Muhalefet nasıl yapılmamalı!

Türkiye bulunduğu zor coğrafyada AB'nin hem saygı hem de kıskançlıkla izlediği, ABD, Rusya ya da Çin gibi süper güçlerin dikkatle takip ettiği oldukça iddialı bir politika izlemekte.

Türkiye bulunduğu zor coğrafyada AB'nin hem saygı hem de kıskançlıkla
izlediği, ABD, Rusya ya da Çin gibi süper güçlerin dikkatle takip ettiği
oldukça iddialı bir politika izlemekte.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri yani Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra
Türkiye belki de bu sıcak coğrafyada ilk defa bu derece 'önem verilen' ve
'ciddiye alınan' ülke konumunda.

Libya'da onbinlerce insan Türkiye sayesinde güvenli bir limana
sığınabildiler. Çaresiz bir şekilde kaçacak liman arayan insanları Türk
yolcu gemileri taşırken Türk Savaş Gemileri korudu.

Tunus'ta yeni başlangıcın modeli Türkiye.

Lübnan'da yüzbinlerce insan Türkiye'ye duyduğu sempatiyi miting alanlarında
gösterdi.

İsrail'in baskıları altında boğulan Filistinliler'in en güvendiği ülke
Türkiye.

Avrupa'nın Suriye için umudu Türkiye.

Avrupa Birliği ülkelerinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları artık TC
pasaportları ile kendilerine güven dolu yürüyorlar. Almanya'da yaşamakta
olan Türklerin ceketlerinde Türk Bayrağı rozeti görmek kimseyi şaşırtmıyor.

AB ülkeleri Türkiye'nin oynadığı rol nedeniyle bir yandan 'bizimle iş
birliği yapmıyor' diye sıkıntılarını dile getirirken, diğer yandan
'kendilerine ihtiyaç duymayan' ve bunu saklamayan ülkeye saygıları her geçen
gün artıyor.

Elbette atılan her adım doğru olmayabilir. Zor zamanlarda alınan kararlar
bazen rizikolu olmak zorundadır.

Başbakan sert demeçler verdiğinde herkes her demecine katılmak zorunda
değil.

Türkiye çok zor bir coğrafyada her geçen gün daha fazla lider ülke konumuna
gelirken beraberinde yeni sorunlara da sahip oluyor. Bu kaçınılmaz.

Eğer Türkiye bulunduğu coğrafyanın güçlü üllkesi olmasaydı Kıbrıs Rum Kesimi
Türkiye'den bu kadar korkmazdı. Korkmakta haklı. Çünkü günümüz Türkiyesi'nin
şakasının olmadığını doğru analiz etmekte.

Akdeniz sularında her macera Rumlar için Türkiye'yi tam olarak karşılarına
almak anlamına geliyor. Bu ise sonuç olarak 'kendi kalelerine atttıları bir
gol' olacağından dünya kamuoyundan yardım istiyorlar. Onlara kim yardım
edecek?

Yardım edebilecek olanlar çoktan bu coğrafyada Türkiye ile müttefik
konumdalar ya da olmak üzereler. Çıkarları ve güçler dengesi bunu
gerektiriyor.

Peki AK Parti Hükümeti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu yönde emin
adımlarla ilerlerken Ankara'daki muhalefet sanki bir İç Politika kavgası
ediyormuşcasına Türkiye'nin Dış Politikası'na medya üzerinden muhalif
olduğunu dünyaya ilan ediyor.

Suriye konusunda CHP'nin son çıkışına olsa olsa Esad sevinmiştir. Oysa
Sosyalist Enternasyonal bile Türkiye'nin Suriye'ye yönelik rolünden çok
umutlu.

Aynı hatayı muhalefet İsrail konusunda da yapmakta.

Ankara'da Dış Politika alanında muhalefet muhalefetin nasıl yapılmaması
gerektiği derslere konu olacak bir hal ve tavır içinde.

ABD ya da Almanya'nın ülke dışında çıkarları söz konusu olduğunda
muhalefetlerinin ne kadar farklı bir tavır içinde olduğunu görürken
Ankara'da muhalefetin açıklamalarını ülkesini sevenler olarak üzülerek
izlemekteyiz.
Bu haber 516 defa okunmuştur

:

:

:

: