İRSEN KÜÇÜK’Ü DESTEKLİYORUM

Ekonomi ve ülke gündemi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunan Bakan Tatar, UBP kurultayı hakkında net konuştu:

Erçin ŞAHMARAN

Ekonomi ve ülke gündemi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunan Bakan Tatar, UBP kurultayı hakkında net konuştu:

Ülkenin en çok konuşulan, tüm kesimleri etkileyen en önemli konusu elbette ekonomi... Ekonomide yaşanan sıkıntılar tüm sorunların en başında geliyor... Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ekonomisi sıkça tartışılıyor. Olumsuzluklar tüm sektör temsilcileri, sendikalar ve tabi ki vatandaş tarafından her fırsatta ve her ortamda seslendiriliyor. Fakat hükümet kanadı da tüm bu serzenişlere karşı icraatlarını savunuyor. Bu anlamda en çok konuşulan, tüm eleştirilere karşı direnen isim şüphesiz KKTC Maliye Bakanı Ersin Tatar...
Devletin para musluğununun kontrolünü elinde tutan isim olan Ersin Tatar, Star Kıbrıs’a, ekonomi ve ülke gündemi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Güney Kıbrıs’ın zamanında tedbir almadığı için bugün batma noktasında olduğuna dikkat çeken Tatar, Kuzey Kıbrıs’ta aynı durumun yaşanmamasını alınan önlemlere bağladı. Özelleştirmenin ülkeye büyük fayda sağlayacağını ifade eden Bakan Tatar, bu görüşünü şu sözlerle açıkladı, “Mesela telefon dairesi. Cep telefonu şirketlerinin piyasada payı artarken telefon dairesinin azalıyor. Ve en sonunda bitecek. Liberalleşecek yani devlet değil özel sektör zihniyeti ile yönetilecek. Rekabet edebilmesi lazım. Devlet artık üretmeyecek denetleyecek.”
Ülkede son dönemlerde ekonominin de önüne geçen Ulusal Birlik Partisi (UBP) kurultayı hakkında ise Ersin Tatar, “UBP’li delegeler parti başkanını değil aynı zamanda ülkenin başbakanını seçecek. Kazanan yoluna devam edecek. Ben bu süreçte İrsen beyi destekliyorum” dedi. Çalışan işçi kesminin merakla beklediği ve yapılacak artış için büyük umut bağladığı asgari ücret konusunda Bakan Tatar pek de olumlu bir açıklama yapmadı. Tatar, “Açıkçası ben maaş artışıyla beraber işsizliğin de artmasından çok korkuyorum. Yani az bir maaşla çalışmak mı, yoksa işsiz kalmak mı önemli” diyerek asgari ücret artışı konusundaki beklentileri bir yerde boşa çıkardı.


Soru: Sayın bakan mali açıdan KKTC’yi nasıl görüyorsunuz?

Cevap: “Öncelikle şu bilinmeli, bu ülke çok güzel bir ülke. Her şeyiyle, sahilleri, tarihi yerleri, doğası, yeşili bir uçtan bir uca dünyanın en güzel yerlerinden biri. Dolayısı ile bu ülkenin değerini hepimizin bilmesi lazım. Ekonomiye gelince, işte bu gün Güney Kıbrıs battı. AB dayatmalar yapıyor. 15 milyar Euro kredi almak istiyorlar. İstenilen önlemler, reformlar bizim yapmak istediklerimizden daha beter. Biz maaşlardan kesinti yapmadık. 13 maaşları kaldırmadık, emekliden kesmeye çalıştık olmadı. Güneye AB’nin ortaya koyduğu pakette, eğer bu krediyi almak istiyorsanız, bütçenizi çevirip bankaların kurtulması için, maaşların ödenmesi için yüzde on çalışanın maaşından yüzde on beş emeklinin maaşından kesilecek. On üçüncü maaş da kaldırılacak. Evet, biz tedbir aldık bazı düzenlemeler yaptık. Aksi takdirde bütçe açıklarını kapatıp, yolumuza devam edemezdik. Sonuçta Türkiye’nin maddi olarak yapacağı katkı miktarı da belli. Beşir Atalay açık açık söylüyor. Ekonomik program iyi gidiyor diyor. Dolayısı ile verecekleri maddi rakam bellidir. Bunun üzerine de çıkmayacaklar. Biz tedbir almasaydık, bu bütçe açıkları ancak borçlanma ile kapatılırdı. Borçlanma yapsaydık miktar iki üç sene içinde faizleriyle birlikte kat kat artacaktı. Bu ne demektir? İnsanların bankalardaki mevduatlarına el koymadır. Çünkü netice de alacağımız borçlar bankalardandır. Kimsenin hakkı yoktur, herkesin alın teri ile biriktirdiği mevduatını tehlikeye atmaya. Açıkçası devlet içte yaptığı borçları pek de gününde ödeyemiyor. Sonuçta uzun vade de borçlar birikir, buda çok tehlikeli bir durumdur. Bunları vatandaşa anlatmamız lazım. Demokrasinin ileriye gittiği, çok sesliliğin de bana göre biraz kötü kullanıldığı ülkemizde herkes istediğini çıkıp söylüyor, alay ediyor, muhalefet alternatif reçete ortaya koyamıyor. Dolayısı ile bizim bu yolu yürümemiz lazım.

Soru: Ekonomik sıkıntıların aşılması için neler yapılaması gerekir?

Cevap: Herkes, kurumlar, belediyeler ayağını yorganına göre uzatacak. Tedbirler alınarak zarar etmeden vazgeçilecek. Bir zarar durumunun ortaya çıkması halinde bunun merkezi bütçeden karşılanması uzun vade de mali disiplini bozar. Kıbrıs Türkünün refahının artması daha fazla üretim, daha fazla çalışma, daha fazla turizm, daha fazla yüksek öğrenim ve bunlara bağlı olarak inşaat, tarım, sağlık, hizmet sektöründeki gelişmelerle mümkündür. Bu ülkenin refahını artırmaktan başka yolumuz da yok. Ve bu yolu da Türkiye’den başka bir güçle yürüyemeyiz. AB’nin durumu ortada. En küçük bir projede bile bana göre samimi değiller. Anavatanla beraber büyüyüp, gelişmek ve üçüncü ülkelere açılmak zorundayız. Aldığım bilgilere göre ilk defa bu yıl üçüncü ülkelerden gelen öğrenci sayısı, Türkiye’den gelen öğrenci sayısını aşıyor. Yoğun bir talep var. Demek ki KKTC tanınmaya başlıyor. Buradaki eğitimin kalitesi, buradaki diploma tanınıyor.

Soru: Su projesi ve diğer projelerin iyi kullanılması için planlar nelerdir?

Cevap: Bu projenin önemi ortada. Beş yüz milyon dolarlık tarihi bir projedir. Suyun buraya gelmesiyle özellikle tarımda önemli ilerlemeler bekliyoruz. Bunun yanında bir e-devlet projesini kimse küçümseyemez. Çünkü ülkenin en büyük sorunlarından biri ekonominin kayıt altına alınması. Bu yönde çok ciddi çalışmalarımız var. Rakamlarda bunu gösteriyor. E-devlete geçilmesi de hem kayıt altına alma hem de vatandaş daha iyi daha kaliteli hizmet vereceğiz. Mesela araziler, kiralar Girne de, Lefkoşa da dünya parası. Neden? Çünkü talep var. Demek ki bu ekonomiye bir şeyler de geliyor. Gittikçe bu ülkenin cazibesi artıyor.

Soru: Otellerden bizim ekonomimize katkı var mı?

Cevap: Oteller gelişiyor, yenileri yapılıyor. İnşaatları var. Her biri milyon dolarlık yatırımlar. Mesela bir otelde altı yüz kişi çalışıyor. Bunun bir kısmı Türkiye’den geliyor. Ama o bölgeden çok sayıda insan da çalışıyor. Sebzesini, meyvesini, temizlik malzemesini buradaki tüccarlardan alıyorlar. İthalat arttı. Çünkü yerli iş adamlarımız dışarıdan mal getiriyor. Satıyor.

Soru: İyi olarak söylediğiniz gidişat vatandaşın cebine ne zaman yansıyacak?

Cevap: Son üç yılda emekli sayımız üç bin arttı. Hem devletten emekli olan var hem sigortadan emekli olan var. Bu yükü bu devlet çekiyor. Emekliye çıkan bir insan, çalışırken aldığı maaş kadar emekli maaşı alıyor. Emekliye çıkanın yerine istihdam yapıp yeni çalışan da alıyorsunuz. Bu defa devlet bütçesinin yükü artıyor. Belediyeler verilen katkı payları var. Bunları artırdık. Sosyal sigortalara katkıyı artırdık. Emekli sayısı beş yıl önce yirmi iki bindi, bu gün otuz bin. Birkaç sene sonra bu rakam otuz dört bin olacak. Bu küçük devletin bu yükü çekmesi mümkün değil. Dolayısı ile şükretmek lazım. Ben bu devletin daha da büyüyeceğine inanıyorum. Karamsar olmamak ve marazi olmamak lazım.

Soru: Ülkede istikrar var mı?

Cevap: Bana göre istikrar var. En başta Türkiye buranın teminatıdır. Yapılan anlaşmalar buranın istikrarını olumlu yönde etkiler. KKTC güveniyoruz, projelerinin arkasındayız, yönetimini, ekonomisinin geldiği noktayı beğeniyoruz denmesi buraya katkıdır. O güç arkamızda olmazsa buranın maliyesi bütçesi havada kalır. Bizim vizyonumuz da Türkiye ile her anlamda iyi ilişkiler kurmak var. Diğer partilere baktığımızda bu konuda farklı görüşleri vardır. Ben Türkiye’nin burada farklı amaçları olduğuna inanmıyorum. İşin özü Kıbrıs Türk halkının refah içinde yaşaması ve KKTC’nin yaşatılmasıdır.

Soru: Özelleştirmenin bu ülkeye ne gibi faydası olacak?

Cevap: Mesela; telefon dairesi. Cep telefonu şirketlerinin piyasada payı artarken telefon dairesinin azalıyor. Ve en sonunda bitecek. Liberalleşecek yani devlet değil özel sektör zihniyeti yönetim ile yönetilecek. Rekabet edebilmesi lazım. Devlet artık üretmeyecek denetleyecek.

Soru: Partinizin kurultay neden bu kadar gündem de?

Cevap: Ulusal Birlik Partisi ülkenin en büyük partisi. Neticede bin tane delege oy verecek ve bu kendi içinde bir seçim olacak. Aslında biz genel başkanımızı seçeceğiz. Tabi ki ülkenin başbakanı seçilecek bu ilgi ondan olabilir. Bu süreç bitecek. Kazanan kazanacak ve yoluna devam edecek. Bu iş uzadık sonra hem ülke hem de parti zarar görecek. Adaylar da yıpranacak. Bir an önce olup bitmesi iyi olacak çünkü gerçekten rahatsız edici bir durum var. Ben İrsen beyi destekliyorum. Ahmet Bey de şuan kabinede alınan kararlarda onunda imzası var.

Soru: Genel başkanın değişmesi UBP veya hükümet icraatlarında ne gibi bir fark yaratacak?

Cevap: Ülkenin şartlarını çok iyi bildiğim için şuan olabilecek bir değişim herhangi bir katkı sağlamayacaktır. Önemli olan ekonomik programın uygulanmasıdır. Değişimi destekleyen arkadaşlarımızın da haklılık payı vardır. Buda doğru bir yaklaşımdır. Müdahale olduğunu da ben düşünmüyorum. İstikrar isteniyorsa bunu herkes kendine göre değerlendirebilir. Türkiye UBP delegesini şuna veya buna destek ver diye etkileyemez herhalde. Yıllardır parti içinde olan insanların etkileneceğini düşünmüyorum.

Soru: Asgari ücretin durumu ne olacak?

Cevap: Açıkçası ben maaş artışıyla beraber işsizliğin de artmasından çok korkuyorum. Yani az bir maaşla çalışmak mı, yoksa işsiz kalmak mı?
Bu haber 784 defa okunmuştur
  • Kiyaslama Exeter'li  Exeter - 27.07.2012 Yani londra'li kardesim sen da kendi oz memleketinden ayrildin Ingiliz'in eteginin altindan veryansin ediyorsun.Hani derler ya 'yumurtadan cikti ,kabugunu begenmez' diye.Seninki de o hesap.Ingilter'de yasayanlar bildigin gibi enayi Ingiliz'in avantalarini su veya bu yoldan goturuyorlar.Tahminim sen de onlardan biri olacan ki habire otuyorsun.Yoksa kuyruguna mi bastilar ki ne zaman KKTC'nin ilgili bakani konussa veryansin gidiyorsun.Sikintin nedir soyle de bir anliyalim.
  • Çok konuşur, boş konuşur Dobra  Londra - 27.07.2012 Ekonomin yok ki bakan olasın. KKTC ye ekonomi bakanı mı gerekir? Milleti haraca koydunuz Gatsolarla, o kadar. Yok bu fon, yok şu fon, halkı gümrüklerde kasap gibi boğazlarsınız. Sizden örnek alan ithalatcılar da istediği gibi halkı kazzıklar, Tatar beyi de uçurgan gibi uçan bir ekonomiden atar tutar. Dilin kemiği yok. İstediğini söyleyebilirsin ama karşındakilerini hep enayi olarak kabul etme. Amibalara hükmedebilirsin ama benim gibiler senin ne olduğunu çok iyi bilir. Kendi çıkarların ve partiinin çıkarları herşeyden üstündür. O kadar. Fazla cart curta gerek yok. Doğruları konuşmanın zamanı çoktan geçti.

:

:

:

:

DİĞER HABERLER