‘Bananecilik var’

Yaşanan Mustafa Diker cinayetiyle ilgili açıklamalarda bulunan Sosyal Hizmetler Dairesi Uzmanları, konunun Daire’nin bilgisine gelmediğini söylediler.

Yaşanan Mustafa Diker cinayetiyle ilgili açıklamalarda bulunan Sosyal Hizmetler Dairesi Uzmanları, konunun Daire’nin bilgisine gelmediğini söylediler. Daireye intikal etmesi halinde gerekli işlemi başlatabileceklerini söyleyen Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürü Cansel Hıdıroğlu; “Bu tür vakalarda genelde “bananecilik var” dedi. ADA TV’de yayınlanan Hasan Hastürer’in sunduğu Taşlar Dökülürken Programı’na konuk olan uzmanlar, başka bir çocuğun daha canının yanmaması için vatandaşlara bu tarz konularda duyarlı olup Sosyal Hizmetler Dairesi’ni bilgilendirme çağrısında bulundular.

OKULA KAYIT KONUSUNDA DESTEK İSTENDİ: Mustafa Diker, cinayetine çok üzüldüklerini ama üzülmenin de ötesinde neden yaşandığının iyice araştırılması gerektiğini söyleyen Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürü Cansel Hıdıroğlu, . Bu olayın Sosyal Hizmetler Dairesi’ne intikal etmediğini sadece Mustafa’nın okula başlaması konusunda bir destek başvurusunda bulunulduğunu belirtti. Hıdıroğlu; Ben,çocuğu korumaya almakla ilgili hiçbir destek gelmediğini öğrendim. Öz annesi bize sadece okula kaydının yapılabilmesi hususunda destek istedi. Onun haricinde ben bu çocuğa bakamıyorum ve destek istiyorum şeklinde bir talep olmadı. Eğer olsaydı biz o çocuğu korumaya mutlaka alırdık. Çocukları korumaya alırken onun vatandaş olup olmadığına bakmıyoruz. Biz yalnızca Maliye Bakanlığından katkı yapacağımız zaman vatandaşlık kriterine bakıyoruz. Bu olayın yaşandığı yerde çocuk yaklaşık 2 aydır yaşıyordu. Ve benim anlamadığım neden çevredekiler bu konuyu Sosyal Hizmetler’in bilgisine sunmadı? Birçok komşular çocuğun ihmal edildiğini de söyledi. Ben Sosyal Hizmetleri tanımadıkları konusuna inanmak istemiyorum. Aslında biliniyor özellikle de Sosyal Hizmetlere ihtiyaç duyulduğunda çok iyi biliniyor. Bu tür vakalarda bir “bananecilik” var” dedi.

“ÜZÜNTÜYE SAHİP ÇIKILDI”: Konuyla ilgili bir diğer açıklamalarda bulunan Sosyal Hizmetler Dairesi Müdür Muavini Aydan Başkurt ise; sosyal risklerin her zaman için yaşanabilme ihtimalinin olduğunu yalnız toplumsal olarak duyarlı olmamız halinde bunların daha küçük risk gruplarını oluşturacağını belirtti. Cinayetin tüm toplumu derinden etkilediğini söyleyen Başkurt şu sözleri kaydetti; “Bu olaydan sonra toplumsal olarak yaşadığımız üzüntüye baktığımız zaman herkesin o haftasonunu çok kötü geçirdiğini düşünüyorum. Yansıması hayatımıza oluyor. Toplumsal olarak bu üzüntüye sahip çıkıldı. Bu esnada söylememiz gerekiyor ki, lütfen daha duyarlı olsun insanlar. Kapımızı kapatıp banane demeyelim. Bir insan ihmal ediliyorsa, şiddete maruz kalıyorsa ve buna tanık oluyorsak sessiz kalmayalım. Duyarsız kalmayalım. Eğer ki bir çocuk vaktinin büyük kısmını sokakta geçiriyorsa riskle karşılaşma durumundadır”

“İHBARLAR ARTTI”: Bu tarz vakaların attığını ve bu olayı ilk duyduğunda dahi kafasında ölüm şüphesi uyandığını söyleyen Sosyal Hizmetler Uzmanı Yeşim Gürçınar, şüphesinin doğru çıkmasının acı üzüntüsünü yaşadığını kaydetti. Yaşanan olayın artından çocuk istismarı ile ilgili ihbarların arttığını belirten Gürçınar, Mustafa’nın durumunu herkesin bilmesine rağmen sessiz kalınmasına anlam veremediğini vurguladı. Bu tarz konuları ihbar edenlerde sürekli adlarının duyulması endişesi olduğunu açıklayan Gürçınar; “Arayıp ihbar edenlerde bile sürekli bir endişe var. Çok ihmalkar davranıldı. Sokakta çalışan çocukları da halk sokağa itiyor. Örneğin mendil satıyor çocuk, halk da bu mendilleri satın alıyor.Bilinçsiz olan halk acıdığı için alıyor bu mendilleri oysa bu çocukların hemen hemen hepsi aileleri tarafından zorla çalıştırılıyor sokaklarda” dedi.

“GÜVEN DUYGUMUZ ZEDELENDİ”:Hataların da insanlar için olduğunu söyleyen Dr. Berna Arifoğlu, bu hataların başkalarına zarar verdiği zaman tehlikeli olmaya başladığının altını çizdi. Mustafa’yı öldüren kişilerin ruh sağlığının bozuk olduğunu düşündüğünü belirten Arifoğlu, yaşadıkları sosyal sorunların böylesine vahşi etki yaratmış olabileceğini açıkladı. Köylerde yaşayan çocukların da babalarına “beni öldürecek misin” diye sormaya başladığını ve bunun üzüntüsünü yaşadığını söyleyen Arifoğlu, “Temel güven duygumuz zedelendi. Bi çocuğun en temelde istediği şey güven duygusudur. Kendi güvenini de böyle sağlayabilir. Özellikle boşanmadan sonra ilk 2 yıl çok risklidir. Bu risk hem çocuklar hem de aileler için devam eder. Çünkü çatışmalı bir dönemden geçilmiştir. Boşanma değil aile içi çatışmadır çocukları derinden etkileyen” dedi.
Bu haber 69 defa okunmuştur

:

:

:

:

DİĞER HABERLER