Rum Bakan Antoniadou saçmaladı

Brüksel'de gerçekleştiridiği başarılı gazetecilik ile tüm Türkiye ve KKTC için önemli bir bilgi kaynağı olan abhaber sitesi Rum Ticaret, Sanayi ve Turizm Bakanı Praksoula Antoniadou'nun, 'Kıbrıs hükümeti ve Ticaret Bakanlığının, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Münhasır Ekonomik Bölgesindeki (MEB) BLOK '12'de doğal gaz araştırmalar konusundaki planlamasına devam ettiğini' söylediğini dünkü ana haberlerin arasında sundu.

Brüksel'de gerçekleştiridiği başarılı gazetecilik ile tüm Türkiye ve KKTC
için önemli bir bilgi kaynağı olan abhaber sitesi Rum Ticaret, Sanayi ve
Turizm Bakanı Praksoula Antoniadou'nun, 'Kıbrıs hükümeti ve Ticaret
Bakanlığının, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Münhasır Ekonomik Bölgesindeki (MEB)
BLOK '12'de doğal gaz araştırmalar konusundaki planlamasına devam ettiğini'
söylediğini dünkü ana haberlerin arasında sundu.

KKTC'nin Rum Kesimi'nin sadece Rumlara ait olmayan Kıbrıslı Türklerin de hak
sahibi olduğu Akdeniz sularında yapılacak araştırmalar hakkında gösterdiği
tepkilere değinen Bakan, 'Türkiye'nin barışçı bir işbirliğinin sağlanmasını
desteklemesi ve bunun için de Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunması amacıyla
iyi niyetle çalışması gerektiğini' ve 'Türkiye'nin AB yoluna devam etme
anahtarının Kıbrıs Cumhuriyeti'nin elinde olduğunu' buyurmuş.

Anadolu'da bu tip 'patavatsızlıklara' hitaben güzel bir deyiş vardır: 'Sıçtı
Cafer bez getir' denir.

Aynen Praksoula Antoniadou'da 'büyük atmış'.

Zaten Rumların başına ne geldiyse hep bu yüzden geldi.

Kendilerini 'dev aynasında' görmekten Yunanlılar çok çekti. Onlarla birlikte
tüm Akdeniz'i bir 'Helen Denizi' yapma sevdasında olan Rumlar da galiba hala
derslerini tam olarak almamış durumdalar.

Bu kafayla giderlerse 'eldeki pirinçten de olma' ihtimalinin bir türlü
farkına varmamakta direniyorlar.

Neymiş 'Türkiye'nin AB anahtarı' ellerindeymiş.

Ben daha önce 'Türkiye'nin AB'ye giden yolu Erivan'dan geçer' saçmalıklarına
da inananların olduğunu hatırlarım.

Kimisi de bir aralar 'Türkiye'nin AB'ye giden yolu Diyarbakır'dan geçer'
derlerdi ve en başta kendileri bu iddiayı unuttular.

Rumların ise aslında unutmaması gerek en önemli tarihi ders bence bu anahtar
saçmalıklarından önce 'Türkiye'nin de bir tahammülünün olduğu' ve günü
geldiğinde 'Faşist Yunanlı Albaylar komutasındaki faşist bir Rum Cuntası'na
haddini bildirdiği' ve de 'kapılardan anahtarsız girip, ezip geçtiği'.

Üstelik bu 'AB Anahrtarı Tehditi' o kadar 'boş' bir şantajki deneyenler
geçmişte 'Anahtar Erivan ya da Diyarbakır'da' saçmalıkları ile Türkiye'yi
'köşeye sıkıştırdıklarını' sananların bile Türkiye'nin 'en zayıf konumunda'
başarılı olamadıklarını iyi analiz etmeli.

Çünkü artık 'o zayıf Türkiye de yok'.

'Türkiye'nin AB üyeliği anahtarı bendedir' diyen mantık ya kör ya da cahil
bir dünyaya bakışın ürünü olabilir.

'Türkiye AB üyesi olmak için Rum Kesimi'ne dev yeraltı kaynakları bedeli
ödemeyecek kadar AB'ye ihtiyaç duymakta. Yani zaten AB üyeliği konusunda çok
rahat bir konuma gelen ve AB kendisini üye olarak istemediği takdirde AB
üyesi olmaksızın bulunduğu coğrafyada güçlü bir konumda varlığını
sürdürmenin alt yapısını sağlamlaştıran Türkiye'ye Rum Bakanı'n sözleri
'sinek vızıltısı' ile eş değerde.

Rum Bakan boyundan büyük laflar etmeden sorumlu olduğu bakanlıkta
görevlerini yapsa daha iyi olur. Rum Kesimi ekonomik açıdan oldukça kötü
durumda. Akdeniz'de araştırma yapabilselerki bu kendi sandıkları şekilde
mümkün olmayacak, bu araştırmanın bilimsel çalışmaları için bile KKTC
Elektriği kullanmakta olduklarını hiç unutmasa iyi olur.

Ayrıca zaten yakında mali olarak başına bela olacakları AB adına AB'nin
geleceği için hayati önem taşıyan 'Türkiye'nin Üyeliği' konusunda hiç
konuşmaması çok doğru olur. Çünkü AB'nin geleceği açısından 'Rum Kesimi'nin
üyeliğini yitirmek pahasına bile olsa Türkiye gibi bir ülkenin üyeliğini
kaçırmamak gerektiği' düşüncesine inanan insanların sayısı sürekli artmakta
AB'de!

Çünkü terörizme karşı savaşta 'sakıncalı silahları konteynerlerde saklayıp,
patlatan' Rum Kesimi'ne değil Türkiye'ye ihtiyacı var AB'nin.

Suriye'de istikrar için, Somali'de açlığın sona ermesi ve Afrika'nın yaşam
koşullarınının düzeltilmesi için, Ortadoğu'da istikrar için ve daha nice AB
için büyük sorunlu alanlarda Türkiye çok önemli ve de yarın daha önemli
olacak.

Gün gelir 'o anahtarın ne işe yarayacağını kendi, kendine sormak' zorunda
kalabilir Rum Kesimi'nin 'boyundan büyük' konuşmayı seven politikacıları.

Bu konuda da Anadolu halkının güzel cevapları olduğunu hatırlatmakla
yetiniyorum.

Bu haber 651 defa okunmuştur

:

:

:

: