Bu mektubu KKTC hükümeti yerine BM’ye ya da AB teşkilatına MI göndereyim, yoksa AB’daki hayır kurumlarına mı 
Aşağıdaki yazıyı 20’den fazla yere gönderdim, nerdeyse bütün bakanlıklara,bir çok basın kuruluşuna ve yazara ve sendikacıya.Kıbrıs’ta sadece Orta eğitim öğretmenler sendikasından aradılar başka ses yok.Türkiye’de de Milliyette çıktı.Burada bırakın ilgilenmeyi,nedir bu diye arayan da olmadı.Şimdi sıra BM’ye ve Avrupa Teşkilatına ve uluslar arası hayır kurumlarına yazacağım.Ne kadar adres bulursam,hepsine…Bir tanıdığım var ona da İngilizceye çevirtip, e posta göndereceğim… Bakalım onlar da bizimkiler kadar duyarsız kalacak mı? Hatta yazının birini de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine göndereceğim, çünkü benim işim yapılacak diye idare benim mahkemeye başvuru süremi geçirtti, bu da bir hakkın hukuken elde edilmesini engellemektir. Sanırım, değerlendirmeye tabi tutarlar. Geçen günlerde biri Barak Obama’ya bir mektup yazmıştı, her halde ona da yazmak zorunda kalacağım. 
Şimdi bir gazete arıyorum bunu yayınlayacak, umudum kalmadı ama son bir defa daha deneyeceğim, bakarsınız bir bağımsız ve bağlantısız gazete bulurum. 
Ben oğlumla beraber yaşayan dul bir bayanım. Oğlum ortaokul ve lisede okurken sosyal yardım alıyordum.2010-2011 öğretim yılında Çukurova Üniversitesi Kozan Meslek Yüksek Okuluna gitti.2011’in ocak ayında, sosyal yardımın kesildiğini öğrendim, sorduğumda, yaşlı bir bayanın yanında çalıştığımı ve bu nedenle sosyal yardımın kesildiğini söylediler. Kimin yanında çalıştığımı söyleyin de gidip çalışayım, sizden de yardım talep etmeyeyim dedim. Onların cevabı, biz bunu kimseye söylemeyiz, istediğin yere git, bizim onayımız olmadan, hiçbir şey yapamazsın dediler. Ben oğlumu okula yerleştirirken borçlandım, zor durumdayım dedim, o bizi ilgilendirmez dediler ve seni izlettik iki kere evine biri çantayla girmiş, bir alışveriş yerinde birinin elini tutmuşsun, dediler. Hani özel hayat anayasaya göre ve insan hakları sözleşmesine göre gizliydi, korunurdu. Bunlar bir faşist ya da komünist devlette olduğu gibi kendilerini ilgilendirmeyen, anayasa güvencesi altında olan özel hayatımı takip altına almışlar, bunu da övünerek söylediler, biz her şeyinizi kontrol ederiz, dediler, Eski yunan devletlerinde kadınların gezmeye giderken ne giyeceği, yanına kaç elbise alacağı, erkeklerin tıraşlı mı tıraşsız mı gezeceği için memurlar görevlendirilirmiş. Bundan 1500 yıl önceki bir uygulamayı, Anayasa madde 19,Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 8,İnsan Hakları Evrensel Bildirisi madde 12 özel hayata müdahaleyi yasaklamasına rağmen, kendilerini yasanın üstünde gören bir anlayışı gördüm. 
Tam mahkemeye başvuracaktım ki ilgili bakan değişti.Bakana, sadece kimin yanında çalışıyormuşum bunu bilmek istiyorum, adını söylerseniz hiçbir şey talep etmiyorum sizden,dedim.Bakan ilgili müdürü aramış, birinin yanında çalışmadığımı ve yanlış duyum alındığını söyledi.Biz de ilgili müdürü aradık, o da yanlış duyum üzerine kesildiğini doğruladı.Bakan da bana, en kısa zamanda sosyal yardımın bağlanacağını söyledi.Aradan 7 ay geçti bağlanmadı, mahkemeye başvuru süresi de geçti.Neden bağlanmadığını öğrenmek istedim.İlgili bakan elinde benim sosyal yardım aldığım ve almadığım aylar da dahil olmak üzere Adana’ya gidiş-geliş tarihlerini gösteren bir not gösterdi.İlgili memurlar, bana tekrar sosyal yardım bağlanacağını duyunca benim Adana’ya gidiş-geliş muhaceret kayıtlarını almışlar, bu kadar sık yurt dışına giden birinin sosyal yardıma ihtiyacı yok diye,elindeki kayıtlarla sendika sendika dolaşmışlar ve iki sendika Bakan’ı bu kişiye sosyal yardımı bağlarsanız greve gideriz diye tehdit etmişler.Bütün ülkede ne yapılacağına sendikalar karar veriyor ya,bun da karar vermişler.İlgili sendika başkanının birisi ile görüştük ,ben benim memurumun raporuna güvenirim ve desteklerim,demiş.Ama senin memurunun benim sosyal yardımı kesme nedeni benim Adana’ya gitmem değildi ki, ne çabuk karar ve rapor değiştiriyorlar.Kaldı ki birisi şu kadar yurt dışına gider ve gelirse yardımı kesilir diyen bir yasa yada tüzük yok.Yurt dışında bir aydan fazla kalırsa kesilir,başvurunca da yeniden bağlanır. 
Adana’ya gitmeme gelince burada asgari ücret 1300 TL’ye yakın, tam bilmiyorum, çünkü hiç asgari ücret kadar para almadım. Bana da sosyal yardım olarak bunun yarısı kadar bir ödeme yapıyorlardı. Oğlum okula gidiyor, benim de çeşitli sağlık sorunlarım var. Her ay doktora gidiyorum.Aldığım para adı üstünde,asgari ücretin yani en az ücretin yarısı kadar.Bu para yetmediği için Adana’ya gidip giyecek şeyler getirip satıyordum ve 200-300 TL.de ordan kalıyordu, kısmen idare ediyordum.Oğlum okulu kazanınca yurt için ve diğer giderleri için bankadan 21-09-2010 tarihinde 7 bin TL borçlandım, 250 TL’nin üzerinde beş kere ödeme yapabildim,kalan borcum 6,201 TL’dir.şimdi ise banka beni ödeme yapamadığım için mahkemeye vermiş.Şu an ne sosyal yardım alabiliyorum ne de Adana’ya gidip bir şeyler getirip satıyorum.Çünkü hiç mi hiç param yok.İnsanın ihtiyacı olmasa ayda bir bazen iki kere Adana’ya kış yaz demeden gider mi ? Ama klimasının başından ayrılmayan sendikacı bunu nerden bilecek, anlatsan nerden anlayacak? Ve anlamadı zaten. Oğlum burs alıyordu, yaz ayı olduğu için onun şimdi yarısını ödüyorlar, o da 320 TL. Şimdi onunla ve akrabalarımın yardımı ile aç kalmadan idare ediyorum, eğer buna idare denirse. Bu yazıdan sonra o sendikacılar ve onlara bağlı o memurlar, KKTC’yi onlar yönetiyor ya, eminim oğlumun bursunu da kestirirler. Bu yıl ise yurt ücreti üç bin TL olmuş, bunu ödemem mümkün değil. Diğer yandan oğlumu okula yerleştirirken Kredi-west Ortaköy şubesinden borç almıştım, yılbaşından bu yana ödeme yapamadığım için beni mahkemeye vermişler. O nedenle hiç meraklanmasınlar zaten oğlumu okula gönderemeyeceğim, okuldan alıp mecburen askere göndereceğim. Bursu kestirmek için uğraşmasınlar, oğlum okuluna gidemeyecek, burs da kendiliğinden kesilecek. Ey sosyal yardım dairesinde çalışanlar ve ey sendikacılar başardınız… Beni sosyal yardımdan ettiniz, oğlumu okulundan ettiniz, bankanın bana ve kefillere dava açmasını başardınız… Hani siz sosyal devletini, hukuk devletini savunuyorsunuz ya, çalışanları savunuyorsunuz ya, ben nasıl olsa çalışmıyorum, savunmanıza gerek yok. Amacınıza ulaştınız. Şimdi zil çalıp oynayabilirsiniz… Hatta evimi de saltığa çıkardım,satılırsa tüm sendikalar bir araya gelir davullarla zurnalarla ve daha çok zillerle oynarsınız,başardık diye. 
. 
Sayın hükümet yetkilileri ve sayın bakan size güvendim, mahkemeye başvuru hakkımı kaybettim. Sosyal devleti,hukukun üstünlüğünü ve en altta kalanları savunması gereken sendikalar yüzünden sosyal yardım maaşı tekrar bağlanmadı.Doğal ki 4-5 bin Tl alan sendikacılar bizi düşünecek değil ya.V e hepiniz yüzünden oğlumu okuldan almak zorunda kalacağım.Çoğu zaman Anayasadan ve insan haklarından bahsetmeyi seven sendikacılar,Anayasa madde 35 ailenin korunması nerede,madde 47 herkes insan onuruna yaraşacak bir şekilde hayat düzenlenir maddesinden bazı insanları,Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 14 yasaklamasına rağmen, doğum yeri farklıdır diye yararlanmasını uygun görmüyorsunuz galiba.madde 56 açlıktan korunma maddesi size göre fasa fiso herhalde,madde 57 dul ve yetimler ve muhtaç olanlar korunur maddesi size göre zenci konumunda olanlar için geçerli değildir sanırım,madde 58 güçsüzler korunur maddesi sadece sendikalı olanlar için mi geçerli,madde 59 öğrenim hakkı anası babası burada doğmayanlar için size göre anlamsız galiba,madde 60 gençliğin korunmasından herhalde kendi yakınlarınızı anlıyorsunuz,kanun kanun diyen bazı bakanlar en büyük kanun olan anayasayı görmeyecek kadar miyop oldu sanırım.Bütün bunlardan sonra,sayın hükümet yetkilileri,sendika başkanları,sosyal yardım dairesi işgüzar memurları ! Şimdi acaba, izin verirseniz nefes alabilir miyim? Yoksa bazılarına onu da mı çok görüyorsunuz 
Not: İsteyene borcumun ekstresinin bir kopyasını verebilirim veya Kredi-West bankasının Ortaköy şubesinden sorulabilir 
Hatice Ulaş 
Şehit Arif Diktepe Sokak, 
Diktepe Apartmanı, Kat 3, Daire 6 
Tel: 0542 8841026