“2012’nin ikinci yarısına kadar bir erken seçim olma ihtimalini düşünmüyorum. Bu durumda safların daha da keskinleşmesini Ankara’daki hükümet istemiyor”
Esra TÜRKEL
Gazeteci Ali Tekman, UBP ve ÖRP’nin koalisyona girip girmeyeceği konusunda, “ÖRP aktif siyasetin içinde kalabilmek için her yolu deniyor” dedi. Erken seçimin de 2012’nin ikinci yarısına kadar olmayacağını belirten Tekman, “Siyasilerin 13. Maaştan fedakârlık yapması gerektiğini” söyledi. Ada TV’de Gündeme Bakış programında Ümit Bahşi’nin konuğu olan Tekman şunları kaydetti; “Gündemde, Ahmet Havutçu, Maliye Müsteşarı istifa etti diye duyum var. UBP’nin Özgürlük ve Reform partisiyle koalisyona girip girmeyeceği hadisesi var. ÖRP KKTC siyasetinin içinde bir şekilde aktör olarak kalabilmesi için her yolu deniyor. Bir karar aldılar, partide yeniden bir yapılanmaya gidiyorlar. Bundan daha önce DGP genel başkanı Sayın Ertuğruloğlu’yla yemeğe de çıktılar. Bunu kimse inkâr edemez. Bu haberleri biz değerlendirirsek bunlar yanlış mıdır? Sayın Erdoğan 20 Temmuz kutlamalarına geldi. Ayrılmadan önce de Sayın Ertuğruloğlu’na ve Avcı’ya “ne yapabilirsiniz” diye çıkın konuşun dedi. Birkaç gün sonra Girne’de bir restorantta yemek yediler. Demek ki oradan bir sonuç alınamadı. Biz diyoruz ki, neler yapabileceklerini birlikte konuştular. Dolayısıyla ÖRP bunu dondurdu.”
2012’NİN İKİNCİ YARISINA KADAR ERKEN SEÇİM OLMAZ: UBP içindeki güç kavgası ve İrsen Beyin lider boşluğunun yerini doldurmaya çalışan parti liderliği konumu noktasında. Eğer İrsen Bey, bir baskın yaparsa seçim anlamında, kimsenin beklemediği anda, bunun için hazırlık var. 2012’nin ikinci yarısına kadar bir erken seçim olma ihtimalini düşünmüyorum. Çünkü zorlu bir müzakere süreci söz konusudur ve bu müzakere süresinde siyasi ayrılıkların daha da keskinleşir. Bu durumda safların daha da keskinleşmesini Ankara’daki hükümet istemiyor. Görüş farklılıklarının da olmasını istemiyor. Türkiye bu müzakere sürecinin devam ettiği müddetçe bir seçim istemiyor. Ortak bir politika istiyor. Ama seçim atmosferi tam tersidir. Bu Ankara’daki hükümetin işine gelmez. Ayrıca, kendi de buradaki siyasi dengelerde meydana gelecek sarsıntıyla da karşı karşıya kalmak istemez.
ÖNCE SİYASİLER FEDAKÂRLIK YAPSIN: Bu ülkeyi yönetenlerin fedakârlığı, sabit gelirli vatandaşların 13. Maaşından daha yüksek olacak. Benden 100 TL kesiliyorsa Başbakandan 1000 TL kesilsin. Dersen ki memleket zorda, fedakârlık yapın, insanlar yapar bunu. Bu memleketin insanı 1963‘den 74’e bu fedakârlığı yaparken, 35 Kıbrıs lirası alırken neden yapıyordu bu fedakârlığı? O zaman bu ülkeyi bir direniş örgütü yönetiyordu, onlar da 30–35 lira alıyordu. Memleketi, bir kurtuluş örgütü bunlardan çok daha iyi yönetirdi. Popülizmden uzaktılar çünkü. 74’den sonra yağma, soygunla ondan sonra Kıbrıs halkı elini taşın altına koysun da bu fedakârlığı yapsın diyor. Yapmaz tabi. Bu soygun rejimini ortadan kaldırmadıkça Kıbrıs Türk halkı rahat etmeyecek. Bunun hesabı sorulmalı. 1974 sonrası yağma ve talan düzeninin hesabı sorulmadıkça, Kıbrıs Türk Halkından beklenecek olan fedakârlıklar hiç beklenildiği ölçüde olmayacak çünkü siz yöneticiler olarak bu fedakârlığı yapmıyorsun.”
SİCİL AFFI YERİNE, ISLAH EVİ: “Sicil affı yapsak da bunlar gene işlenecek. Bu işin yolu yordamı var. Geçmişte Lapta’da ıslah evi vardı, ben ne zaman yaramazlığım doruk noktasına çıktığında, nenem “bir daha bunu yaparsan ıslah evine göndereceğim” derdi. Ailenin yanından ayrılacaktın, ıslah evine gidecektin. Durumuna göre ıslah olurdun ve döndüğünde bir daha yapmazdın. İnsanları ıslah eviyle korkutun demiyorum. Bilsin ki çocuk, hapishaneye gitmeyecek ama çok ciddi ve disiplinli bir ortama gidecek. Yaşıtlarının olduğu yere gidecek.”
HRİSTOFYAS, SİYASİ DARBEDEN KORKUYOR: “Hristofyas bir takım avantajlar elde etmiş olabilir petrol ve doğalgaz inisiyatifinde ama Rum tarafında en çok konuşulan konu bizdeki gibi petrol ve doğalgaz değil, Hristofyas’ın başarısızlığıdır. Deniz üssünde patlamadan dolayı yaşanan travmayı, petrol doğalgaz morali gideremedi. Andros Kipprianu ne diyor, “1974’de askeri darbe yaptılar, şimdi de siyasi darbe yapmaya çalışıyorlar”. Yani Hristofyas’da ciddi şekilde endişe var. Çünkü ultra fanatik sağ partiler Hristofyas’a karşı cephe oluşturdular. Rum Milli Muhafız ordusunun üst kademesinde ciddi rahatsızlıklar başladı. Neden, çünkü resmigeçitte askerlere cephane verilmedi. RMMO yetkilileri “biz sağa sola mermi yağdıracak kadar sorumsuz muyuz” dedi. Hrsitoyfas, kendine karşı siyasi bir darbeden korkuyor. Bir siyasi darbe gündeme gelebilir. Bana göre petrol ve doğalgaz Rumların öfkesini kesmedi.”