Sözüm KKTC'de 'göçmen' tanımı ile sorunlu olanlara.
Sözüm KKTC'de yaşamakta olan 'Anadolu' kökenli Kıbrıslı Türkler'den 'bizden değil' diye 'dışlayarak' bahsedenlere. Kormayın.
Bu göçmen kotasının yaşandığı diyar Almanya! Şimdilik sizden oldukça uzak!
Alman Sosyaldemokrat Partisi SPD'nin üyesi olan ve Berlin Eyaleti'nin
Maliye eski Senatörü ve de Alman Merkez Bankası eski üyesi Thilo Sarrazin
adında bir 'yoldaşın' kaleme aldığı bir kitap sadece Almanya'yı
karıştırmakla kalmadı, SPD'de karıştı. Almanya'da ve özellikle Berlin'de yaşamakta olan Türklerin ve Müslümanların büyük bir çoğunluğu ile sorunlu Sarrazin ve ne ilginçtir çok sayıda Türkiye kökenli çocuğun da öğretmenliğini yapmış olan 'öğretmen' eşi Almanya'da yaşamakta olan Türklerin ve Müslümanların 'tavşanlar gibi kontrolsüz' üreyip çoğaldıklarından yakınmaktalar. Yakınmakla kalmayıp bu görüşlerini kitaplaştırdılar.
Laf aramizda kitap iyi satıyor. Sarrazin 'emekli memur' olarak oldukça iyi
maaş alıyor olmasına rağmen kitabın satışının geliri onu farklı bir gelir
kategorisine ulaştırdı. 'Tavşan gibi üreyenlerle sorunlu' olan Alman ve Almancaya hakim Avusturyalı ya da İsviçreliler Sarrazin'in kitabını kapış, kapış satın aldılar. İlgilenler için bilgi vereyim. Almanca bilmediklerini biliyorum: kitabın Türkçesi yok! Türkler ve Müslümanlar'ın Uyum Sorunları ve de Uyumsuz oldukları iddiası 'best seller'!
Avrupa'daki daha doğrusu tek, tük istisnalar hariç Sosyalist Enternasyonal
üyesi Sosyaldemokrat Partilerin yönetim kademeleri göçmenler konusunda çok
duyarlı ve hassas (!) olduklarından Almanya'da da Sarrazin Sorunu SPD için
büyük bir sorun oldu. Hatta SPD Başkanı Sigmar Gabriel göçmenlerden yana tavır alarak 'Sarrazin'in partiden ihracı' yönünde demeçler de verdi. İlginçtir partinin en sol kesimini temsil edenlerden biri olan SPD Genel Sekreteri Andrea
Nahles ise kendisi de tamamen Sarrazin Karşıtı olmasına rağmen 'hukuken
parti ihracının sorunlu olduğu' gerekçesiyle bu yönteme başvurulmamasını
savundu. Bu konuda çok sert tartışmalar yürütüldü SPD içinde.
Bu tartışmalar sürerken benim de üyesi olduğum ve Başkanlığı'nı Berlin'li
dostumuz Kenan Kolat'ın yaptığı Federal Göç Çalışma Grubu'nda Nisan ayında
biraraya gelen 16 eyaletten göçmen kökenli parti yöneticileri ve
milletvekilleri 'SPD içinde göçmenlere yönelik kota uygulamasını' talep
etti. ve bu konunun kendileri için artık bir 'olmazsa olmaz' olduğunu parti
yönetimine bildirdiler.
Bu gelişmeye paralel olarak SPD'nin 'Üye İhraç Konusunu' ele alan birim
'Sarrazin'in İhracını -hukuki nedenlerden- red edince kıyamet koptu.
Yeşiller bu durumu sert eleştirirken SPD üyesi göçmen kökenli
sosyaldemokratlar da 'bu partide bir şeyler değişmezse gideceğiz' sinyali
verdiler toplu bir şekilde.
SPD Başkanı Sigmar Gabriel ve Genel Sekreteri Andrea Nahles önceki gün
birlikte yaptıkları basın toplantısında SPD'nin Aralık 2011 Kurultayı'nda
partinin alacağı yeni bir kararla bundan böyle SPD'de 'yüzde 15 Göçmen
Kotası'nın' uygulanacağını açıkladılar. 500.000 üyesinin takriben %14'ü
göçmen kökenli olan SPD'nin 45 kişilik MYK'sı ya da 100 kişilik Parti
Meclisi (şu anda hiç göçmen yok) Ocak 2011'den itibaren çok daha renkli
olacak. Ve bu yeni uygulama partinin en alt biriminden en üsttekine kadar geçerli olacak.
Almanyalı SPD üyesi yoldaşlarımı kutluyorum. Bu Almanya için belki de tüm
diğer partilere de örnek olacak bir adım. Bugüne kadar sadece tek, tük
sembolik bakanlıklar ile yetinilirken bundan böyle oluşturulacak her
kabinede de bu kural geçerli olacak.
İşte böyle: Hak verilmez, alınır!