Son dönemlerde hemen hemen hergün gerçekleşen eylem, grev ve protestolar, Kuzey Kıbrıs’taki halk tarafından normal bir olay şeklinde algılanmaya başladı...
Vatandaş, artık hangi örgütün neden eylemde olduğunu çokta merak etmiyor...
Durum böyle olunca da sendikaların yaptığı eylemler bazen amacına ulaşmıyor...
Bu yüzden örgütlerin, ülkedeki eylem ve grev yöntemleri, dikkat çekebilmek adına her geçen gün farklılaşıyor...
Örneğin, ‘Karne vermeme’ eylemi sayesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tarihinde bir ilk yaşandı...
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası’nın (KTOEÖS), Haspolat’taki meslek lisesinde açılan İlahiyat Bölümü nedeniyle başlattığı eylemler, ‘karne vermeme’ olayıyla çok farklı bir boyuta taşındı.
Bir anda, ‘İlahiyat Bölümü konusunda, hükümetin ve sendikaların uzlaşmaz tutumu yüzünden, faturanın binlerce öğrenciye kesildiği’ yönünde görüşler ortaya çıktı.
Halbu ki, sendikalar ve hükümet bir masa etrafında toplansa, konu hakkındaki itiraz veya savunma gerekçelerini ortaya koysa çıkan sonucu da toplumla paylaşsa daha güzel olmaz mıydı?
Bugün, Haspolat’taki meslek lisesinde bulunan İlahiyat Bölümü’nde eğitimine devam eden öğrenci ve onların ailelerine kimse niçin bu okula kayıt yaptırdıklarını sormamıştır.
Taraflar bu ülkede, ‘Din eğitimi almak isteyen öğrencilerin, çocuklarının devlet tarafından açılan okullardaki dini müfredatı okumasını isteyen ailelerin’ olduğunu hep göz ardı etti.
Konu; siyasi ikbal, politik malzeme ve sendikal güç kazanma yönünde kullanıldı.
Sendikalar topluma; kendilerinin de mensubu olduğu bakanlığın açtığı okulu, ‘Tarikat’ yapılanması olarak lanse etti ve bu okula sorgusuz sualsiz karşı çıktı.
Hükümet ise İlahiyat Bölümü’nü eğitimdeki en büyük eksiklerden biri olarak tanımladı...
Günün sonunda kazanan ne sendika ne de hükümet oldu.
Bugün, çocuğu ortaokul veya liseye giden bir veli, öğrencinin hangi dersinden ne not aldığını bilmiyor.
Ülke eğitimi için üzücü bir durum.
Okullarda yarıyıl tatili başladı.
Hem bakanlığın hem de ilgili sendikanın sağduyu içerisinde davranarak gerekli adımları atması bu aşamada beklenen tek seçenektir.
Sendika ve hükümet yetkilileri sokağa çıkar vatandaşla sohbet ederse, gerçekleri daha çıplak gözle görebilirler...