Hiç bir zaman Kıbrıslı olamazsın, göçmen değil savaş suçlususun!'*

Bu sabah Kathrin Nord ile çalışmaya başlıyoruz. Son olarak Julian Assange'ın biyografisi 'Julian Assange-Dünyayı Değiştiren Adam' (Scorpio Yayınevi) kitabını kaleme alan iki yazardan biri olan Kathrin Nord 'Georg Turkelbaum' isimli romanıyla da Almanya'da okurların ilgisini çekmiş genç bir yazar ve politika bilimcisi.

Bu sabah Kathrin Nord ile çalışmaya başlıyoruz. Son olarak Julian Assange'ın
biyografisi 'Julian Assange-Dünyayı Değiştiren Adam' (Scorpio Yayınevi)
kitabını kaleme alan iki yazardan biri olan Kathrin Nord 'Georg Turkelbaum'
isimli romanıyla da Almanya'da okurların ilgisini çekmiş genç bir yazar ve
politika bilimcisi.

Rowohlt Yayınevi ile anlaşarak hazırlamaya başladığım 'Hiç bir zaman Alman
olamazsın (Man wird nie Deutscher)' kitabımın da 'ghostwriteri' Kathrin
Nord.

Almanya'da kitap dünyasına rororo (rowohlt) Yayınevi tarafından yollanan
Kasım 2011-Nisan 2012 Kataloğu'nda 'Almanya'da uyum nasıl engellenir'
başlığıyla tanıtmışlar 'ISBN 978-3-499-62819-1' numaralı takriben 256 sayfa
ve fiyatı 12,99 Avro olan kitabımı.

'Her şeyi doğru yaptı ama gene olmadı: Thilo Sarrazin'e karşı doğru cevap'
reklam sloganı ile şimdiden siparişlerini aldıkları ve benim okuma
toplantılarımı ya da televizyon programlarımı ve de kitap hakkındaki gazete
ve dergi yazılarını organize edenler aslında rahmetli babam yazar Demirtaş
Ceyhun'un Türkiye'de hep özlemini duyduğu yazara ve kitaba saygı prensipine
dayalı profesyonel çalışmanın uygulanması.

1 Ocak 2012 tarihinden itibaren oldukça yoğun geçecek bir yıla
hazırlanmaktayım.

21 Ocak 1981 yılında Bulgaristan sınırında başlayıp Avusturya'da ilk
deneyimlerimi topladığım ve 6 Ekim 1982'de Almanya'ya ayak bastığım ilk
günden bugüne 30 yıllık bir göç ve göçmen biografisi ve de öyküsü olacak.

Komik ama gerçek, hepimiz bir tür bulaşık yıkayarak başladık. Ben
Avusturya'da 'ütücü' olarak ilk kez para kazandım. Ceket kollarını
ütülemekti işim bir atölyede ve 'kaçak işçi' idim. Ardından öğrenci statüm
ile bir otelin resepsiyonunda, barında ve mutfağında 'her işi yaparim' tarzı
'bulaşık yıkamasını da' öğrendim.

Gün geldi. 'Almanya'da yasal olarak bulunmuyorsun' ve 'sınır dışı
edileceksin' dediler. Sosyal demokrat bir belediye başkanı o zaman bugün
Kıbrıs'ın Kuzeyindeki sosyal demokrat geçinenlerin tersine 'insanca' bir
tavır alarak, 'benim yabancılar dairemin memurları hata yaparak bu duruma
neden olduysa 24 yaşındaki bir Türk genci cezalandırılamaz' dediği için
Almanya'da kalabildim.

Eğitmen oldum. Çoçuklarla ve gençlerle çalıştım.

Bir siyasi partinin federal yönetim kurulu üyesi olan ilk Türk oldum.

Devlet memuru oldum. Bakanlıklarda ve Başbakanlık'ya üst düzey yöneticilik
yaptım. O yıllarda belki de ilk ben idim ya da bir kişi daha aynı
konumdaydı.

Milletvekili oldum. Almanya'yı temsil ettim. Avrupa Parlamentosu
milletvekilliği yapan 'ilk Türk' diye tanındım ama aslında SPD'li bir bayan
milletvekilinden sonra 'ikinci' idim.

Elbette hiç bir adım kolay olmadı.

Bakanlıkta çalışmaya başladığım ilk gün duyduğum 'şimdiye kadar buraya gelen
Türkler saat 18'den sonra gelirlerdi ve binayı temizlerlerdi' oldu.

Bakanlıkta Türk olduğum için değil ama çağa uymakta öncülük edenlerden biri
olduğum için sendikacılarla kapıştım. Çünkü bakanlıkta 'laptop' ile
çalışmamıza karşıydılar. KKTC'li sendikacılara muhatap olduğumda eski
yılların Alman sendikacıları gelir hep aklıma.

Gün geldi sınırda Alman Sınır Koruma Polisi elimdeki 'diplomat pasaportunu,
bir Türk'te nasıl olur, acaba sahte mi?' diye kontrol etti.

İşte şimdi önümüzdeki üç ayımızı alacak tüm bu ve diğer anıların bir kitaba
sığması ve onların okuyanların gülmesi, kafalarını sallaması, yeri
geldiğinde kızması ama en çok düşünmesi ve sonuçta biz 'Alman kökenli
olmayanları' daha iyi anlaması için güzel ve akıcı bir dille kaleme
alınması.

Bunları size anlatma ihtiyacı duydum. Çünkü hem medya genelinde hem de bu
elinizdeki gazete de bile aralarında bir parti başkanlığına soyunmuş olan
sosyal demokratların 'KKTC'de beyaz ya da yeşil kart ve vatandaşlık'
konularına yazmakta ve söylemekte olduklarını bazen 'hayretler' bazen
'dehşet' içinde okuyor ve üzülüyorum.

Günün birinde Özdemir Gül'ün oğulları da 'Hiç bir zaman Kıbrıslı
olamazsın-göçmen değil savaş suçlusu oğlusun' diye bir kitap yazmak zorunda
kalmazlar inşallah!
Bu haber 1146 defa okunmuştur
  • Kıbrıs Türkü gözünden yaşananlar Kıbrıs Türkü  Lefkoşa - 9.08.2011 Türkiye buraya Kıbrıs Türklerinin canını kurtarmak için geldi, Rum ile anlaşma yapılmaya çalışıldı ancak olmayacağı anlaşılınca kendi yolumuza devam ettik ve KKTC yi ilan ettik. Rum, Türkleri Kıbrıs Cumhuriyetinden kovduktan sonra, bizim için Kıbrıs Cumhuriyetinin geçerliliği bitmiştir. Rumun bir anlaşma istmediği de Annan Planına dedikleri yüksek oranda hayır ile kesinleşti. Yola KKTC ile devam ediyoruz ve Kıbrısın kuzeyinde güçlü bir Türk varlığı için de bize büyük özel işletmeler, güçlü bir ekonomi ve nufus gerek. Rumun müliyet haklarına gelince, onlar zaten yavaş yavaş tazmin ediliyor. Bizim vakıf malları da koçanları ile ispatlanırsa onlardan talep edeceğiz. Türklerin açısından yaşananlar bunlardır, Rumlar gibi düşünenler bizi anlamazlar, bu da doğaldır
  • ne kibrisi? bosver   - 9.08.2011 Londra gecelerinin birinde ingiliz polisi beni tipimden dolayi durdurur. Ilk sorusu where you from? cevap tottenham. hayir diyor milliyetin ne? cevap british. Polis huylanir.. Hayir originin ne? cevap turk. Polis hafifce sorar Turkiyeden misin. Cevap hayir. Kibristanim!!! Polis basini saga sola bir sallar ve hadi git der!!... Iste hadi git! ama nere? ;))
  • Zaten Öyle Mert  Lefkoşa - 9.08.2011 Garantörlük anlaşması garantör ülkeye ülkeyi bölme, nüfus yapısını değiştirip asimile etme, mülkiyet yapısını değiştirip talan etme hakkımı veriyor? Bu savaş suçu değil de nedir. Elbette ki gün gelince yargılanmalı ve hesap vermeli
  • Babamın suçundan bana ne!? Osman  Magusa - 9.08.2011 ''İnsanoğlu çiğ süt emmiştir, kimse bilmez fendini, kime iyilik ettiysen, ondan koru kendini!'' Bugün Türkiyenin, bazı Kıbrıs Türkleriyle yaşadığı sorunu özetleyen bir dörtlük
  • savas sucumu cengiz  lefkosa - 8.08.2011 onu anlamadim savas sucu ne turk askeri garanti anlasmalarina gore kibrisa gelmedimi bildigim kadariyla soykirimda yapmadi savas sucu ne anlamadim bir zahmet siz arastirip yazsaniz yoksa kibrisli turklere yapilanlarmi uluslararasi mahkemelerde savas sucu sayilacak bu beslemeler nankorluk edip uluslararasi mahkemeye bile giderlermi dersin
  • Reklam Reklam   - 8.08.2011 Yazmış oldugunuz kitabınızı tanıtmmanız güzel kısmetse alırık işşalah, yanlız Her yazınız da ya başında yada sonunda illaki bir çopan sokuyorsunuz, Şimdi özdemir gülün ne işi var bu yazıda onun oğullarımı var sadece binlerce çocuk var ya anne yada babası kıbrıslı olan ,,,Allah size fikir açıklığı versın emi..!

:

:

:

: