Meclis bütçe görüşmelerinde ikinci haftaya girilirken ilk gündem dışişleri ve sağlık bütçeleri oldu
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, 2015 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı görüşmelerinde ikinci haftaya girdi. Genel Kurul saat 10.45’te Meclis Başkanı Sibel Siber başkanlığında toplandı. Meclis’in dünkü gündeminde Dışişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı bütçeleri yer aldı. 2015 bütçesinde Dışişleri Bakanlığı için 41 milyon 38 bin 20 TL; Sağlık Bakanlığı için ise 268 milyon 597 bin 20 TL öngörülürken; Dışişleri Bakanlığı’nın 41 milyon 38 bin 20 TL’lik 2015 yılı bütçesi oyçokluğuyla kabul edildi. Meclis Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nde 28 Kasım’da, 1 milyon 720 TL’lik artışla, 4 milyar 96 milyon 720 TL olarak oy çokluğuyla onaylanan 2015 bütçesinin Genel Kurul tarafından görüşülmesi 18 Aralık Perşembe günü tamamlanacak.
DERYA’NIN SÖZLERİ, TÖRE’Yİ KIZDIRDI
Öte yandan, Cumhuriyet Meclisi'nde, Dışişleri Bakanlığı bütçesi konuşulurken, CTP-BG milletvekili Doğuş Derya'nın kürsü konuşmasında '1974'de Rum kadınlarda hamilelik arttı, Rum hükümeti bunun için kürtajı serbest bıraktı' şeklindeki konuşması gerginliğe neden oldu. UBP milletvekili Zorlu Töre ile CTP'li vekiller arasında sözlü münakaşa yaşanırken Töre, bunun Türk askerini “tecavüzcü” olarak gösterildiğini, bunun kabul edilemeyeceğini, Türk askerine resmen hakaret edildiğini ifade etti.
ERSAN SANER: “ORTAK DİLLE DÜNYAYA HAYKIRMA ZAMANI GELDİ”
Toplumlararası görüşmelerin 1964’ten beri devam ettiğini ancak bir noktaya varılamadığını kaydeden UBP Gazimağusa Milletvekili Hamza Ersan Saner, “BM kütüphanesinde o kadar çok done vardır ki yapacağımız konuşmalar farklı olamaz. Konuşmalar dönüp dolaşıp aynı yerde cereyan ediyor. Ama niyet önemli. Bu niyetin Kıbrıs Türk tarafında olduğunu, Rum tarafında olmadığını her zaman gördük. Bunu ortak bir dille tüm dünyaya haykırma zamanı geldi” dedi. Saner, Kıbrıs Rum tarafının tutumunun masaya oturmak istemediğini gösterdiğini ifade ederek, Anastasiadis’in seçilmesinden sonra Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun müzakerelere kalınan yerden devam etmeye hazır olduğunu açıkladığını hatırlattı. Saner, “Sayın Anastasiadis’in masadan kalkmak için ortaya koyduğu sebeplerin hiçbir zemini bulunmamaktadır. Bir an önce görüşme masasına dönmelidir. Kendisine buradan geçmiş olsun dileklerimi de iletmek isterim. İnşallah sağlığına kavuştuktan sonra masaya döner” diye konuştu.
MEHMET ÇAKICI: “RÜŞVET KONUSUNDA AÇIKLAMA YAPILMALIDIR?”
TDP Lefkoşa Milletvekili Mehmet Çakıcı, dün Afrika gazetesinde yer alan manşet habere değinerek, “iki büyük şirkette çek sahteleme olayı yaşandığı ve bu şirketlerden birinin bir bakana rüşvet verdiği” iddiası konusunda açıklama yapılması gerektiğini söyledi. Mehmet Çakıcı, olayın doğruluğunun araştırılması gerektiğini belirterek, Savcılıkla görüştükten sonra gerekirse Meclis araştırması da isteyebileceğini kaydetti. Polis Genel Müdür Vekili’ni aradığını ve çek sahtemelenin savcılığa gittiği yönünde bilgi edindiğini belirten Çakıcı, mahkemenin çekin sahteliğine bakacağını ancak yurt dışında fason şirket kurarak, devlete pahalı petrol satan şirket konusunda bir şey yapamayacağını; devletin buna tedbir almasını ve yanlış yapanların cezalandırılmasını istediğini belirtti. Dışişleri Bakanlığı’nın konusunun sadece Kıbrıs sorunu olmadığını, bu gibi konuların da bakanlığın sorumluluğuna girdiğini kaydeden Mehmet Çakıcı, Savcılık ve polis yanında milletvekillerinin de bu tür olayların üzerine gitme sorumluluğu bulunduğunu; mahkemelerin de yargı bağımsızlığı ruhuyla hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
ZEKİ ÇELER: “YILDA 5 MİLYON TL KİRA BEDELİ”
Bütçe üzerinde söz alan TDP Milletvekili Zeki Çeler, KKTC’nin dış temsilciliklerinin binalarına kira bedeli olarak yılda 5 milyon lirayı aşkın rakam ödendiğini belirterek, temsilcilikler için uzun vadede bina satın alınabileceğini söyledi. Çeler, yurt dışındaki gençlerin ülkeye neden dönmediğinin de araştırılmasını istedi. Çeler, Lapta Belediyesi’nde 31 kişinin işten durdurulmasına da değindi ve yurt dışında yaşayan gençlerin ülkeye geri dönme konusunda bu gibi uygulamalar yüzünden endişeler yaşadığını anlattı. Çeler, İçişleri Bakanlığı ile Sayıştay’ın Lapta Belediyesi’nde bir araştırma yapmasını tavsiye etti. Yurt dışında lobicilik faaliyetlerine ve vatandaşların birlikteliğine önem vermek gerektiğini söyleyen Çeler, aynı zamanda yurt dışında yaşayan vatandaşlara da bu ülkenin yurttaşı olduğunu hissettirmenin şart olduğunu söyledi. Çeler, özellikle İngiltere’de yaşayan Kıbrıslı Türklerin ülkeyle kopukluk yaşadığını belirtti.
BİRİKİM ÖZGÜR: “YÜZDE 4.1 BÜYÜME HEDEFLENİYOR”
CTP-BG Milletvekili Birikim Özgür de, çok aktif bir Dışişleri Bakanlığı bulunduğunu, fark yarattığını söyledi. Özgür, dış yatırımlar konusunda yapılanları öğrenmek istediğini belirterek, bilgi istedi. Kamunun ve özel sektörün kapasitesini artırabilmek için dış yardımların önemli olduğunu kaydeden Özgür, bu anlamda AB ile sağlıklı ilişkiler geliştirilmesi gerektiğini belirtti ve bu konuda da bilgi istedi. Birikim Özgür, AB’nin 2008 sonrası küresel finans kriziyle birlikte çok da iyi bir dönem geçirmediğini ifade ederek, Euro bölgesinde yüzde 3.1 büyüme beklendiğini, KKTC’nin ise yüzde 4.1 büyüme hedeflediğini söyledi. Özgür, enerji yatırımları konusunda da değindi. Kıbrıs sorunun çözümü yönünde çok daha aktif girişimci bir süreçten geçilmesi gerektiğini vurgulayan Özgür, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun bu konudaki girişimlerinin yetersiz kaldığını ileri sürdü.
ERSİN TATAR: “BEKLENENİN ÇOK GERİSİNDEYİZ”
UBP Milletvekili Ersin Tatar da, Dışişleri Bakanı Özdil Nami’nin ilk bakan olduğu günlerde Kıbrıs sorununun bitmek üzere olduğu ya da üç ay içinde bitebileceği gibi söylemleri bulunduğunu ifade ederek, şu anda ise beklenenin çok gerisinde bir noktada olunduğunu söyledi. Kıbrıs’ta beklenen çözümün bulunmasının kolay olmadığını ifade eden Tatar, çünkü ortak noktaların, yakınlaşmaların bulunmadığını kaydetti. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin içinde bulunduğu ekonomik durumun pek parlak olmadığına değinen Tatar, “özlem duyulan” Rum tarafının bankalarının battığını, borçlarının her geçen gün arttığını belirtti. Yurt dışında bulunan temsilciler konusuna da değinen Tatar, müşavirler konusunda da eleştirilerde bulundu. Tatar, yeni açılacak her temsilciliğin bütçeyi daha da zorladığını belirterek, yeni temsilcilikler yerine zaman zaman Türkiye’nin temsilciliklerinden faydalanılabileceği görüşünü dile getirdi. Kıbrıs konusunda dik durulması ve tutarlı bir politika izlenmesi halinde başarıya ulaşılacağına inanç belirten Tatar, Kıbrıs meselesinde KKTC’nin daha fazla tanıtılması ve anlatılması gerektiğini kaydetti.
TAHSİN ERTUĞRULOĞLU: “KOŞULLAR PEK İÇ AÇICI DEĞİL”
UBP Milletvekili Tahsin Ertuğruloğlu da, dış temsilciliklere ayrılan bütçenin yetersiz olduğunu ifade ederek, bugüne kadar hükümetlerin dış temsilciliklere önem vermediğini anlattı. Ertuğruloğlu, dış temsilciliklerde çok sorunlar yaşandığını, oradaki koşulların pek iç açıcı olmadığını belirterek, sorunların çözümü yönünde bir mücadele verilmediğini savundu.
Dış temsilciliklerde çalışanların maddi sıkıntı yaşadığını anlatan Ertuğruloğlu, temsilciklere gönderilen kişilerin maddi ve manevi imkanlarının artırılmasının önemli olduğunu söyledi. Rumların eşit statüde bir çözüme yaklaşmadığını anlatan Ertuğruloğlu, Kıbrıs konusunda azınlık hakları çerçevesinde yapılacak bir çözüme karşı olduklarını, ancak şu anda Kıbrıs Türk halkının haklarının elinden alınmaya çalışıldığını ifade etti.
FERDİ SABİT SOYER: “DAVUTOĞLU’NUN AÇIKLAMALARI ÇOK DOĞRU”
CTP-BG Milletvekili Ferdi Sabit Soyer ise, dünyadaki ve bölgedeki çatışmaların dünya siyasetinde değişiklik yarattığını anlattı. Bu değişikliklerden en önemli olanlarından birinin doğal gaz ve enerji yolları olduğunu ifade eden Soyer, bu bağlamda TC Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Yunanistan’a yaptığı ziyaretin önemli olduğunu belirtti. Soyer, Türkiye’nin enerji konusunda Kıbrıslı Türklerin devre dışı bırakılamayacağı yönünde bir açıklama yaptığını, bu açıklamanın çok doğru olduğunu söyledi. Dünyadaki bu değişikliklere uyum sağlamak için dış politika üretilmesi gerektiğini dile getiren Soyer, aksi halde Kıbrıslı Türklerin ciddi zarar göreceğini dile getirdi ve bu konuya Rumların AB’ye girişini örnek verdi. Soyer, doğalgazın transfer edileceği rotada kriz ortamı olmamasının önemine de değinerek, gerek doğalgaz konusunda yaşanan ve yaşanacak gelişmeler, gerekse bölgeyi etkileyen diğer konularda aktif yer alınması için bir an önce görüşmelerin başlaması konusunda yapıcı olunmasını istedi.
FAİZ SUCUOĞLU: “DOĞALGAZ, SORUNU ÇÖZER”
UBP Lefkoşa Milletvekili Faiz Sucuoğlu ise, doğal gaz konusunun Kıbrıs sorununun çözülmesini sağlayabilecek bir konu olduğunu belirtti. Çıkan gazın Türkiye üzerinden transfer edileceğini tahmin ettiğini belirten Sucuoğlu, bu doğal zenginliğin adaya barış ve huzur getirmesi dileğinde bulundu. Sucuoğlu müzakerelerde sürekli Türk tarafının taviz veren taraf olmaması gerektiğini de dile getirdi. Sucuoğlu, olası bir çözümde mülk sorununun nasıl çözüleceğini soran ve yer değiştirecek olanlarla ilgili her hangi bir plan hazırlanıp hazırlanmadığını da sordu. İki tarafın da kazanacağı bir anlaşmanın adaya barış getirebileceğini ifade eden Sucuoğlu, buna giden yolla ilgili partiler arası fikir ayrılığı olduğunu dile getirdi. Sucuoğlu, Kıbrıslı Rumların müzakere masasında Kıbrıslı Türkleri oyalamaya çalıştığını anlatarak, bulunan doğalgazın anlaşmayı teşvik edebileceğini kaydetti.
ZORLU TÖRE: “AB DESTEK OFİSİ YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ YERİNE GETİRMEDİ”
UBP Milletvekili Zorlu Töre de, AB Destek Ofisi’nin Emek İnşaat’a karşı yükümlülüğünü yerine getirmediğini belirterek, bu konuda adım atılmasını istedi. Töre, KKTC’de Avrupa Birliği’nin projelerini yürüten Alman şirketine verilen diplomatik dokunulmazlığın da kaldırılmasını istedi. Töre, AB’nin Tahkim Kurulu’nun kararına rağmen Emek İnşaat’ın hak edişini ödemediğini, KKTC’de AB işlerini yürüten Alman şirkete de dokunulmazlık verilmesi nedeniyle Tosunoğlu İnşaat’ın ve sorun yaşayan birçok müteahhidin KKTC mahkemelerine başvuramadığını ifade ederek, çözüm istedi.
DOĞUŞ DERYA: “SÖYLEMLER ARASINDA FARK YOK”
CTP-BG Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya ise faşizmin faşizmi beslediğini dile getirerek, Kıbrıs Rum milliyetçilerinin söylemleriyle Kıbrıs Türk milliyetçilerinin söylemleri arasında fark olmadığını anlattı. Resmi tarih içerisinde bir sürü hikayenin sessizleştirildiğini dile getiren Derya, resmi tarihin bu ülkeyi yöneten ve bundan fayda sağlayanların işine yaradığını kaydetti. Savaşlarda kazanan taraf olmadığını anlatan Derya, resmi tarih içinde Kıbrıslı Türkler dışında acı çekenler olduğunun unutturulmaya çalışıldığını anlattı. Ülkede Kıbrıslı Türkler dışında, Rumların, Ermenilerin, Maronitlerin de evlerinden atıldığını, kayıp yaşadığını ve tecavüze uğradığını ifade eden Derya, federal çözümün insanlar arasında barışın tesis edileceğini gösterdiğini anlattı. Federal tezin bir Kıbrıs Türk tezi olduğunu anlatan Derya, bunun Rum şövenistlerinin tezi gibi sunulduğunu ancak bunun doğru olmadığını dile getirdi. Sadece Rum şövenistlerini dinleyerek Güney’de yaşanan olumlu gelişmelerin göz ardı edildiğini anlatan Derya, PIK televizyonunda 63-74 arası mağdur olan Kıbrıslı Türklerin sorunlarının tartışıldığını dile getirdi.
ÖZDİL NAMİ: “DURAĞANLIK AŞILACAK”
Eleştirileri yanıtlamak için söz alan Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Pile ile ilgili sorunun bilgilerinde olduğunu, BM nezdinde çalışmalar yaptıklarını anlattı. Nami, doğalgaz konusunda Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamalarının ortada olduğunu ve doğalgaz zenginliklerinin meşru hak olduğunu söyledi. Lobicilik faaliyetleri konusunda da bir takım yenilikler yaptıklarını anlatan Nami, yeşil hat ve mali yardım tüzüğünde iyileştirmeler yapıldığını, yapılmaya devam edeceğini söyledi. Nami, işlenmiş gıdaların Güney’e satılamaması gibi sıkıntıların da aşılmasına yönelik girişimleri olduğunu ifade etti. Basına yansıyan rüşvet konusuna da değinen Nami, bu konuda Dışişleri Bakanlığı’nın gerekli araştırmaları yapacağını anlattı. Kıbrıs konusunda yeterince yakınlaşmalar olmadığı söylemlerini de değerlendiren Nami, bugün bir durağanlık yaşandığını ancak bu durağanlığın aşılacağını söyledi.
ERGÜN SERDAROĞLU: “YILLARDIR SAĞLIĞA ÖNCELİK VERİLMEDİ”
Bütçeyle ilgili ilk sözü alan UBP Milletvekili Ergün Serdaroğlu, sağlığın toplumun her kesimi için önemli olduğunu anlattı. Sağlığın sadece kamu servisi olmadığını anlatan Serdaroğlu, tüm sağlık kuruluşlarının hep birlikte ele alınması gerektiğini ifade etti. Sağlıkta hem hizmet verenin hem de hizmet alanın mutlu olacağı bir sistem yaratılması gerektiğini ifade eden Serdaroğlu, yıllardır sağlığa öncelik verilmediğini, sağlıkta ciddi personel eksikliği bulunduğunu anlattı.
İZLEM GÜRÇAĞ: “GİRNE ACİL SERVİSİ YETERLİ DEĞİL”
TDP Milletvekili İzlem Gürçağ da konuşmasında, sağlığın mutlu yaşamın en önemli şartlarından olduğunu anlattı. Girne Akçiçek Hastanesi’ndeki acil servisin yeterli olmadığını dile getiren Gürçağ, hastane servislerinin de yetersiz olduğunu ifade etti. Hastanedeki personel kadrosunun genişletilmesi gerektiğini dile getiren Gürçağ, hastanedeki fizyoterapist sayısının yetersiz olması nedeniyle fizik tedavi isteyen hastalara çok ileri tarihe randevu verildiğini belirterek, fizyoterapist sayısının artırılmasını önerdi. Girne Akçiçek Hastanesi’nde hemşire sayısının da az olduğunu ve bu hemşirelerin çok sık ve rotasyon çalıştığını ifade eden Gürçağ, sağlık ocaklarında hemşire ve doktor takviye edilmesi ile hem halka yerinde sağlık sunulması imkanı sağlanacağını, hem de devlet hastanelerinde yükün azalacağını anlattı. Gürçağ, ülkede bilinçsiz ilaç kullanımına karşı gerekli önlemlerin alınmasını istedi.