Öztürk görevden alınma sebebinin müsteşar krizi olduğunu açıklarken, “Gökbörü’yü aradığımda Ramazan Özçelik’in ayarladığı kişilere arazi göstermeye gittiğini öğreniyordum... Benim bilgim ve onayım dışında hareket ediyordu” şeklinde konuştu.
“Görevim süresince yalnızca halka hizmet ilkesini şiar edindim. haksızlık ve partizanlık yapmadım” diyen Enver Öztürk, vefat eden teyzesinin cenazesi için alelacele Ankara’ya gitti.
Ekonomi ve Turizm Bakanlığı görevinden 4 Haziran’da alınan Enver Öztürk, mensubu olduğu Özgürlük ve Reform Partisi’nden istifa ettiğini açıkladı. Öztürk, kendisiyle birlikte 100 kişinin daha partiden istifa ettiğini duyurdu ve istifaların süreceğini de öne sürdü.
Bakanlık görevine gelmesiyle son verilmesine kadarki süreçte yaşananları anlatan Öztürk, “müsteşar krizi” nedeniyle bu noktaya gelindiğini belirtti.
Enver Öztürk, kendisinin de bu makama atanmasına karşı olduğu ve Cumhurbaşkanı’nın üçlü kararnamesini imzalamadığı Hüseyin Gökbörü müsteşar makamındayken yaşadıkları sorunlar üzerine Gökbörü’yü görevden almak istediğinde Özgür Parti Genel Başkanı Turgay Avcı ve Başkan Yardımcısı Mustafa Gökmen’in karşı çıkarak “Böyle bir şey yaparsan biz de seni görevden alırız” dediğini kaydetti.
Öztürk, Özgür Parti’nin Girne bölgesindeki kurucu üyelerinden biri olan Ramazan Özçelik’in Gökbörü’yle çok yakın ilişkiler içinde olduğunu, Gökbörü’nün bilgisi ve onayı dışında hareket ettiğini, her şeyi göze alıp onu görevden aldığında ise Gökbörü’nün “Ben de onu bakanlıktan aldırmazsam...” ifadelerini kullanarak bakanlıktan ayrıldığını bildirdi.
Öztürk’ün görevden alınmasının ardından günlerdir beklenen ve bugün yapılacağı açıklanan basın toplantısı, Ankara’daki teyzesinin vefatı nedeniyle sadece yazılı metin dağıtma şeklinde gerçekleştirildi.
Dış Basın Birliği Lokali bahçesinde saat 11.00’deki basın toplantısına çok sayıda gazeteci katıldı. Öztürk’ün gelişinin kısa süre öncesinde basına teyzesinin vefat ettiği haberi duyuruldu ve Öztürk’ün Ankara’ya gitmesi gerektiği için basın toplantısının kısa süreceği belirtildi.
Öztürk’ün basına dağıttığı metinde “Görevim süresince yalnızca halka hizmet ilkesini şiar edindim. Herhangi bir haksızlık ve partizanlık yapmadım. Başım dik, alnım açık şekilde görevi devrettim. Şahsıma yönelik asılsız dedikodu ve iftira uyduranlar, kendi çamurlarıyla kirlenecektirler” ifadeleri yer alıyor.
“ÜZGÜNÜM… FARKLI YORUMLAR OLMASIN DİYE GELDİM”
Çok üzgün olduğu gözlenen Öztürk, gazetecilere hitabında çok üzücü bir haberle güne başladığını belirterek, cenaze için saat 12.00’deki uçakla Ankara’ya gitmesi gerektiğini söyledi. Farklı yoruma sebep olmamak için basın toplantısına geldiğini belirten Öztürk, gazetecilerden dağıttığı yazılı metni değerlendirmelerini istedi ve adaya dönmesinden sonra yine basının önünde olacağını, korkusunun, gizlisinin, saklısının en ufak bir çekincesinin olmadığını kaydetti.
Enver Öztürk basın toplantısında dağıttığı metinde ise, 9 ay önce “sağda birliktelik oluşumunda katalizör rol oynamak, bu olamıyorsa halka ciddi bir alternatif sunmak” amacıyla Özgürlük ve Reform Partisi’ni kurduklarını belirterek, Turgay Avcı’nın kendisini ikna etmesi sonucunda Erdoğan Şanlıdağ, Mustafa Gökmen ve Ergün Serdaroğlu’nun partilerinden istifa ettiğini anlattı. Serdaroğlu’nun parti kurucuları arasında yer almayıp bağımsız olarak hükümete destek vereceğini belirtmesi üzerine Girne bölgesinden “kurucu üye” olacak 3 kişinin boşlukta kaldığını; Mustafa Gökmen’in önerdiği Ramazan Özçelik’in bu 3 kişiden biri olduğunu kaydeden Öztürk, yola çıkılan ilk 5 kişinin mutabakatıyla hiçbir milletvekilinin bakanlık görevi üstlenmeyeceğinin, buna karşılık bürokrat atamalarında Turgay Avcı ile kendisi dışındaki üçüncü bakanın belirlenmesinde DP’den ayrılan Gökmen’in imtiyazı olacağının herkesçe kabul edildiğini belirtti.
İLK KRİZ
Enver Öztürk, bakan isimlerinin Başbakan’a bildirileceği aşamada Mustafa Gökmen’in İskele’den bir isim önermek yerine kendisinin bakan olma talebi ve ısrarının ilk krizi yaşamalarına neden olduğunu ifade ederek, ardından, Özel Kalem Müdürü ya da Müsteşar olmayı kabul ederek partiye gelen Asım Vehbi’nin, Avcı ve Gökmen’in tavsiyeleriyle bakanlığının gündeme geldiğini ve Başbakan’a verilen listede yerini aldığını hatırlattı.
Bakanlığa başlamasının ardından Ramazan Özçelik’in birçok kez ziyaretine geldiğini ve her geldiğinde farklı girişimcilerle kendisini tanıştırmaya başladığını; daha sonra Özçelik’in bu kişilere “parti koordinatörü veya parti sözcüsü” olduğunu söylediğini öğrenmesi üzerine randevu vermemeye başladığını, bundan dolayı Özçelik’in sürekli şikâyet ettiğini anlatan Enver Öztürk’ün yazılı metninde, daha sonraki gelişmelere ilişkin ifadeler özetle şöyle:
MÜSTEŞAR SORUNU
“6 Kasım 2006’da Londra Turizm Fuarı’na gittim. Oradaki sorulara cevaben, turizmde görevli müdürleri ve müsteşarı değiştirmek niyetinde olmadığımı, hizmetin devamlılığı açısından yetişmiş bürokratların harcanmasına karşı olduğumu ifade ettim. Londra dönüşünde partideki MYK toplantısında müsteşarımın alınması ve yerine Hüseyin Gökbörü’nün atanması talep edildi. Ben bu talebe iki nedenle karşı çıktım. Birincisi mevcut müsteşarın bilgili, verimli ve uyumlu çalıştığı; ikincisi ise Gökbörü’yü önceden bildiğim için sağlıklı ve uyumlu çalışamayacağımdı. Ama MYK bütün karşı çıkışlarıma rağmen Gökbörü’nün atanması kararını üretti, kararı uygulamak zorunda kaldım. Bu karar ışığında zaten Müşavir olan Gökbörü, bakanlıktaki Müsteşar odasına yerleşerek çalışmaya başladı.
Fakat Sayın Cumhurbaşkanı, mevcut müsteşarın görevden alınmasını öngören Üçlü Kararname’yi onaylamakla beraber, Gökbörü’nün müsteşarlığa atanmasına ilişkin Üçlü Kararname’yi onaylamadı. Özellikle Turgay Avcı ve Mustafa Gökmen, kararnamenin onaylanmasını benim engellediğimi iddia ederek benimle ilişkilerini soğutmaya başladılar. Gökbörü, 15 Kasım 2006’dan 5 Mart 2007’ye kadar müsteşarımmış gibi davranarak çalıştı. Bu süreçte Avcı ve Gökmen’in defalarca görüşmesine ve taleplerine rağmen Cumhurbaşkanı, Gökbörü’nün atanmasını uygun görmediğini ve onaylamayacağını kararlı şekilde tekrarladı.”
Enver Öztürk, Cumhurbaşkanı’nın da onaylayacağı bir müsteşar atanması ısrarında Turgay Avcı ve Mustafa Gökmen’in tepkisiyle karşılaştığını; Gökbörü’nün MYK’daki tartışma ve gelişmelerden haberdar olduğu için kendisini kaale almamaya, saygısız ve itaatsiz davranışlar sergilemeye başladığını anlattı.
“GÖREVDEN ALIRSAN BİZ DE SENİ ALIRIZ”--
Öztürk, bu durumu kabullenemediğini ve Gökbörü’yü görevden alacağını söylediğinde Turgay Avcı ve Mustafa Gökmen’in “Böyle bir şey yaparsan biz de seni görevden alırız” dediğini kaydetti.
Enver Öztürk, bu süreçte Gökbörü’nün Ramazan Özçelik’le çok yakın ilişkiler içinde olduğunu ve onun talep ve talimatlarıyla hareket ettiğini, aradığında yerinde bulamadığını, nerede olduğunu sorduğunda Özçelik’in ayarladığı kişilere arazi göstermeye gittiğini öğrendiğini, bilgi ve onayı dışında hareket ettiğini belirtti.
Konuyu MYK toplantısında yeniden gündeme getirip kesinlikle Hüseyin Gökbörü’yü görevden alacağını söylediğinde hem Gökmen’in hem de Avcı’nın ona dokunmamasını söylediklerini kaydeden Öztürk, bu durumdan çok rahatsız olduğunu, Şirketler Mukayyitliği ile Sanayi Dairesi Müdürlüğü’ne de uzun zaman atama yapmasının engellendiğini bildirdi.
“’BEN DE ONU BAKANLIKTAN ALDIRMAZSAM’ DEDİ”--
Enver Öztürk, her şeyi göze alarak atamaları yapmaya karar verdiğini, Cumhurbaşkanı’nın önerdiği yeni müsteşarı onayladığını, bunu öğrenen Hüseyin Gökbörü’nün odadaki şahsi eşyalarını toplarken “Ben de onu bakanlıktan aldırmazsam” diyerek bakanlıktan ayrıldığını, aynı günlerde Ramazan Özçelik’in, Özel Kalem Müdürü’nü telefonla arayarak, “Benim müsteşarımı yediniz ben de sizi yiyeceğim” dediğini ve benzer ifadelerin çeşitli ortamlarda tekrarlandığını kaydetti.
Bu gelişmelerden sonra hakkında birçok asılsız dedikodu, yalan ve iftiralar çıktığını belirten Öztürk, şöyle devam etti:
“Herhangi bir usulsüz iş yapmayı düşünüyor olsaydım, müsteşarımı, Şirketler Mukayyidi’ni ve Sanayi Dairesi Müdürü’nü bürokrasinin içinden gelen ve daha önce hiç tanımadığım ama dürüst ve çalışkan kişilikleri öne çıkmış kişilerden seçer miydim? Mevcut turizm daire müdürlerini muhafaza eder miydim? Bunların takdirini kamuoyunun vicdanına bırakıyorum.”
Enver Öztürk, bakanlığa bağlı kurumların yönetim kurulu üyeleri ve müdürlerinin tespit ve tayininin Turgay Avcı tarafından yapıldığını ve onların daha çok partiyle ve Avcı’yla sıkı temas içinde olduklarını; Özel Kalem Müdürü hakkında dedikodu olduğu gerekçesiyle görevden alması talep edildiğini, ama suçu olmadığını düşündüğü için bu kararı uygulamadığını anlattı.
“MYK’YLA ARAM AÇILDI İSTİFAMI İSTEDİLER”--
Bunun üzerine Özgür Parti MYK üyeleriyle arasının iyice açıldığını ve istifasının istendiğini; istifa etmesini gerektiren bir durum olmadığını, gerekirse görevden almalarını ve gerekçelerini de kamuoyuyla paylaşmalarını söylediğini belirten Öztürk’ün, yazılı açıklamasında şu ifadeler de yer aldı:
“Gelinen aşamada 4 Haziran 2007 tarihinde görevden alındım. Olayın gerçek boyutu bunlar olmasına rağmen, yazılı ve görsel basında konu farklı boyut kazandı.
Ben görevim süresince yalnızca halka hizmet ilkesini şiar edindim. Herhangi bir haksızlık ve partizanlık yapmadım. Bakanlığın bir görev olduğunu ve kimseye kalıcı olmadığını, koltuk sevdasıyla hareket etmediğimi ve bunu bir ‘ceket’ olarak yorumlamadığımı kamuoyu ve değerli basın mensupları yakından bilmektedir.
“KENDİ ÇAMURLARIYLA KİRLENECEKTİRLER”--
Başım dik, alnım açık bir şekilde görevi devrettim. Şahsıma yönelik asılsız dedikodu ve iftira uyduranlar, kendi çamurlarıyla kirlenecektirler.
Benim ilke ve vizyonumda yukarıdaki gerçekler esastır. Bu esaslara uymayan ve değiştirmeyi başaramadığım mevcut yapı içinde siyasete devam etme ve halkın beklentilerine yanıt verme olanağı kalmadığını düşündüğüm cihetle, bugün itibarıyla ÖRP’den istifa ettiğimi kamuoyuna duyururum.”