Uzun zaman evde hiç bu kadar vakit geçirmemiştim. Hem seçim yorgunluğu hem de yorgunluğa ilaveten eklenen klima ve sonunda da bayramı bronşit olup evde geçirmek zorunda kaldık.
Yarım kalan birkaç kitabı bu sürede bitirme fırsatım oldu, televizyonda seyrettim. Ama daha çok internette geçti vaktimin büyük çoğunluğu.
Kanallar arası gezerken bir kanalda bir programa takıldım. Din adamı olan şahıs konuklardan ve telefondan gelen dini sorulara yanıt veriyordu. Tam o esnada bir konuk şu can alıcı soruyu sormaz mı hocaya…
“Hocam, iki bayram arası düğün olmaz diyorlar”…
Hocanın verdiği cevaptan ziyade aklıma bugün Cumhuriyet Meclisinde yemin edecek yeni vekillerimiz ve hemen akabinde yeni hükümet için atılacak olan adımlar geldi. Acaba iki bayram arasında kurulacak olan hükümet caiz midir?
Bu soru karşısında Hocayı arayacak değilim ama gene de bu sorunun cevabını bulmak gerekiyor. Bir kere 50 milletvekili olan meclisimde bu dönem 4 partimiz yer alıyor. Hiçbir siyasi parti tek başına salt çoğunluğu bulamıyor. Devreye koalisyon seçeneği giriyor. 4 partinin oluşturduğu mecliste koalisyon için öne çıkan 5 seçenek mevcut. Hatırlayalım…
BİRİNCİSİ: CTP-DP=33 vekil. Anayasa değiştirmeye sayıları yetmiyor. 1 vekilin daha bulunması gerekiyor. Ama pek ala koalisyon ortağı olabilirler
İKİNCİSİ: CTP-DP-TDP= 36 vekil. Mevcut hükümetin devamından yana olan bir koalisyon seçeneği. Bu seçenekte anayasa değişikliği dahil her türlü güce sahip olabilecek hükümet.
ÜÇÜNCÜSÜ: CTP-UBP= 34 vekil. Anayasa değiştirmek için aranan sayıya sahip bir hükümet olur.
DÖRDÜNCÜSÜ: UBP-DP= 26 Vekil. Yurt dışında vekil olduğunda sıkıntı yaşanabilir meclis içinde. Ama birçok kez 26 sayısı ile hükümet edildi.
BEŞİNCİSİ: UBP-DP-TDP=29 vekil. Üç parti sayı olarak güçlü gözükse de anayasa değişikliği için yeterli değil.
Tabi bu seçeneklerin içinde yer alan partiler hükümette yer alırsa onlar için “düğün” olmuş olacak. Burada önemli olan nokta gerdeğe kiminle gidileceği noktası? Nasıl bir evlilik ve nasıl bir düğün merasimi?
Birde cenaze var ortada. Henüz kalmamış ve nasıl kalkacağı da belli belli değil. UBP’de işin sonu nereye varacak, bugünden kestirmek zor.
Sizin anlayacağınız sevgili dostlar, iki bayram arası birileri düğün dernek kuracak, birileri seçimde kaybettikleri partiyi nasıl canlandıracaklarını tartışacak ve iki bayram arası böyle akıp gidecek.
Gelelim asıl soruya, iki bayram arası düğün olur mu? Olur, hem de bal gibi olur, yeter ki kız tarafı ile oğlan tarafı arasında bir antlaşamamazlık çıkmasın…
Ah be Yoldaş!
Bayramın haber bombasını bizim gazeteden sevgili Yurdagül Beyoğlu patlatmış. StarKıbrıs’a seçimi değerlendiren Sonay Adem “oyuna geldik” demiş.
Ah be Yoldaş, seni arayıp ikaz etmedim mi? Sana büyük oyunlardan bahsetmedim mi? Sen ne yaptın? Oturdun zivaniya içtin. Şimdi de oyunlardan bahsediyorsun.
Yoldaş, devir kötü kötüleşti, (Bunu Doktor Arif Hoca’ya söylesen başka türlü devam ederdi ya) artık sistem eskisi gibi işlemiyor, zaten CTP’de eski CTP değil. Bak UBP’nin bile değiştiğini bizzat MATalat söylüyor.
Neyse yüz yüze geldiğimizde anlatacağım bazı şeyleri. Bu arada CTP’de kurulan HAK’a gönüllü ifade vermeyi teklif ettim bayramdan önce. Ne arayan oldu ne de soran, olmayacak ta…
Atun ve Sucuoğlu atılabilir mi?
Bayrama girerken UBP’de iki ilçe başkanın genel merkez tarafından görevden alınması girişimi ile siyasette son noktayı koymuştuk. Bugün kısmetse kaldığımız yerden devam edecek aynı tartışmalar.
Bayram öncesi İrsen Küçük cephesi son bir hamle ile GYK’yi toplamış ve iki ilçe başkanının görevden alınmasının PM’ye tavsiye edilmesi kararını almıştı. ancak alınan karar PM’de görüşülememişti. Peki, UBP tüzüğü görevden almalarla ilgili ne diyor?
UBP Tüzüğünde 50 madde görevden uzaklaştırma başlığı altında:
50.madde (1) PGYK aşağıdaki nedenlerle ilçe, köy ve /veya mahalle başkan ve yönetim kurullarını geçici veya sürekli olarak görevden uzaklaştırabilir.
a-Parti tüzük ve yönetmelikleri gereğince tutmaları gereken defter ve kayıtları usulüne uygun şekilde tutmamaları, muhafaza etmemeleri, bu defter ve kayıtlar üzerinde bilerek değişiklik yapmaları veya tahrifatta bulunmaları.
b-Bu tüzükte belirtilen disiplin suçlarından birini yönetim kurulu sıfatıyla işlemeleri.
c-Tüzük ve yönetmeliklerde üst yönetim organlarınca verilen emir, tamim ve talimatlara uymamayı alışkanlık haline getirmeleri.
d-Parti veya partinin yöneticileri aleyhinde kararlar almak ve eylemde bulunmak.
e-Alenen veya yazı ile partiyi veya parti programında yer alan amaç ve ilkeleri küçümsemek veya partiye hakaret etmek.
2.PGYK yukarıda birinci fıkrada sayılan durumlardan konuyu müfettişlerine incelettirerek olumlu veya olumsuz bir karar verir. Bu karar kesindir.
“Görevden uzaklaştırma kararları gizli oyla ve üye tam sayısının üçte iki çoğunluğuyla alınır.”
Tüzüğün bu maddesine göre toplanan PGYK hiçbir şey üretemez, iddia edilenilenlerin de tüzüğe aykırı olduğu rahatça görülüyor.
Aslında yapılmak istenen; İrsen Beyin yapmak istediği olağan kurultayda 1435 kurultay delegeliğinden 600 delegeyi seçim sonuçlarındaki oy oranına göre azaltması gerekiyor. 3000 ilçe delegesinde ise 1200 ilçe delegesini azaltması gerekir. Yani toplamda 1800 delege görevden uzaklaştırılması gerekir.
Peki, bu kadar kısa zamanda nasıl yeni örgüt başkanları, nasıl kurultay delegeleri ve nasıl ilçe delegeleri belirlenecek? Sizin anlayacağınız önümüzdeki günlerde UBP bir kez daha mahkeme kapılarına dayanabilir.
En büyük asker…
Milliyet Gazetesinin uzun yıllardır Ada’daki muhabiri, gazeteci dostum Sefa Karahasan bugün Gülseren’de vatani görevine başlıyor. Tam bir yıl boyunca GKK’nin emrinde olacak. Sözde değil özde Kıbrıslılar gibi Sefa bugünden itibaren artık Mücahit….
Süper Cimcom
Lige Kayseri’de Süper kupayı alarak başlayan Galatasaraylı dostlarımı kutlamak isterim. Kayseri oldum olası zaten Fener’e uğurlu gelmiyor. Zaten akşamki maçı da Fener kazansa üzülürdüm. Bu kadar kötü bir oyuna kupa mı olur? kazanan cimcomlu dostlarımızı yürekten kutluyorum bir Fenerli olarak….
GÜNÜN SÖZÜ
“Sadece sağ partiler değil CTP’nin içerisinde de belli kesimlerde ne yazık ki böyle bir karma çetesinin içinde yer almışlardır. CTP kurulduğu günden bugüne kadar disiplini, ilke ve prensipleri açık olan bir siyasi partiydi ve bu özelliklerinden dolayı gıptayla bakılıyordu. Herkes prensiplerine gıpta ederdi ancak bu ilke ve prensipler son seçimde ayaklar altına alınmış ve CTP’de oluşan çeteler vasıtasıyla yer ettirilmiştir.
Sonay ADEM
BİZİM TEMEL
Temel Trabzon’un kabadayısıydı. Elinde tespih, ceketi sırtın da kendinden emin olarak dolaşıp dururdu.Birgün gene bu halde kahvenin önünden geçiyordu.Tam kahvedekilere selam vermişti ki ensesine sert bir tokat yedi.Lan ne oluyoruz diye tam döndü ki o ne karşısında kendinin iki katı bir adam. Şöyle bir kahveye baktı herkes temele bakıyor.Temel yiğitliği boka sürmemek için adama dönüp;
- 'Bilader gerçekten mi vurdun şakadan mı'? Diye sorar. Adam kendinden emin bir şekilde;
- 'gerçekten vurdum noolucak' ..der bunun üzerine temel bozuntuya vermeden;
- 'İyi zaten şakadan hoşlanmam' ...
Ferdi Sabit SOYER