CEZALARLA ÇÖZÜMLENEMEZ... Sosyal Hizmet Uzmanı Barış Başel, Avukat Barış Mamalı ile Trafikte Kazasız Yaşam Derneği Başkanı Hüseyin Sevay, Kuzey Kıbrıs’ın en büyük iki sorunu olan uyuşturucu ve trafik kazalarının cezalarla çözülemeyeceği konusunda, aynı noktada birleşti.
CEZALARLA ÇÖZÜMLENEMEZ... Sosyal Hizmet Uzmanı Barış Başel, Avukat Barış Mamalı ile Trafikte Kazasız Yaşam Derneği Başkanı Hüseyin Sevay, Kuzey Kıbrıs’ın en büyük iki sorunu olan uyuşturucu ve trafik kazalarının cezalarla çözülemeyeceği konusunda, aynı noktada birleşti. Ada Haber’e konuşan uzmanlar, toplumda derin yaralar açan bu iki sorunun cezalarla azalmasının veya önlenmesinin bugüne kadar denenen yöntemlerle imkansız göründüğüne vurgu yaparak, her bireyin küçük yaşlardan itibaren uyuşturucu ve trafik konusunda eğitilmesi gerektiğini belirtti.
37 YILDA BİN 730 KİŞİ ÖLDÜ... “Uyuşturucu kullanımında bir altyapı oluştu. Ve bunu önlemenin yolu kullanıcıları cezaevine koymak değildir” diyen Barış Başel, özellikle gençlerle çocuklara koşulsuz sevginin öğretilmesi gerektiğini söyledi. Barış Mamalı da ülkede artan uyuşturucu vakalarının çözümü için en büyük görevin ailelere ve devlete düştüğünü ifade ederek, bu konudaki önyargılardan herkesin kurtulmasını istedi. Trafikte, 1975 ile 2012 yılları arasında bin 730 insanın hayatını kaybettiğini anlatan Hüseyin Sevay ise, “Rakamın azalması için toplumsal seferberlik şart” dedi.
Erçin ŞAHMARAN
Ada TV ekranlarında Cuma akşamları yayınlanan “Söz Sizde” programında bu hafta uyuşturucu ve trafik kazaları masaya yatırıldı. Erçin Şahmaran ve Ediz Tuncel’in hazırlayıp sunduğu “Söz Sizde” programının bu haftaki konukları Sosyal Hizmet Uzmanı Barış Başel, Avukat Barış Mamalı ve Trafikte Kazasız Yaşam Derneği Başkanı Hüseyin Sevay oldu. Kuzey Kıbrıs’ta son dönemlerde toplumun en büyük sorunu olan trafik kazaları ile uyuşturucu kullanımındaki artışın irdelendiği programda uzmanlar, çözümün cezada değil eğitimde olduğu noktasında birleşti.
Kıbrıslı Türklerin geçmişte yaşadığı sıkıntılı günler nedeniyle üzerindeki travmayı hala atlatamadığını söyleyen Barış Başel, özellikle gençleri batağına çeken uyuşturucu ve trafik kazalarına dikkat çekti. Başel konuşmasında şu noktalara dikkat çekti: “Bu adanın üzerinde yedi ayrı bayrak dalgalanıyor. Çocuklarımızın koşulsuz sevgi ortamında yetişmesi lazım. Çocuk sevgisi bankaya yatırdığımız bir şey değil. Kızarak, azarlayarak veya döverek çocuk yetiştirme tarzı şunu öğretir, çocuk ben bu bardağı kırarsam biri beni döver diye dış güdümlü bir güce boyun eğer. Gençlerimiz, çocuklarımız için her şeyi hazırlıyoruz. Son on yılda da çok değiştik. Sanal bir dünya kurduk ve orada yaşıyoruz. Tüketiyorum çünkü varım kültürümüz oldu. Devletinde bu konuda herhangi bir politikası yok. Uyuşturucu kullanımın da bir altyapı oluştu. Ve bunu önlemenin yolu kullanıcıları cezaevine koymak değildir. Rehabilite ile tedavi yöntemleri ve kurumları oluşturulmalı. Böyle giderse on yıl sonra çok daha kötü günler yaşayacağız.”
MAMALI: ÜLKEDE 30 YILDIR UYUŞTURUCU VAR
Avukat Barış Mamalı da ülkede artan uyuşturucu ve trafik kazası vakalarının çözümü için en büyük görevin ailelere ve devlete düştüğünü belirterek “Gerçekten çözüm istiyorsak hem kalbimizdeki hem de aklımızdaki önyargıları silip atmalıyız. Başka şekilde bu ülkede sadece konuşmalarda kalırız. Bu ülkede en az otuz yıldır uyuşturucu var. Son on, on beş yılda arttı. Devletseniz ne yapmanız gerekir? Önce bir politika oluşturacaksınız. Mesela Meclisimizde bu konuda bir tartışma gördük mü? Hayır. Sanki da böyle bir sorun yoktur. Uyuşturucu olayı bir organize suçtur. Maddi kazanım vardır içinde. Bu ülkeye uyuşturucu yurt dışından geliyor. Bunu üretenler dünyanın her tarafına gönderiyor. Müthiş bir ağ var. Yani bu olay çok basit değil” dedi. Uyuşturucu tacirlerinin bir ülkeye girerken beraber çalışacağı uzantıları mutlaka bulduğuna dikkat çeken Mamalı, “Son on beş yılda ülkemize çok yoğun bir geliş vardır. Bu duruma karşı takınılan umursamaz tavır, sanki davet mi vardır diye düşündürüyor. 2010 yılında ağır ceza mahkemesinde görülen davaların %30 uyuşturucu davasıdır. Yani her üç davadan biri uyuşturucu davası. Bu oran 2012 yılında %36 oldu. Hiçbir ülkede böyle bir oran ve böyle bir artış yoktur. Bunun anlamı siz uyuşturucu batağındasınız. 2008 yılında yaptığım araştırmada şunu gördüm, cezaevindeki suçların %75’i uyuşturucu suçudur. Bunların %90 uyuşturucuyu kullananlardır” ifadelerini kullandı.
CEZA DEĞİL EĞİTİM ARTMALI
Hüseyin Sevay da ülkedeki bir diğer kabus olan trafik kazalarına değinerek, bu konuda hayata geçirilen önlemlerin yeterli olmadığını söyledi. “Trafikte eğitim diyoruz. Evet, doğrudur ama insan doğduğu andan itibaren trafik eğitimi başlar. Çocuk korunmayı öğrenebilmek için önce aileden eğitim almalı. Bunun içinde önce aile eğitimli olmalı” diyen Sevay, kazaların ceza ve yaptırımlarla azaltılamayacağına vurgu yaparak eğitim konusunda seferberlik başlatılması gerektiğinin altını çizdi. . Trafikte, 1975 ile 2012 yılları arasında bin 730 insanın hayatını kaybettiğini belirten Sevay, “Yıllara göre oranladığımızda yıllık 46 civarı insanımız yitirdik demektir. Yani aslında oranlarda düşüş yoktur. Bizim yetkililerimiz bunu başarı diye gösterip aslında kendilerini ve bizi kandırıyorlar. Veriler toplanıyor ama sadece toplanıyor. Akademik çalışmalarda kullanılmıyor. Üniversitelerimiz var ama yok. Biz projeler ürettik 2011 yılında tüm vekillere, kurumlara ulaştırdık. Sonuç sıfır. İlgilenmiyorlar, bilimsel düşünmüyorlar. Adım atamıyoruz. Kanser sorunumuza belki çözüm bulamayız ama trafikte ki sorunları ve çözümleri biliyoruz. Devletle çözmek istiyoruz. Fakat sanki devlet bizim için değil biz devlet için varız. Maalesef devlet bizi sevmiyor” ifadelerini kullandı.