Kur'an ve sünnet bütünlüğü

Din, Yüce Allah tarafından Peygamberlere vahiy yoluyla gönderilen ve insanları hem bu dünyada hem de ahiret hayatında mutluluğa eriştirecek emir ve yasaklar manzumesidir.

Din, Yüce Allah tarafından Peygamberlere vahiy yoluyla gönderilen ve insanları hem bu dünyada hem de ahiret hayatında mutluluğa eriştirecek emir ve yasaklar manzumesidir. Peygamberler ise, Allah'ın kulları arasından seçtiği ideal anlamda örnek insanlardır. Yüce Allah'ın ilahi kitaplarda emrettiği ve kullarından yapmalarını istediği ibadetler, Peygamberlerin hayatında sembolleşmiş, güzel birer örnek halini almıştır. Allah şöyle buyurur: “Andolsun, Allah'ın Resülünde sizin için; Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah'ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.”  (Ahzab-21) Allah'ın sevdiği bir kul nasıl olabilirim diye düşünenler, Allah'ın kendilerinden razı olduğu Peygamberleri, kendilerine örnek alarak bu arzularına kavuşabilirler.

İslam’ın iki ana kaynağı vardır ki, bunlar: Allah’ın kitabı Kur’ân-ı Kerim ve Peygamberinin sünnetidir. Kur'an'da emredilenlerin ibadet halinde tezahürü ancak Hz. Peygamberin Kur'an'ı anlaması, yorumlaması ve uygulamasıyla ortaya çıkmıştır. Nitekim Yüce Rabbimiz: “(O peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur'an'ı indirdik.” (Nahl Suresi- 44) Nisa Suresinde: ' Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e itaat edin ve sizden olan ulu'l-emre (idarecilere) de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resûlüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.” buyurulmaktadır. Ayetlerde meselelere çözüm ararken Kur'an'a ve sünnete müracaat etmemiz istenmekte, Kur'an'ı anlama ve uygulama konusunda Hz. Peygamberin en büyük rehber olduğu vurgulanmaktadır.

Kur'an'ı anlamada ve ibadetleri uygulamada Hz. Peygamberin olmazsa olmaz diyebileceğimiz bir mevkii vardır. Hz. Peygamber olmaksızın, Kurban ayetlerinin gönderiliş sebeplerini ve hangi manaları ihtiva ettiğini anlamamız; hayatımızda son derece büyük önemi haiz olan ibadetlerin yapılış şekillerini bilebilmemiz mümkün değildir. Yüce Allah, Hz. Peygamberin dindeki bu önemli yerini, Kur'an'ı Kerim de kendisi tayin etmiştir, Yani Hz. Peygamberi sevmek, ona inanmak, ona itaat etmek, onun getirdiklerini almak, yasaklarından kaçınmak, hepsi Allah'ın emridir. Kur'an'ı Kerim de: “Allah'ın, (fethedilen) memleketlerin ahalisinden savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar; Allah'a, peygambere, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. O mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir servet (ve güç) haline gelmesin diye (Allah böyle hükmetmiştir). Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah'ın azabı çetindir.' (Haşr-7) buyurulmuş: Başka bir ayette de ' O, nefis arzusu ile konuşmaz.(Size okuduğu) Kur'an ancak kendisine bildirilen bir vahiydir.' (Necm, 3-4) buyurularak Hz. Peygamberin sözlerinin ve davranışlarının bizler için ne derece önemli olduğu vurgulanmıştır.

Hz. Peygamberin dindeki yerini bilmemek ve dikkate almamak, Yüce Allah'a ve Kur'an'a muhalefet etmek demektir. Çünkü Hz. Peygamber, yetkisini Kur'an'dan almaktadır. Bütün bunlara ilaveten, din samimiyet ve sadakat ister. O, başta kalp olmak üzere, bütün azaların huzur bulduğu bir müessesedir. Bu huzurun ve manevi atmosferin sağlanması ve devamı, ancak, Allah'a ve Resulüne inanmak ve onları sevmekle mümkündür, inancımızı, sadakatimiz bozacak her türlü şüpheden uzak durmamız gerekmektedir.  Ve son söz olarak Sebe Suresinde: Biz seni ancak bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bilmezler. (Sebe Sûresi-28)

 

Bu haber 185 defa okunmuştur

:

:

:

: