DİMİTRİ’NİN GÖZYAŞINA İNANMAM

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ikinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat dün, Lekoşa’daki ofisinde Star Kıbrıs’a, gündeme dair konularla ilgili olarak açıklamalarda bulundu.

Erçin ŞAHMARAN

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ikinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat dün, Lekoşa’daki ofisinde Star Kıbrıs’a, gündeme dair konularla ilgili olarak açıklamalarda bulundu.

Mehmet Ali Talat, Kıbrıs’ta sıcak bir Haziran gününde, samimi bir ortamda gerçekleşen sohbette önemli mesajlar verdi. Özellikle müzakere masasında Rum lider Dimitris Hristofyas’la aralarında geçen konuşmalar gündemi değiştirecek türden. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun, ‘Talat’ın bıraktığı noktadan daha ilerideyiz’ sözüne atıfta bulunan ikinci CumhurbaşkanıTalat, “Daha ilerde ise nasıl 1 Temmuz sonrası süreç bitecek, herkes yoluna gidecek. Eğer Hristofyas çözüm konusunda samimi olsaydı Kıbrıs sorununu çözmenin altın fırsatı benim bu görevi yürüttüğüm dönemdi. Bunu değerlendirmedi. Türkiye’nin beni desteklemediğini de söylüyor. Bu ayrı bir konu. Türkiye ayrı bir ülke böyle bir mecburiyeti yok ki. Benim Türkiye’den seçilmem için yardım talep etmem zaten olamaz. Ben yıllarca Türkiye’nin müdahalelerine karşı çıkmış birisi olarak, Türkiye’nin müdahalesini kendi lehime isteyebilir miyim? Dolayısı ile böyle bir şey beklenemezdi. Hristofyas samimi davranmadı. Ben kendisini yüzlerce defa uyardım. Dimitris dönem şimdidir. Benden sonra bu sorunu çözemezsin. Eroğlu ile Kıbrıs sorunu çözülemez. Mümkün değil. Onun için bu dönmede bu işi bitirelim” söleriyle konuyu özetledi.
Star Kıbrıs’a, müzakereleri ve ülke gündemini değerlendiren İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile gerçekleştirilen sohbetin ana başlıkları şu şekilde:


Soru: Bir dönem Kıbrıs’ta çözüme çok yaklaşıldı. Bu yüzden sizin adınız CTP lideri olmaktan çok Kıbrıs konusuyla anılıyor. Size göre süreç tıkandı mı, ve Hristofyas’ın son dönemdeki açıklamaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Cevap: “Önce Hristofyas’ın açıklamalarını ben yorumlamak istemiyorum. Benimle mi, Sayın Eroğlu ile mi daha fazla yol aldı. Bunun kararını Hristofyas verecek. Sayın Eroğlu Talat’ın bıraktığı noktadan daha ilerideyiz diyor. Daha ilerde ise nasıl 1 Temmuz sonrası süreç bitecek, herkes yoluna gidecek. Eğer Hristofyas çözüm konusunda samimi iseydi Kıbrıs sorununu çözmenin altın fırsatı benim bu görevi yürüttüğüm dönemdi. Bunu değerlendirmedi. Türkiye’nin beni desteklemediğini de söylüyor. Bu ayrı bir konu. Türkiye ayrı bir ülke böyle bir mecburiyeti yok ki. Benim Türkiye’den seçilmem için yardım talep etmem zaten olamaz ki. Ben yıllarca Türkiye’nin müdahalelerine karşı çıkmış birisi olarak, Türkiye’nin müdahalesini kendi lehime isteyebilir miyim? Dolayısı ile böyle bir şey beklenemezdi. Hristofyas samimi davranmadı. Ben kendisini yüzlerce defa uyardım. Dimitris dönem şimdidir. Benden sonra bu sorunu çözemezsin. Eroğlu ile Kıbrıs sorunu çözülemez. Mümkün değil. Onun için bu dönmede bu işi bitirelim. Bana söylediği hep Kıbrıs sorununu hemen çözemeyiz benimde durumu sakinleştirip, halkımı alıştırmam lazım. Sen Türkiye çözüm isterse seçimleri kaybetmezsin. Olmaz dedim. Türkiye benden yana tavır koymaz, burada seçmen Kıbrıs Türk Halkıdır. Fakat bunlara rağmen ısrar etti. Ve çözüme ulaşamamamızın sorumlusu kendisidir. Yani Hristofyas’tır.

Düşününüz ki o dönem BM Genel Sekreteri Kıbrıs’a geldi. Niye geldi, Sayın Genel Sekreter? Kıbrıs sorununun çözümünün, yönetim ve güç paylaşımı konularının aşama kaydettiğini ilan için geldi. Ki geriye dönüşü olmasın onu bile kabul ettiremedik. Bu konuyu kapatabilirdik de. Öneriler sunduk. Önerilerimizle bu başlıkları kapatabilirdik. Yapamadık. Çünkü Hristofyas anlaştığımız konuları açıklamayı bile kabul etmedi. Hristofyas bu gün gözyaşı döküyorsa, bunun ben samimiyetine pek inanmam.

Anlaşılması gereken Kıbrıs sorununu çözecek olan Kıbrıs Türküdür. Bunu şu anlamda söylüyorum. Elbette muhatap Kıbrıslı Rumlardır. Elbette onlarda kabul edecekler ki bu sorun çözülsün. Ama sürükleyen Kıbrıslı Türkler olmalıdır. Neden? Çünkü Kıbrıslı Türklerin daha çok ihtiyacı var. Bunu Sayın Eroğlu da söylüyor. Ama gereğini yapmıyor. Açık ve net Eroğlu ve ekibi başarısız oldu. İddiaları Hristofyas, Rum tarafı çözüm istemez. Benim dönemimde de istemezdi. Ben konuyu sürükledim. Üç başlıkta anlaşmanın tamamlanması noktasına getirdim. Sayın Eroğlu’nun söylediği Talat’ın getirdiği noktadan daha ilerdeyiz kesinlikle doğru değil. Tam tersi geridedir. Çünkü zaten biz ekonomiyi kapatmıştık. Avrupa Birliği ile ilişkileri, yönetim ve güç paylaşımını kapatmak üzerede 13. Maddelik bir öneri paketi sunmuştuk. Hristofyas, Eroğlu’nun kazanma ihtimalini görünce nasılsa Eroğlu gelince süreç çökecek Rum tarafı da beni taviz verdim diye suçlayacak o yüzden bunları bırakalım seçimlerden sonra konuşalım diyerek ayak sürüdü. Bizden sonra Sayın Eroğlu paketi yok saydı. Gerekçesi de Hristofyas’a sordum kabul etmedi. Müzakere böyle mi yapılır? Hristofyas bize de paketi reddediyorum dedi. Peki dedim aldım kâğıdı önüme başladım okumaya, bunları şimdi öneriyorum dedim. Birden, sona kadar okudum. Hadi birinciden başlayalım. Öneri yapma hakkım yok mu? Var. Seninde öneri yapma hakkın var. Böylelikle başladık görüşmeye, müzakereye. Müzakere böyle olur.”

Soru: Kıbrıs konusunun esas sorunu Yönetim ve Güç Paylaşımıdır, 1 Temmuzdan sonra ne olur?

Cevap: Benim gördüğüm, görüşmeler zaten tıkandı. Hiçbir şey olmayacak. Bana göre güven yaratıcı önlemler Kıbrıs için anlamsızdır. Bizim ihtiyacımız Kıbrıs’taki halkın birbirine güvenmesi değildir. İki halk birbirini düşman olarak görmez. Söz konusu mesele Rumlar yönetimde Kıbrıslı Türkleri kendileri ile eşit görmez. Kıbrıslı Türklerde Rumların kendilerine eşitlik hakkı tanımayacağını düşünür. Problem budur. Biz beraber komiteler kurduk. Bu komiteler çok çalıştı. Başarılı oldu. Ama geldi bir noktada tıkandı. Ortak bir komite kuralım dedik. Onlarda bunu kabul etmedi ve tıkanıklık aşılamadı. Tıkanıklığın merkezi, kim yönetecek? Meşru kimdir? Güven yaratıcı önlemler Rumlara göre KKTC’nin pozisyonunu güçlendirici bir adım olarak görülüyor. Tarih boyunca güven artırıcı en önemli olay kapıların açılması oldu. Ama kapıların açılmasının başka faydaları oldu, güven artırmadı. Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar diğer taraflara kaynaşmak için geçmedi. Türkler alışveriş, Rumlar başka sebeplerle geçti. Güven artırmaya kapıların açılmasının faydası olmadı. Amacına ulaşmadı. Anlaşılması gereken Kıbrıs’ta sorun güven konusu değil. Kıbrıs sorunu siyasidir. Barış önce kurulacak, sonra korunacak.

Soru: Kudret Özersay’ın istifası müzakerelerin çöktüğü anlamına gelir mi?

Cevap: Aslında bu konuda benim söyleyeceğim fazla bir şey yok. Kudret beyin istifasını bende anlamadım. Anlaşılan Sayın Cumhurbaşkanı ile bir anlaşmazlık var. Kudret beyin sosyal medyadaki hareketi Sayın Cumhurbaşkanını rahatsız etti bunu iletti ve o da görevinden ayrıldı. Ama söylediğim gibi müzakere süreci zaten bitti. Benim umudum yok. Ama görüşmelerde sonuç getirmemekle beraber bitmez. Ve Güney Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığı sürecinde de görüşmelerin sürmesinin anlamı yok. Güney Kıbrıs’taki siyasette ilke yoktur.

Soru: Neden bizde de Güneydeki gibi Kıbrıs konusunda fikir birliği yok?

Cevap: Güneyde fikir birliğini yaratan 1974’tür. Hepsi 1974 Barış hareketine sağından, soluna işgal olarak bakar. Ortak noktaları budur. Bizde böyle bir durum yok. Onlarda nihai bir çözümde birlik değil. ANNAN palına bazı siyasi partiler “Evet” bazıları “Hayır” dedi. Hele AKEL’in tavrı insanlık dramı. Tarihi bir günah. Büyük ve utanılacak bir hayal kırıklığı yarattılar.

Soru: Sizce Türkiye’nin çözüm yönündeki tavrı değişti mi?

Cevap: Elbette bizim taraftan verilen bilgilere göre umut görmezse iyi bilgi akışı olmazsa isteksiz tavır takınacaklardır. Bu gayet doğaldır. Türkiye için Kıbrıs milli davadır ama birinci mesele değildir. Güneyde de niyet görmezlerse onlarda isteksiz görünebilir.

Soru: Son günlerin konusu Ergenekon. Sizinde bazı açıklamalarınız oldu. Ergenekon soruşturması Kıbrıs’a ulaşır mı?

Cevap: Öncelikle bu konudaki açıklamalarımı Türkiye basını abarttı. Kendileri açısından önemli bir konu olduğu için abartıyorlar. Ben konu ile ilgili olarak birkaç cümle söyledim. Türkiye’deki Ergenekon davası faili meçhul olaylar, saldırılar devlet destekli, yasa dışı uygulamalardır. Burada da oldu benzerleri. Bombalamalar, kurşunlamalar, gazeteci cinayetleri oldu bu küçük adada. Bunlar varda, Ergenekoncu yok mu yani? Bence var. Türkiye de Ergenekon davasından tutuklu olanlar var KKTC vatandaşı. Bunlara vatandaşlıkları Denktaş ve Eroğlu verdi. Bütün bunları düşününce Ergenekon’un Kıbrıs’a da uzanması gerek. Türkiye’deki yetkili kurulların KKTC Başsavcılığı ile irtibata girmesi lazım. Benim söylediklerim bundan ibaret.

Soru: Bugün Cumhurbaşkanı ile hükümet ve UBP yönetimi arasındaki ilişkiler sizin Cumhurbaşkanlığı döneminizde hükümet ve CTP ile yaşadığınız ilişkilerle eşleşiyor mu?

Cevap: Sayın Eroğlu zaten açıkladı. Televizyon programında müzakerelerle ilgili hiçbir şey söylemedi ama UBP konuşulmaya başlanınca şahinleşti. Esas ilgi alanı bu. Bu anlayış meselesidir. Ben anayasaya saygılıyım. Anayasa der ki bütün siyasi partilere eşit olunacak. Ben öyle yaptım. Sayın Eroğlu yapmadı ve bunu da televizyonda ilan etti. UBP içinde gücünü azaltmamak için her şeyi yapıyor. Ve başarıyor da.

Soru: Şu an için ülkenin en önemli içsel sorunu güvenlik mi, ekonomi mi?

Cevap: İkisi de, küçük esnaf perişan. Hükümetin ekonomi iyiye doğru açıklamaları var. Mesnetsiz. Gerçek yaşam öyle değil. Yıllardır bilgisayar alanında çalışan bir arkadaşım işyerini kapattı. Ki bu sektör her gün gelişen büyüyen bir sektör. Düşünün en gelişmiş sektörde bile bizde gerileme var. Bu dönemde para arzı azaltılmamalı. Hükümetin söylediği harcamaları azalttık. Bu ekonomiyi zora sokmaktır. Geliştirmek değildir. Peki, ne yapar insanlar, güneye gider, Türkiye’ye gider. Bu çok kötü bir durumdur. Bu milliyetçilik değil. Buna karşı mıyım, bu anlamda karşıyım. Çünkü bizim ekonomimize zarar veriyor. Maaşlar burada kazanılır. Güneyde veya Türkiye de harcanır. Kriz zamanlarında yapılması gereken harcamaları azaltmak değil, artırmaktır. Biz de başka ülkelere benzemeyen bir anlayış var. Araç almak lüks bir ihtiyaç olarak görülmüyor. Hele güneyden araç gelebilse tam yandık.

Soru: Artan olaylar ve güvenlik konusunda hakkında ne düşünüyorsunuz?

Cevap: Tabi konunun yönleri var. Kontrolsüz nüfus, muhaceret yasasının tam uygun olmaması, cezaların yetersizliği. Cezalar caydırıcı olmalı. Yapılmıyor. Maalesef hiçbir şey yapılmıyor. Bu noktalara hiçbir dönem gelmedik. Olaylar sıradanlaşıyor. Yasalarımızı, Türkiye ile olan suçlu iade protokolümüzü gözden geçirmeli ve uygulamalıyız.
Bu haber 1105 defa okunmuştur
  • Yani  Londra - 21.06.2012 Kibrisli turkler adam yerine konmak isterse once mamadan kesilecek, sonra da bol bol calisacak...
  • tarafsizim engin irfan  melbourne-magusa - 21.06.2012 Yorum ve makalelerimi daima tarafsiz yazarim.Turk,Rum ve Yunan politikacilarinin yanlis icraatlarini gercekci bir sekilde elestiririm.Ne Turk dusmaniyim,ne de Rum-Yunan hayrani.Aslinda tarafsiz kisiler en cok saldiriya ugrayanlardir.Cunku ne Isa'ya,ne de Musa'ya yaranirlar.Kibris'ta baris cabalarina ben de katildim.Hem 0n yil gazete yazilarimla,hem Hristiyan kesimin Kibris'taki eski eserlerini cizip yurt icinde ve disinda sergileyerek ve hem de Turk-Rum ortak muzik korosunun eski bir uyesi olarak.Gozlemim su olmustur. Bizim Kibrisliturk politikacilar ve sendikacilar her zaman Rum dengi kisilerin karsisinda hazirol durumunda beklemislerdir.Iki toplumlu bir etkinlikte Hristofyas da gelecekti.Geldigini gorunce O'nu karsilayacak olan muhterem bir politikacimizi bulup haber verdim.Hristofyas'a dogru kosarken aceleyle ceketini ilikliyordu.Aci gercek bu.Benim tarafsiz politikam ise aciktir.Kimseye muhtac olmayan,olmamasi gereken guclu bir Kibris Turk toplumu.
  • Ali'ye ince  NY - 21.06.2012 Rica ederim bir yerden baslamak lazim. Kibrisli Turkler gozlerini acip kendi kararlarini kendileri vermeli. Buda en basta bir halk oylamasi ile bu 3 secenkten birini secerek baslamali ise. Kimsenin Kibrisli turkler ile daha fazla dalga gecmesine, assagilamasina, onurunu rencide edici hareketlerde bulunup, illaki ya ruma yada Tc ye yama olarak gormemesi, onlari acik hava hapishanesine, bizleri surgun etmesine izin verilmemeli. Bir kisinin daha bu fikirlere katilmasi gozlerini acmasi bana umit veriyor. Bunlari lutfen o politikacilara, Sendikacilara, kendini lider sayanlara her platformda hatirlatin. Tesekkurler.
  • tam isabet ali  lefgosa - 20.06.2012 ince, seni guzel yazindan dolayi kutlarim.
  • Niye ince  NY - 20.06.2012 Madem ki turkiyenin mudahalesine karsi calisiyordunuz niye cikip bir halk oylamasi yapmadiniz ve halka a) Turkiyeyimi b) Rumumu c) yada bagimsizliginizi mi istiyorsunuz ? diye sorma geregini duyup bu isi bitirmediniz ve illaki Kibrisli turkleri Ruma yamamaya calistiniz sayin Talat? Siz Kibris Turk Halkinin sozde Liderler illaki o halki birilerine yama olarak goruyorsunuz ve halkinizin onurlu ozgur bir bicimde kendi gelecegine karar vermesine ne sebeb ise hic bir sekilde ne dile ne akliniza getirirsiniz. Siz yalniz degilsiniz, sizin gibi Kuzey kibristaki tum Sendika , Parti liderleri olsun hepiniz ayni kefendesiniz. Bu nicin kimsenin aklina glmez????
  • LONDRALI  U.K - 20.06.2012 kankan icin oyle konusma .. ayip olmasin ..

:

:

:

:

DİĞER HABERLER