Kıbrıs'ın Güzeller Güzeli*

Türkiye demokratikleşiyor. Demokratik hukuk devletlerinde ordu parlamentonun emrindedir. Hele, hele protokolllerde üniformalıları sivillerin önünde göremezsiniz. Türkiye'de de bu doğal normalleşme süreci yaşanmakta.

Türkiye demokratikleşiyor. Demokratik hukuk devletlerinde ordu parlamentonun
emrindedir. Hele, hele protokolllerde üniformalıları sivillerin önünde
göremezsiniz. Türkiye'de de bu doğal normalleşme süreci yaşanmakta.
Elbetteki düne kadar farklı koşullara alışanlar yeni duruma ayak uydurmakta
zorlanıyorlar.

Kuzey Kıbrıs'ı son ziyaretinde iyi hatırlamıyorum ama ya 'Claudia Roth beni
öptü' ya da 'sarıldım Claudia Roth'u öptüm' dediğini anımsadığım dostum
Nazım Beratlı bu duruma ne diyor bilmiyorum ancak Claudia Roth çok kızmış.
TC hapishanelerine ziyaretçi olarak girememiş. Hoş beklese sokacaklarmış ama
bekleyememiş. 'Bir Alman milletvekiline bunu nasıl yaparsanız?' deyivermiş.
Sanki Alman milletvekili statüsüyle Almanya Cezaevleri'ni istediği an
ziyaret edebilir sanır duyan da! Oysa tam tersi. Kurallar ülkesi Almanya'da
'öyle milletvekili falan pek takmazlar'. Cezaevi ziyaretçi kuralları ne ise
o uygulanır. Birinin ayrıca Claudia'ya hatırlatması lazım: Almanya Cezaevine
ziyaretçi olarak TBMM üyesi milletvekillerini almazlar. Bir hukuk devletinde
Claudia Roth'un 'kendisine kural dışı uygulama' talebi tartışılır!

Neyse!

Bugün Pazar ve ben Girne'de deniz kıyısında yazmakta olduğuma göre politika
üzerine yazmaya son vermeliyim.

Bugün konumuz güzeller!

Sakın yanlış anlama olmasın. Baştan hemen belirteyim. Çapkın olmayan ve
bulunduğu yerlerde 'kim bayan kim erkek' neredeyse hiç farkına varmayan yani
kendi halinde sıradan bir erkek olarak aslında 'güzelden anlamam' demem
gerekir.

Ancak hemen belirtmekte yarar görüyorum, benimle Kıbrıs'a ya da Türkiye'ye
gelen Alman arkadaşlarımın dediklerinin yalancısıyım.

Geçenlerde Lefkoşa'da Dereboyu'nda bir lokantada yemek yerken o sırada
konuğumuz olan bir Alman işadamı 'Kıbrıslı bayanların çok güzel olduklarını'
söyledi. Dediğine göre 'Kıbrıslı bayanlar çok bakımlı ve güzel vucutlara
sahiplermiş'. Avrupa'daki bayanlardan daha güzel ve çekici oldukları masada
oturan çok uluslu (KKTC ve Türkiye) diğer erkekler tarafından da doğru
bulundu.

Bir yıl önce de Türkiye'de popüler genç bir Alman milletvekili arkadaşımıza
İstanbul'u tanıtma kapsamında Reina'yı gezdirmekteydik. Ben her zamanki gibi
heyetin başında 'dünya meselerini düşünerek' yarı dalgın yürürken 1.
Boğaziçi Köprüsü'nün ayın altında ışıl, ışıl muhteşem halini gördüğümde
dayanamayıp arkamdakilere 'şu köprünün güzelliğine bakın' dediğimde genç
Alman milletvekili arkadaşım 'ne köprüsü yahu ben bu kadar güzel kızı bir
arada görmedim bugüne kadar' tepkisini verdiğinde gözümde Türk kadınlarının
Avrupalılardan çok daha güzel oldukları da kanıtlanmış oldu.

Dediğim gibi ben başkalarının yalancısıyım.

Şu an bulunduğum plaja baktığımda da eminim Alman arkadaşlarımın yorumu
'Kıbrıslı Türk kızlar ve Türk kızlar Avrupa'nın en güzeli' olurdu. Eğer
Alman arkadaşlarım plajda olsalardı tabii. Ben 'no commentar' demeyi tercih
etmekteyim.

KKTC Cumartesi Gecesi gene güzeller arasından 'güzeller güzelini' seçti.
Seçilen en güzeli ve diğer dereceye girenleri kutlarız!

Yalnız dikkatimi çekti: Yılda ne kadar çok Kıbrıs'ın en güzeli seçilmekte.
Üstelik tüm güzeller daha seçimleri yapılmadan Bakanları, Başbakanı ve
Meclis Başkanı'nı da ziyaret etmekteler.

Bu da KKTC ile Türkiye arasındaki fark olsa gerek. Türkiye, KKTC kadar
modern değil galiba. Türkiye'de bir kız dünya güzeli seçilse belki TC
Başbakanı'nı ya da Cumhurbaşkanı'nı görme şansı olur.

KKTC'de 'ben adayım' diye ortaya çıkmak yeterli.

Korkuyorum birileri bu işi istismar edecek diye. Düşünün bakanlardan,
Başbakan'dan ya da Meclis Başkan'ından haftalarca uğraşıp randevu alamayan
iş takipçileri ya da şikayet dile getirmek isteyenler durumu fark edip birer
mayo giyip güzeller arasına karışıp iş takibine çıkacaklar diye.

Düşünsenize güzellerin arasından bikinili Şaban'ın çıkıp 'Bakanım bizim şu
ruhsat işi ne olacak?' diyerek bir skandala yol açabileceğini.

Bu Pazar bu mühim meselenin çözümü konusunda kafa yormalıyız!

Bu haber 737 defa okunmuştur
  • GEREKSİZ   - 1.08.2011 GEREKSİZ BİR KONUYA GEREKSİZ BİR YORUM YAPMAK ISTEDİM. AKSİNE ÇOK ÇAPKIN OLDUGUNUZ, HER SEHİRDE BİR SEVGİLİ BIRAKTIGINIZ DEDİKODULARINI DUYUYORUZ.
  • işi bizim   politikacılarımızın - 31.07.2011 Bizim Politikacılarımızın başka işi yok ki? Cumhurbaşkanı,Başbakan ve Bakanlar ancak da restorant,butik,dükkan,mağaza,büfe açarlar.Cart curt derneklerini kabul ederler,portokal güzelini veya maydanoz güzelini kabul ederler.Zambiyadan veya Gargaruyadan Mongo kıbrısa gelmiş,onu kabul ederler plaket verirler.Milli günlerde kim daha acınıklı ve duygusal demeç verecek yarışına girerler. İdare kendi ellerinde olduğu halde sanki başkasının yapması gerekiyormuş gibi;”Trafiğin düzeltilmesi gerekir,Ekonominin kısa sürede düzelmesi lazım,Bütçe açıklarının kapatılması gerekir,Üretimi artırmamız lazım,Eğitimin daha verimli hale getirilmesi gerekir,Sağlık hizmetlerinin daha iyi olası gerekir,İşadamlarını vergisini ödemesi gerekir” gibi daha binlerce dilek ve temennide bulunurlar. Ha... bu arada... müdür ve müsteşarlar da arka odada gizlice malı götürürler.En kötü ihtimal müşavir olacaklar.

:

:

:

: