Hoş geldin Sn Halil İbrahim Akça

KKTC ye TC BÜYÜK ELÇİSİ olarak tekrar hoş geldiniz sn HALİL İBRAHİM AKÇA KKTC yi biliyorsunuz bu ülkede çalıştınız, siz de ifade ettiniz ki basının sizi tanıtmasından siz bile kendinizi tanıyamadınız ben gerçekte böyle bir kişiyim diye kendinize sorma ihtiyacı hissetiniz.

KKTC ye TC BÜYÜK ELÇİSİ olarak tekrar hoş geldiniz sn HALİL İBRAHİM AKÇA KKTC yi biliyorsunuz bu ülkede çalıştınız, siz de ifade ettiniz ki basının sizi tanıtmasından siz bile kendinizi tanıyamadınız ben gerçekte böyle bir kişiyim diye kendinize sorma ihtiyacı hissetiniz. Ben şahsen bu şekilde yakıştırma ve tanıtmalara katılmadığımı defalarca söyledim ve yazdım yıpratırcasına eleştiri yapmak kimseye bir yarar sağlamaz kaldı ki yanıltmalar yaratır ve siyasetin sıcak olduğu KIBRIS ta bizi yok sayan RUM ‘un eline de malzeme verir onların sırtımızdan siyaset yapmasını sağlarız. Bilinçli veya bilinçsiz bu tahribatı gerçekleştirmek kime yarar sağlar doğrusu merak ediyorum bu soruyu birçok kişi kendine sormalıdır?????????

Bizler sn AKÇA sizi ve çalışmalarınızı iyi tanıyoruz çağdaş ekonomik bir akıl ile bir çok anomaliyi düzeltmek için çok çalışmalar gerçekleştirmiş olduğunuz birçok kişi ve yetkili tarafından ifade edilmektedir. Dünya ve bölge değişiyor ayak uydurmak şart aksi taktir de kopar ve yok olursunuz TÜRKİYE’MİZ değişen düzene çok iyi adapte olmuş ve büyümeye devam ediyor, özellikle AB üyesi ülkeler batarken, bunu da TÜRKİYE BB sn TAYYİP ERDOĞAN’IN çok güçlü hükümetine ve çok iyi geliştirilmiş çalışma ekibine ve şahsının çalışkan, güçlü ve risk alabilen kişiliğine bağlı olarak değerlendiriyorum.

TC Hükümeti ve başta BB sn ERDOĞAN gerçekleştirmiş olduğu açılım politikaları ile TÜRKİYE’NİN bir DÜNYA gücü olmasını sağladı, KIBRIS politikası da BM tarafından taktir gören bir politika oldu. Bizi açıkça suçlayabilecekleri nokta da değil yabancı güçler, bir tek nakarat gibi RUM –YUNAN ikilisi bizleri suçluyor ancak esas suçlu kendileri, bizde bunu DÜNYA YA anlatmak durumundayız. Anlaşma olabilmesi için çok iyi çalışmalıyız ancak nasıl olursa olsun diye de bir anlaşmayı kabul etmeyiz kalıcı yaşayabilecek bir anlaşma ve KIBRIS gerçeklerine dayalı bir anlaşma bu çizgiden de geri adım atmayız. Rum liderler her fırsatında Kıbrıs TÜRK’LERİ derken geçmişi unutuyorlar haksız yere işkal ettikleri bu KC nin sorgulanma zamanı geldi ve geçti bile.

Onlar bizleri suçlaya dursunlar esas gayri hukuki kendileri yeter ki biz kendimize daha çok güvenelim ve haklarımızı daha çok savunalım bizler ileri adım attıkça haklılığımız daha da gün yüzüne çıkar ses çıkarmaz isek de arkamızda çok oyun oynanabilir.

Rumlar TÜRKİYE Yİ çok güçlü bir ekonomik ve askeri güç olarak görüyorlar, iş adamları bu ekonomik güçten pay almak istiyorlar ve bu görüşü savunan çok iş adamı var bizim çıkarımız TC ile çalışmaktan geçiyor diye düşünen çok insan var başta deniz taşımacılığı. Savunmaları şu ki TÜRKİYE AB ye karşı yükümlülüğünü yerine getirsin ve limanları açsın diyorlar. Bizler ise ortak yeni bir federatif devleti savunuyoruz ve ısrar ile devam edeceğiz ancak bunun da bir süresi olması şart çünkü HRİSTOFYAS’A kalsa 50 yıl daha devam etsin diyor çünkü işkal ettiği KC nin nimetlerini tüketiyor.

Anlaşma olmaz ise ki görünen şu ki çok zor gelişmelerin bu şekilde ki devamı ile o da RUM liderlerden kaynaklanıyor çünkü gayri hukuki ele geçirmiş oldukları devleti paylaşmak istemiyorlar. Onlar paylaşmak istemiyorsa 40 yıl daha bekleyecek değiliz ya bizde kumuş olduğumuz devletin tanıtılması için yani KKTC NİN varlığının İNSAN HAKLARI temelinde kabul görmesi için etkin mücadele vermeliyiz ve en önemlisi farklarımızı bir kenara bırakma zamanının geldiğini düşünüyorum.

Kendi içimizi tam teşekküllü bir devlet haline getirmemiz şart, bundan dolayı çağdaş kriterler ışığında hareket etmemiz gerekiyor çünkü ya devlet olacaksınız ya da olmayacaksınız ben detayına girmek istemiyorum ancak bir doğru varsa gerçek bir yapıyı istediğimiz oranda kuramadık çalışmalar ciddiyet ile sürüyor, hükümetin attığı adımlar var ki siyaseten riskli ancak mali disiplin açısından da kaçınılmaz örneğin mali borçlanmanın KKTC merkez bankasına devri çok çok önemli ve sıralanacak çok şey var.

Sn AKÇA çok hassas bir dönemde bu şerefli görevi aldınız sizin başarılı olmanız için basın olarak bize de görev düşerse her zaman hazırız çünkü halk kazanacak KKTC kazanacak ve devlet olarak hak ettiğimiz yere geleceğimize inancım tamdır yeter ki kendimize inanalım ve güvenelim tek yolumuz açık görünüyor o da KKTC ile TC ilişkilerinin doğru bir şekilde geliştirilmesi.
Bu haber 810 defa okunmuştur

:

:

:

: