza göre çok önemli ve anlamlıdır*' demiş.

KKTC tanınıyor olsaydı belki Angela Merkel'i ağarlayacaktı dostum. Ben
tanınmamaktan yanayım! * Merkeller Güneye gidecekse ve* *Wagdiler bize
gelecekse *durumumuzdan niye şikayet edelim!

Bu haber 581 defa okunmuştur

:

:

:

: