'Havadan, sudan' bahseden yazılar yazdığımda 'sen Kıbrıslı değilsin niye yazıyorsun' suçlaması yapmayanlar aşağıda kaleme aldığım satırlarımın ardından bu tip durumlarda her zaman yaptıkları gibi 'malüm okur mektuplarını' gönderecekler.
'Havadan, sudan' bahseden yazılar yazdığımda 'sen Kıbrıslı değilsin niye yazıyorsun' suçlaması yapmayanlar aşağıda kaleme aldığım satırlarımın ardından bu tip durumlarda her zaman yaptıkları gibi 'malüm okur mektuplarını' gönderecekler.
Ancak yaşamda bazı gerçekler o kadar açık ve net ki ister Kıbrıslı Türk, ister Türkiyeli Türk isterseniz Almanyalı Türk olun, gerçek bir tane! Eğer kendi, kendinizi kandırmak istemiyorsanız 'doğrudan şaşmamak' en iyisi! Aynı gazetede birlikte farklı köşeleri paylaştığım dostlarımın bazıları da 'özelleştirmeye karşı' ya da parti gazetesi içerikli slogalarla süslü 'batmış ve çökmüş bazı devlet kurumlarının yine kaynağı olmayan devlet
tarafından kurtulacağına dair boş vaatler' sunmaktalar. Demokrasi bu olsa gerek. Herkes görüşünü belirtmekte özgür! Günümüz de düşünce özgürlüğünün ulusal sınırları olmadığı global dünyamızda ben de!
Gerçek: KKTC oldukça zor bir ekonomik dönemden geçmekte! Ülkenin kendi
mali kaynakları bu ülkeyi ayakta tutma şansına sahip değil.
Gerçek: Çoktan batmış SSCB tarzı 'devletçi sistemlere benzeyen kafa yapısı
ile işletilen devlet kurumlarının' artık bu şekilde 'suni solunum' ile
yaşama şansı yok.
Gerçek: Sosyal devletin babaları sayılan Almanya ya da İsveç'te bile
tabuların kırıldığı ve devlet kurumlarının bir bir özelleştirilmek zorunda
kalındığı bu global dünyada Kuzey Kıbrıs'ın, Kuzey Kore olmadığını da
hatırlatarak 'yanlış devletçi politikaları' sürdürme şansının olmadığı açık
ve net!
Gerçek: Eğer Kıbrıslı Türklerin ve ülkelerinin geleceği sağlama alınmak
isteniyorsa ve çocukların baba ve annelerinin yaşamak zorunda kaldığı bu zor
günleri yaşamaları isteniyorsa bugün ekonomide en radikal adımları atmak
için en doğru gün!
Gerçek: Planlı ve sosyal yanları da göz önünde tutularak uygulanan
özelleştirme kötü bir şey değil! Ondan 'öcüymüşçesine' bahsetmeye ve sonra
da korkmaya gerek yok.
Gerçek: Bu ülkenin ve işadamlarının denildiği gibi olanakları olsa en
başta KTHY batmazdı.
Gerçek: Devletin hastaneleri ve benzeri olmazsa olmaz kurumlarını
yaşatabilmesi için artık ona aşırı yük olan bazı kurumlarını elden çıkarması
en doğal gelişme.
Gerçek: Dünyanın bir çok ülkesinde eğitim özelleştirildi. Ülkeler bu
gelişmeden zarar görmedi. KKTC için ne DAÜ ne de LAÜ bu halleriyle devlet
tarafından sponsorluk yapılabilecek konumdalar.
Gerçek: Üç ya da dört yıl önce Hamburg'tan o zamanın Ulaştırma Bakanı'nın
konuğu olarak ülkeye gelen ve elektrik alanında incelemeler yapan uzmanların
tespiti: 'Almanya'da da örneğin bir santrali ziyaret ettiğimizde o anda işi
gücü olmayanlar vardır. Ama onlar içeri yabancıların girdiklerinde hiç
değilse bir dosya açar ve meşgulmuş gibi davranırlar. Kıbrıs'ta ise boş
masalarında oturanlar buna ihtiyaç bile duymadılar' demişti. Aradan geçen
yıllarda bu durum değişmediğine göre ne yapmalı acaba? Enerji tüm dünya
genelinde özelleştirilen sektörlerin başında geliyor. Özelleştime aynı
zamanda modernleşme anlamına da gelebilir. Köhne tesisler yerini çağa uygun
makinelere bırakırlar.
Gerçek: KKTC'deki gibi sadece 'zam isteriz' demek ve 'grev yapmak' ile
meşgul ülke gerçeklerine bu denli yabancı sendikaları artık sadece
Yunanistan'da bulabiliriz.
DAÜ söz konusu olduğunda kesinlikle 'işi bu olmayan ve kaynak bulmakta
zaten zorlanan bir belediye' ve küçük ya da orta ölçekli iş adamı
kategorisinde zor bir ekonomide var olmayı başaran işadamları ile
milyonlarca lira zararda ve bu haliyle kar etme şansı olmayan bir eğitim
kurumunun idare edilebileceğine inanmak ne derece gerçekci?
Kabul! Özelleştirme kapsamında adaylar sıkı incelensin! Ancak gerçek anlamda
bu işin altından kalkacak tek aday var ise, şimdi yaşanan da bu, böyle bir
durumda özelleştirmeye karşı olmak yerine özelleştirmenin her açıdan adil bir
şekilde gerçekleşmesine yönelik önlemler almak daha akılcı olmaz mı?
Ülkede bazı kurumların çağımız normali olan 'özelleştirme uygulamasına'
maruz kalmaları dünyanın sonu değil, tam tersine dünyaya ayak uydurma!