KKTC'de insanları 'Türkiyeli', 'savaş suçlusu', 'vatandaş olması engelenmesi gerekenler', 'oturma izni almaması gerekenler' ve benzeri tarzda sürekli ayrımcı bir şekilde tanımlamaya 'bayılanlar' şimdi de nufüs sayımından medet ummaya başladılar.
KKTC'de insanları 'Türkiyeli', 'savaş suçlusu', 'vatandaş olması engelenmesi
gerekenler', 'oturma izni almaması gerekenler' ve benzeri tarzda sürekli
ayrımcı bir şekilde tanımlamaya 'bayılanlar' şimdi de nufüs sayımından medet
ummaya başladılar.
Bence yanlış beklentiler içindeler ve sonuçta büyük bir hayal kırıklığına
uğrayacaklar.
Elbette nufüs sayımı her ülke için çok yararlı bir tespit çalışması.
Ülkelerin geleceği, her alandaki tüm planlamalar ve örneğin kentlerin master
planları (bunun ne demek olduğunu bilmeyen belediye başkanları İstanbul
Sarıyer Belediyesi'nden tedarik edip öğrenebilirler, çünkü AB'de Master
Planı olmayan belediye olmaz) için nufüsun son durumunu tespit ederek
gerekli önlemleri almak şarttır.
KKTC'nin de son yıllarda yürütülen tartışmalar da göz önünde tutulduğunda
nufüs sayımına kesinlikle ihtiyacı var.
Ancak bu nufüs sayımını 'bu adada yaşamakta olan Türkiye kökenlileri
sepetlemek ya da onların hak ettikleri hakları gasp etmek' amacıyla bir araç
olarak değerlendirmek isteyenler sonuçta 'hüsrana uğrayacaklar'. Çünkü nufüs
sayımı sayının ve konumların belirlenmesini sağlamak dışında onların
emellerine hizmet etmeyecek kadar bu amaçlardan uzak bir çalışma.
Geçenler Kıbrıslı bir dostumun da 'şu evlerinde Türkiyeli temizlikçi
çalıştırıp, ardından kaçaklar üzerine ahkam kesenlere illet oluyorum'
şeklindeki sözlerini medyada okuduğumda onu çok iyi anladım. Nufüs sayımı
olduğunda 'kaçakların sırtından para kazanan, vergi kaçıran ve konforlu bir
yaşam süren' malüm vatandaşlarımızın da tespiti yapılsa çok yararlı
olabilir. Ne yazık ki nufüs sayımı bu derece ahlaki bir amaç için de
istismar edilemeyecek bir konu.
Nufüs sayımını BM yapsın diyen 'süper cin fikirli' demeçleri imzalayanlara
diyeceğim hiç bir laf yok. Sadece yarın 'UNcular' adadan çekildiğinde neler
önereceklerini çok merak etmekteyim. Belki o zaman da 'sayımı RMO mensupları
yapsın' tarzında 'süperin süperi' bir öneri yapıp 'hepimizi haklarındaki
düşüncelerimiz' konusunda haklı çıkarabilirler.
Nufüs sayımı sonucu rakamların ortaya çıkması sonuçta yanlış beklenti içinde
olanların sandığı gibi 'vatandaşlıkların ya da oturum haklarının'
engellenmesi sonucunu doğurmayacak.
Tam tersine bu yönde ahlaki baskının artmasına neden olacak.
KKTC bir hukuk devleti. Eğer KKTC 'faşist bir diktatörlük' olsaydı
toplatırdınız tüm Türkiye Türklerini ve 'sen stadyuma' 'sen gemiye' ve 'sen
de evine' diye gömlek ya da elbislerinin üstüne de 'S', 'G' ya da 'E' harfi
yazılı kağıtlatı iğneletip istiflerdiniz.
Dediğim gibi KKTC bir hukuk devleti olduğu için 'yanlış rüya ve
beklentilere' gerek yok.
Nufüs sayımı sonucunda KKTC yasalarına göre gerçek anlamda kaç kişinin
çoktan 'vatandaş olmayı hak ettiği' ortaya çıktığında bazıları hukuk devleti
kutsal kurallarının 'ayaklar altına alınıp çiğnenmesini mi' talep edecekler?
Nufüs sayımı sonucunda KKTC yasalarına göre çoktan 'beyaz', 'yeşil' ya da
'ne renk olursa olsun' süresiz oturum hakkı alması gerekenlere hukuk devleti
kutsal tabularına aykırı bir şekilde bazıları 'bunlara haklarını vermeyelim
mi' diyecekler?
Nufüs sayımı sonucunda KKTC yasalarına göre çok uzun bir süredir hatalı
politikalar ve uygulamala sonucu 'kaçak' koşullarda yaşamak zorunda kalan ve
çocukları adada doğmuş ve de buralı olmuş insanları 'vicdanen huzur içinde'
'atın bu ülkeden' diye yazılar yazıp, demeçler mi verecek bazıları?
Nufüs sayımı elbette gerekli. Ülkenin geleceğini ülkede yaşayan sayıya göre
planlamak için. Ancak yaşayanları insan hakları, hukuk devleti, AB değerleri
gibi medeniyetin temel kurallarına aykırı bir şekilde 'istifleyip, sıralara
sokmak' için değil!
Nufüs sayımından yanlış beklentileri olanlara duyurayım dedim.