İngiliz gelenekçiliği ve Türk ‘Freeman’ler

Küresel ekonomik krizin de etkisiyle Avrupa Birliği ülkelerinin yaşadığı ekonomik krizlerden Britanya’yı euro birliği dışında kalmasının kurtardığı tartışılıyor bugünlerde.

Küresel ekonomik krizin de etkisiyle Avrupa Birliği ülkelerinin yaşadığı ekonomik krizlerden Britanya’yı euro birliği dışında kalmasının kurtardığı tartışılıyor bugünlerde.

Geleneklerinden taviz vermeyen Büyük Britanya, demokrasi ile kraliyet birlikteliğini günümüzde sürdüren ender ülkelerden biri.

Avrupa Birliği’nin en güçlü birkaç üyesinden biri olmasına rağmen, “Birlik”i oluşturan birçok uygulama İngiltere için geçerli değil. Ada’da yaşayanlar hala Euro yerine sterlin kullanıyor. Euro, İngiliz halkı için yabancı para olmaya devam ediyor.
Britanya ve İngiltere için bu ve benzeri istisnai uygulamalar altalta yazıldığında uzun Birlik üyesi ülkelerden farklılıkları ortaya koyan uzun bir liste ortaya çıkar.
Bu farklılıkların temelinde ise İngilizlerin kendi değerlerine bağlılığı, yani gelenekçiliği yatıyor.

Başkentte halen devam eden bir geleneğe göre; Londra Belediyesine bağlı “Freedom of The City London” tarafından, Londra’nın yerlilerine ve soylularına köprü, geçit gibi şehrin imkanlarından ücretsiz olarak yararlanma, şehir içerisinde kılıçla dolaşma, asılırken ipek ip tercih etme ve şehirde tutuklama korkusu olmadan sarhoş olarak dolaşma hakkı tanıyan “Freeman Payesi” veriliyor. Birtakım değişikliklere uğrayarak günümüze kadar gelen ve halen yaşatılan bu uygulama ile üç Türk de Freeman Payesi sahibi.

Mazisi 1300’lü yıllara uzanan “Freeman Onur Ödülü”, ilk olarak 1867 yılında, Kraliçe’nin ağırladığı Sultan Abdül Aziz’e verildi. 1998 yılında işadamı Kazım Akkuş’a ve 2004 yılında da Ramsey’in sahibi Remzi Gür bu ödülün sahibi oldu.

SULTAN ABDÜL AZİZ’E ONORE
İngiliz arşivlerinde yer alan belgeye göre, Londra Belediye Meclisi, Britanya’yı ziyaret eden Sultan Abdül Aziz’i 18 Temmuz 1867 günü konuk ediyor ve ‘Freeman Payesi’ veriyor.

Düzenlenen törende, yapılan konuşmalar, İngilizlerin Sultan Abdül Aziz’e olan hayranlığını da ortaya koyuyor;

‘Meclisimiz, ülkemizle dost olan müttefik yabancı ülkelerin egemenliğine saygı göstermeyi ciddi bir şekilde arzulamaktadır. Sultan Hazretlerinin bu şehri ziyaret etmek üzere olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz.
Majestelerine bir davet gönderilerek, meclisimizin kendilerini bir ziyafetle (eğlence) şehrin locasında ağırlamasına izin vermesini talep etme fikrindedir.’
Osmanlı Sultanı Abdul Aziz’e hitabette seçilen kelimelerden, yapılan konuşmalara kadar nezaket ve saygıda kusur edilmiyor, onur payesi verilirken.

İKİNCİ TÜRK KAZIM AKKUŞ
Bu tarihten sonra onurlandırılan ve Londra merkezinde ayrıcalıklı yaşama hakkına sahip ikinci Türk ise şehir merkezinde açtığı Efes Restaurantlar ile tanınan Türk işadamı Kazım Akkuş oluyor.

İngiltere’ye 1972 yılında gelen Kazım Akkuş, memleketteki mesleği olan Restaurant işletmeciliğini burada da sürdürüyor ve Londra Merkezi’nde ‘Efes’ adıyla Restaurant açıyor. Aslen yemeğiyle ünlü Bolulu olan Kazım Akkuş, 1975 yılında açtığı restaurant sayısını kısa sürede üçe çıkararak Londra’nın seçkin sakinlerinden biri olunca, zamanın Westminister Belediye Başkanı Harvey Marshall’ın teklifi ile ilk defa Sultan Abdül Aziz’e verilen “Freeman Payesi”inin ikincisinin sahibi oluyor.
“Freedom of The City London” tarafından onurlandırılan ikinci Türk aynı zamanda.

RAMSEY, GÜR’Ü ‘ONUR’LANDIRDI
İngilizlerin tarihi çok eskilere uzanan “onur payesi”nin üçüncü sahibi ise işadamı Remzi Gür oldu. Türkiye’de oluşturduğu “Ramsey” markasını bir dönem Londra’ya taşıyan ve şehir merkezinde açtığı iki mağaza ile “Freeman” payesi verilen Remzi Gür’e onur ödülü düzenlenen törenle Hakim Murray Craig tarafından verildi.

FREEMAN ONUR ÖDÜLÜ NEDİR?
Türkiye’de ‘Fahri Hemşehrilik ve Dokunulmazlık Beratı’ olarak bilinen “Freeman Onur Ödülü” bir bölgeye yaptığı yatırım ve başarılı girişimleriyle o bölge yönetimi tarafından onore edilmenin benzeri bir müessese olarak biliniyor.
İngiltere’de uzun bir tarihi geçmişi olan Freeman Payesi, “Freedom of The City London” tarafından veriliyor. Paye verilirken görkemli bir tören düzenleniyor.
Freedom müessessesi eski dönemlerde Londra’nın yerlilerine ve soylularına köprü, geçit gibi şehrin imkanlarından ücretsiz olarak yararlanma, şehir içerisinde kılıçla dolaşma ve hatta asılırken ipek ip tercih etme ile şehirde tutuklama korkusu olmadan dolaşma gibi imkanlar tanıyan paye, birtakım değişikliklere uğrayarak günümüze kadar geldi. Şimdilerde Londra’da faaliyet gösteren ve şehre herhangi bir şekilde hizmet veren kişilere sunulan Freeman Payesi tarihi Chamberlains Court’ta düzenlenen törenle sahibini buluyor.

FREEMEN DEKLERASYONU İMZALIYOR
Freemen Payesi verilecek olan seçkin payesini almadan önce, hazırlanmış olan; “Egemen Kraliçemiz İkinci Elizabeth’e karşı iyi ve dürüst olacağıma, bu şehrin Belediye Başkanı’na itaat edeceğime, oy hakkı ve geleneklerini muhafaza edeceğime, şehre ve ve kraliçeye gelebilecek harhangi bir tehditi kendime gibi kabul edeceğime. Kraliçeye karşı herhangi bir birleşime veya komploya dahil olmayacağıma ve bu gibi durumlarda Belediye Başkanı’nı uyaracağıma veya kendi gücüm dahilinde engel olacağıma ve şehrin tüm kural ve kaidelerine uyacağıma söz veririm” şeklindeki deklerasyonu imzalıyor.

DAHA ÖNCE VERİLEN ÜNLÜLER
“Honoraray Freedon” olarak adlandırılan ve özel şahıslara sunulan paye bugüne kadar Nelson, Wellington, Disraili, General Booth, Margaret Thatcher, Florence Nightingale, Kitchener, Baden Bowel, Winston Churchill, Nelson Mandela ve Kraliyet ailesinin birçok ferdine verildi.
Bu haber 114 defa okunmuştur

:

:

:

: