Erdoğan: Türkiye'de kalkınmanın en önemli meselelerinden biri, bilim ve sanayi arasındaki kopukluk oldu. 9 yıllık süre içerisinde bunu nasıl bir araya getiririz, nasıl içiçe dayanışma içerisine sokarız bunun çalışmasını yaptık
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye'de kalkınmanın en önemli meselelerinden biri, bilim ve sanayi arasındaki kopukluk oldu bugüne kadar. 9 yıllık süre içerisinde bunu nasıl bir araya getiririz, nasıl iç içe dayanışma içerisine sokarız bunun çalışmasını yaptık'' dedi.
Erdoğan, Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezinin açılışında yaptığı konuşmada, 50 milyon liralık bir yatırımla kurulan çevreye duyarlı bu merkezin ilklerden olacağı için önem taşıdığını söyledi.
SABANCI ÜNİVERSİTENİN ÖNEMLİ BİR YERE SAHİP: Nanoteknoloji ile ilgili bir adımı daha önce Ankara'da attıklarını anımsatan Erdoğan, içinde bulunduğu coğrafyada nanoteknolojide lider, öncü konumunda olması bakımından Sabancı Üniversitenin önemli bir yere sahip olduğunu kaydetti.
Nanoteknolojinin, 21'inci yüzyılın ''Sanayi Devrimi''' olarak tanımlandığını ve bilime adeta farklı bir boyut kazandırdığını vurgulayan Erdoğan, sağlık, güvenlik, refah konularında ülkenin standartlarını yükseltmek ve dünyada rekabet gücünü artırmak için öncelikle bu alanlarda öne çıkmak gerektiğini belirtti.
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
DIŞARIDAKİ GELİŞMELER KARŞISINDA HEP TEPKİSİZ KALINDI: “Açıkçası, Türkiye'de kalkınmanın en önemli meselelerinden biri, bilim ve sanayi arasındaki kopukluk oldu bugüne kadar. 9 yıllık süre içerisinde bunu nasıl bir araya getiririz, nasıl iç içe dayanışma içerisine sokarız, bunun çalışmasını yaptık. Dışarıdaki gelişmeler karşısında daha önce hep tepkisiz kalındı. Yapılan araştırmalar, keşifler, icatlar ne yazık ki uygulama planına yeterince geçirilemedi. Öte yandan, üniversiteden beklentisini kesmiş ya da beklentisi olmayan sanayi yeniliklere yönelmek yerine, taklidi bir yöntem içerisinde hareket etti, taklidi benimsedi. Bu ise bu millete yakışmıyordu. Çünkü bu millet aslında mucit, icatçı bir millettir ve bu taklitten vazgeçmenin adımlarını atmamız gerekiyordu. Yani Türkiye, Türk milleti, yeniden dünyada taklit eden değil, taklit edilir bir konuma yükselmesi gerekiyordu. Hiç kuşkusuz böyle bir anlayışla dünya üzerinde rekabet edebilme gücümüz ve şansımız yok. Ar-Ge'ye, inovasyona yatırım yapmadan, özellikle de uluslararası ticarette kendimize bir yer bulma imkanımız yok.''
İDDİALI, FAKAT ULAŞILABİLİR BİR HEDEF: İktidara geldiklerinde Ar-Ge alanında 0,44 oranında bir yatırım olduğunu, bunu yüzde 2'yi hedefleyerek yüzde 0,87'ye çıkardıklarını anlatan Erdoğan, bütçeden Ar-Ge çalışmalarına yüzde 2 oranında pay ayırmayı planladıklarını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, özel sektörün de Ar-Ge çalışmalarına yatırım yapması ve katkıda bulunması gerektiğine işaret ederek, bazı özel sektör kuruluşlarının bunu kavramaya başladıklarını aktardı.
Bu arttığı sürece Türkiye'nin beklenen sıçramayı yapacağını ve Ar-Ge'ye ayrılan payın yüzde 2'yi geçeceğini dile getiren Erdoğan, ''Biz şu anda Türkiye'nin önüne son derece iddialı, fakat ulaşılabilir bir hedef koyduk: 2023 yılında, milli geliri 2 trilyon dolara, ihracatımızı da inşallah 500 milyar dolara yükseltmiş olacağız. Takdir edersiniz ki bunlar sabit bir ivmeyle olacak işler değil, bunu bir heyecanla hep birlikte gerçekleştirmemiz gerekiyor” dedi.