Güzel bir hafta sonu dileğiyle…

Güzel bir hafta sonu dileğiyle…


ÇARPARAK/ BÖLEREK DEĞİL...
Çarparak, bölerek değil; severek, gülerek, bölüşerek yaşamayı öğrendiğimizde yaşamın tadına varacağız...
Yakarak, yıkarak değil; destekleyerek, paylaşarak, saygı göstererek ve elele vererek yarınlara ulaşacağız...
GÖZLERİMİ KAPATINCA
gözlerimi kapatınca ben
düşlerime konuk oluyorsun sen...
sevgilerinden
kır çiçekleri deriyorum
kucaklar dolusu...
bir yağmurunda ıslanıyorum çisi çisi...
bir güneşinde ısınıyor yüreğim.
inanki seni çok seviyorum....
Ayşe TURAL
AHMET HAŞİM ve KAFKA
Şimdi, durup dururken bu da nerden çıktı demeyin... Her zaman sizlere, öğrenmeyi çok sevdiğimi, öğrenmekten büyük haz aldığımı söylerim...
Arkadaşım Mübeccel Rüstemli'nin sayfasında yakaladım bu yazıyı...
Tam bir edebiyat dili... Aldı götürdü beni... Elbette yazının tamamı uzun... Ben lezzet alasınız diye bir bölüm aldım size...
Çok ilginç bir şey öğrendim bu arada... KAFKA ile AHMET HAŞİM bir yönden birbirlerine çok benziyorlarmış... İkisi de kendilerini çirkin buluyor ve kadınların yanında huzursuz oluyormuş. Ancak Kafka çok neşeliymiş. Bizler Ahmet Haşim'in kadınların olduğu yerlere akşamın yarı karanlığında ya da gece gitmeyi tercih ettiğini ve loş yerlerde oturduğunu öğrenmiştik...
TEŞEKKÜRLER... Sayın Hasan Bülent Kahraman... Kaleminize sağlık...
PRAG'A KAR YAĞMIYOR...
' Yürüyorum. Güzel bir sonbahar günü. İnsanlar bu barok şehrin taştan yapıları altında, dar sokaklarda dalgalar halinde savruluyorlar. Eski meydana çıkıyorum.
Ansızın onu görüyorum. Orada duruyor.
Nâzım Hikmet. 'Şair memleketten uzak,/ Hasretten delik deşik' diyor. Devam ediyor: 'Eski kentte duruyordu. / Meydanlıkta yapayalnız /Gotik duvar üstünde / Hanuş Usta'nın saati / On ikiyi vuruyordu.' Saat hâlâ durmadan, dinlenmeden on ikiyi vuruyor.
Nâzım Usta yalnız ve hasretten delik deşik!
Sonra yürüyorum.
Büyük bir su akıyor.
Düşünemeyeceğim kadar büyükmüş Vltava nehri. İki yanı bakımlı. Suyun kendisine de gem vurmaya çalışmışlar. Zaman zaman o da kabarıyor. Uysal, sakin ve ağır başlılığından sıyrılıp taşıyor, yeri göğü birbirine katıyor. Bir köprüyü geçiyorum. Şarl köprüsü bu. Heykeller var. Ağaçlar henüz sarı, bakır, kırmızı ve turuncu yaprakları içindeler.
Henüz kar yağmıyor.'
HASAN BÜLENT KAHRAMAN (e- gazete)
YAŞAMIN FIRTINALARI...
Aylardan Ekim... Arasıra dökülüveren damlalar... Ardından bulutların arasından sıyrılıveren pırıl pırıl bir güneş.... Şaşkına çeviriyor insanı... Hüzünden neşeye varan yolculuk...
Yaşamımızda da böyle aslında. Yenilgiler... Kaybetmeler... Fırtınalar... Kazanıp güzel günlere ulaşmalar.. Huzur... Mutluluk... Az şey mi?
Yaşama arzumuzun var olması her şeye değer... Her gelen güne UMUTla bakmak... Kocaman güne merhabalar hazırlayın yüreğinizden...


OLACAKSAN
olacaksan
bir NEHİR ol
ama nehir gibi nehir ol...
olacaksan
bir AĞAÇ ol
ama ağaç gibi ağaç ol....
olacaksan
bir ATEŞ ol
ama ateş gibi ateş ol....
olacaksan
bir INSAN ol
ama insan gibi insan ol...
öleceksen
ADAM gibi öl
ama adam gibi...
Ayşe TURAL

GEL DE DUYGULANMA ŞİMDİ...
40 yıl önce okuttuğunuz bir öğrenciniz, dünyanın öbür ucundan İSVEÇ'ten böyle derse, elbette yüreğiniz kabarır, gözleriniz dolar...
' Türkçemin anası, çok sevgili Türkçe öğretmenim AYŞE TURAL hanımefendinin şahsında tüm idealist öğretmenlerimizi kutluyorum...' Taner YILDIZ
ÖĞRETMENLER
A'dan başlar aydınlık,
Bir taş koyar bütün yapılarda temele öğretmen.
Soluğudur düşüncenin buğdaydan yalaza dek
Yeryüzünde ne varsa ondan gelmedir,
Yeryüzü ile el ele öğretmen
Göz gözdür o, uzakları görürüz
Ağızdır o, türkü söyleriz haykırırız günlerden.
Ulaşırız erdem üstüne, gelecekler üstüne biz hep
Çizer büyük değirmisini
Uç olur da pergele öğretmen.
Hey hey, burası bir dağ köyü, kurda kuşa
Bırakılmış göğün kıyısına bırakılmış
83 toprak ev, 83 acı duman,
Çoluğuyla, çocuğuyla 415 karanlık
Kurtulacağız, el ayak kurtulacağız,
Bir okul yapıla, bir gele öğretmen.
Bir ışık, bir ışık daha,
Gecelerin içindeki ejderlerle dövüşür
Nice istemeseler de, nice önleseler de,
Uyandırır toplumunu
İyiye, doğruya, güzele öğretmen.
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
BIR YERI SEVMEK...
Bir yeri sevmeniz, özlemeniz için oranın çok da mükemmel olması gerekmiyor... Sizi oraya bağlayan duygular ve anılar önemli... Sevdiklerinizin olması yeterli...
Öyle olunca kahkahalarınızın tınısı bile değişiyor...
Dilerim, sevdiklerimiz hep yanımızda olmasalar da yürekleri bizimle olsun...
GELECEKSEN
geleceksen
güneşli bir bahar sabahı
deniz maviye, yaprak yeşile dönerken
serçeler de tam su içerken
bir eski zaman hikayesiyle çıkagel...
geleceksen
öğle sıcağı Mesarya'yı kavururken
saçlarımın gölgesine sığınmaya
en güzel gülüşlerinle
sıcacık öpüşlerinle hemen gel...
geleceksen
güz ikindileri yürürken akşama
gülümseyen bakışlarınla
içimin aydınlığına
ruhunun sessizliğini katarak gel...
geleceksen
ay büyürken bir gece yarısı
yakamozlanırken deniz
içim kumsalına koşarken alev alev
sevdadan yana her ne varsa
topla da gel...
Ayşe TURAL

YAPRAK aslında veda eder sonbaharda...
Pervasızca ayrılırken ağaca... Özgürlüğe koşar gibi danseder giderken...
Yaprağa sormalı, tutsaklığından kurtulmak nasıl bir şey...

BEKLEYİŞ
Umudun ışıtsın gözlerimi
Kaldır aramızdaki soru işaretlerini
Umutla beslenirim ancak...
İçimdeki kuşkuların
Yamasını sök artık...
Güzelce bir akşamı paylaşmalıyız seninle...
Hatırla....
İlk yaz serinliği
Karıştırıyor saçlarımı
Gözlerin geziniyor yüzümde...
Bir kuş sesi duyuyorum
Sevgin kanat çırpıyor yüreğimde....
Ayşe TURAL
Bugün annesiniz… Belki torunlarınız bile var… Üç ya da dört kuşağın bir arada bulunması büyük MUTLULUK aslında… Farkında mısınız bilmem ama bunun huzurunu ve mutluluğunu yaşamayı da bilin lütfen…
“ANA- BABALARIN ÇOCUKLARINA GÖSTEREBİLECEĞİ EN BÜYÜK SEVGİ ONLARLA KURACAĞI ARKADAŞLIKTIR.” Henry Ward Beecher

Çocuğunuzun sizi nasıl, hangi halinizle hatırlayacağını bilemezsiniz. Hele sizden çok uzaklarda yaşıyorsa… Hasretlik çok zor… Anne olanlar ne demek istediğimi çok iyi anlıyorlar eminim.

BEKLEYİŞ

duygularım ayakta
yakamı bırakmıyor bir türlü
aşk şarkıları...

gelsen
ah, bir gelsen diyorum
bana sevdiğini söylesen...

gözlerin
ellerin değil
bu kez dudakların haykırsın
kulaklarım bayram etsin
ne olur! ...

Ayşe Tural
KADINIM BEN…
Kadın olmaktan, anne olmaktan duyduğum sonsuz haz ve gurur duygularımı sizlerle paylaşmak isterim. Dünya düzeninde, farklı coğrafyalarda alabildiğine farklı değerlendirilen KADIN OLGUSU, yüzlerce yıldır tartışılmış; tartışılmaya da devam edeceğe benzer…
Biz kadınları en çok üzen nokta da, toplumda İNSAN olarak istediğimiz değerde yerimizi alamamaktır. Genel anlamda her bireyin sahip olduğu noktalarda, erkeklerle EŞİT olarak haklarımızı kullanabilmek… Ne fazla, ne eksik…
Yasalarla bazı şeylerin belirlenmesi ne yazık ki – bizim gibi geri kalmış toplumlarda- uygulamada yeterli olmuyor. Sosyal baskılar, toplum baskısı, eş baskısı, aile baskısı, hatta iş yerinde patron ya da amir baskısı…
Saydıklarım için sabah haberlerini dinlemeniz yeterli… Sadece bir saatinizi ayırsanız anlarsınız. Toplum sanki cinnet geçiriyor sanırsınız. Biz nerede hata yapıyoruz? Yetiştirdiğimiz oğullarımız gün geliyor, adeta canavara dönüşüyor. EĞİTİM işlevini yitirdi mi? Biz ailede neleri anlatamıyoruz, nasıl kötü rol modellerle bu hale düşüyoruz?
Gitgide CEHALET sanki daha fazla yakamıza yapışıyor. Bildiklerimizi umursamıyoruz, BENCİL, KÜSTAH ve SALDIRGAN davranmayı marifet sayıyoruz…
Böyle olmayanlar, kendilerini bu halkanın dışına koysunlar ve alınmasınlar… Acaba medyanın olumsuz örnekleri saatlerce, günlerce tekrarı da zaten YARIM AKILLILAR’ın işine mi geliyor? Hani derler ya aklı olmayanlar, olumsuzlukları örnek alır.
Beni endişelendiren gün geçtikçe artan sayılarda olayların tırmanması… Birileri (sosyolog, psikolog, toplumbilimci…) çıkıp toplumun kanayan bu yarasına, kangren olmadan çare üretmezse vay halimize…
Bu SEFER

Bu sefer
Aklımı tamir ettirdim
Kulaklarım tıkandı.
Gözleri sulu sepken
Gökkuşaklarını, fiyonk yaptım.
Çiçekler açtı ellerimde...
Yağmur dindi...
Güneşin 'kız'ı patladı
Gözbebeklerimde....

Ayşe TURAL

'Kadını giydirmenin hem çok zevkli, bir o kadar da zor olduğunu düşünüyorum. Çünkü kadın, zor beğenen bir varlık... Hep özel, hep güzel olmak istiyor.'
BİRDEN

güneş sıyrılıyor
bulutların arasından
açıyor
birden...

bir ses
gül kokulu bir nefes
içim aydınlanıyor
birden...

bir kuş ötüyor
alev ağacında
sesin düşüyor aklıma
içim ısınıyor
birden...

Ayşe TURAL
GELECEĞİ DÜŞLEMEK...

Geleceği düşlemeye de bayılırım… Geleceği keşfetme adına çocuklarla daha çok zaman geçiririm. Onların düşünce tarzlarını öğrenmek isterim. Gelecek hayallerinde neler var, merak ederim…

Onlarla her şeyi paylaşmaya bayılırım. Yüzümdeki içten, çocuk gülümsemeleri onlardan armağandır bana…

Televizyonda bile onlara ait gençlik dizilerini seyrederim, onları daha yakından tanıma adına…Ola ki bir gün benden yardım isterlerse, yardım etme adına…
Güzel, mutlu ve huzurlu bir hafta sonu diliyorum sizlere… Sevgilerimle…
Bu haber 2906 defa okunmuştur

:

:

:

: