18 Mayıs 2011* Perşembe Günü *KKTC Dış İşleri Bakanı Hüseyin Özgürgün*Adana'da
*Adana Barosu'nun* konuğu. Adana'nın önemli toplantılarının yapıldığı Seyhan
Oteli'nin dev salonu dolu olacak. O salonu iyi tanıyan ve kürsüsünde konuşma
yapmış bir politikacı olarak Hüseyin Özgürgün'ün Adana'da seçkin bir davetli
topluluğuna hitap edecek olması beni çok sevindiriyor.

*Adana Barosu Başkanı Aziz Erbek*, Adana'da çok sevilen ve saygı duyulan bir
şahsiyet.

*Türkiye Barolar Birliği 31. Genel Kurulu*'nun 8 Mayıs 2011 tarihinde
Adana'da toplanması da onun sayesinde oldu. TBB tam 40 yıl sonra Adana'ya
geldi ve başarılı bir Genel Kurul gerçekleştirdi.

Adana Barosu Kıbrıs Konusu'nda çok hassas. Geçmiş yıllarda KKTC'ye sürekli
Ercan'dan gelip, giden Almanya Sosyaldemokrat Partisi SPD'nin popüler
politikacılarından *Jürgen Walter*'i de Adana'da bir konferansa konuk etmiş
ve özellikle Kıbrıs Konusu'nu ağırlıklı olarak ele aldırmıştı.

18 Mayıs 2011 Perşembe Günü KKTC Dış İşleri Bakanı Hüseyin Özgürgün'ün
Adana'da sadece avukat, savcı ve hakimlere değil çok geniş bir seçkin
kitleye hitap edecek olması sanırım *KKTC Mersin Konsolosu Zalihe Elçelik
Erden*'i de gururlandırmakta. Zalihe Hanım Çukurova Bölgesi'nde çok aktif.
Mersin ve Adana valileri, belediye başkanları ve diğer önde gelen
şahsiyetler nezdinde KKTC'yi sadece mükemmel temsil etmekle kalmıyor aynı
zamanda Kıbrıs Sorunu'nu ve Kıbrıs Türkleri'ni anlatma konusunda da çok
başarılı.

Türkiye'de gerek *KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu* gerekse KKTC Dış İşleri
Bakanı'nın yoğun bir şekilde toplantılara katılmaları çok yararlı oluyor.
Ancak bu sayede mevcut ön yargıları bertaraf etmek mümkün.

'Kıbrıs'ın dününü, bugününü ve yarınını' en iyi bilenlerin anlatması ve 'AB
Sürecindeki Yerini' Türkiye kamuoyu ile paylaşmak bugünlerde gerçekten çok
gerekli.

Bu amaçla her olanağın kullanlmasında yarar var.

Örneğin *CTP Kurultayı* da bu açıdan bir şans. Davet edilen *AK Parti ve CHP
* temsilcileriyle özel olarak bu konularda görüşmek ve onların Kıbrıs
Konusu'nda bilmedikleri ayrıntıları öğrenmelerini sağlamak Kıbrıs
Türkleri'nin lehine olacaktır.

Şu sıralar Türkiye'ye yönelik ve özellikle Türkiye'deki üniversitelerin ve
etkin STK'ların konuğu olarak '*Kıbrıs'ı, Kıbrıslı Türkleri ve KKTC'yi*'
anlatmak hedefine yönelik olarak iktidar ve muhalefet tam bir uyum içinde
olabilseler harika olurdu.

Strassburg'ta ve Brüksel'de milletvekilleri arasında gündeme gelen işbirliği
gercekten çok sevindirici. Çünkü uluslararası platformlarda 'birbirimizi
bizi zaten sevmeyen çevrelere' şikayet etmenin zarardan başka getireceği bir
şey yok. Rumlar bu konuda '*çok profesyonel*'. En sağcısından en solcusuna
kadar gerektiğinde tek bir ses olmayı çok iyi becermekteler uluslararası
arenalarda.

Kıbrıslı Türklerin buna çok daha fazla ihtiyacı var.

Özellikle Türkiye'de Türkiye Kamuoyu'nu aydınlatırken de bir '*dayanışma ve
karşılıklı destek*' şart. Bu gerçekleştiği oranda KKTC'ye yönelik ön
yargılarla başa çıkmak kolaylaşacak.