Kıbrıs Harekatı sırasında esir alınan 19 yaşındaki bir Rum gencini alnından vurarak öldürdüğünü anlatan ve ertesi gün “senaryoydu” diyerek yalanlayan tiyatrocu Atilla Olgaç’ın eline silah bile almadığı öğrenildi. Denktaş’ın danışmalarından Hilmi Özen, “Olgaç kantinde çalışıyordu, bir kez bile silah tutmuşluğu yoktur” dedi.
Kıbrıs Harekatı sırasında yaşadığı savaş anılarını anlatan tiyatrocu Atilla Olgaç’ın neden olduğu tartışma büyüdü. Radyo ve televizyonları arayan Rumlar, Olgaç’ın öldürdüğünü söylediği 19 yaşındaki gencin, kendi yakınları olup olmadığını öğrenmeye çalıştı. Olgaç ise yazılı bir açıklama yaparak, bir senaryo yazdığını, anlattıklarının gerçekle ilgisi olmadığını savundu.
Eline silah bile vermediler
Doğu Akdeniz Üniversitesi öğretim görevlilerinden Hilmi Özen, Atilla Olgaç’ın yalan söylediğinin canlı tanığı olduğunu belirtti. KKTC eski cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın da danışmanlığını yapan Hilmi Özen, yaptığı açıklamada, 'Savaştan çok korkuyordu. Bırakın çatışmaya girmeyi, eline silah bile vermediler. Keza Ağustos 1974’te daha birinci harekat yeni yapıldığında askerliğini Lefkoşa’daki Kıbrıs Türk alayında yapıyordu. Bu alay harekat boyunca hiç çatışmaya girmedi, sadece bölgesini korudu' dedi.
Mutfakta patates soyuyordu
Hilmi Özen, Atilla Olgaç’a nasıl torpil yaparak mutfağa alınmasını sağladığını da şöyle anlattı: '20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı olduğunda ben Kıbrıs Devlet Tiyatroları Müdürü’ydüm. Ağustos ayında Atilla Olgaç’ın ailesi beni aradı ve Atilla’nın 1963 anlaşmalarıyla kurulan Lefkoşa’da konuşlu Kıbrıs Türk Alayı’nda askerlik yaptığını ve çok korktuğunu belirtip, yardımcı olmamı istedi. Atilla adaya yeni gelmişti. Alaya gidip komutanlarıyla görüştüm. Komutanları bana, Atilla’nın korku içinde olduğunu ve sinirlerinin zayıfladığını söyledi. Nöbet bile tutturamıyorlarmış, yani eline silah bile almamış. Rica ettim, kollayın dedim. İsteğimi kırmadılar ve mutfağa aldılar. 20 gün sonra Türkiye’ye geri gönderdiler.'
Ne söylemişti?
Atilla Olgaç, katıldığı bir programda tartışma yaratan açıklamalar yapmıştı. Olgaç, şunları söyledi: “Kılıç karakteriyle senaryo gereği adam öldürdük. Ama ne yazık ki bu vatan için ben gerçek hayatta 10 kişiyi vurdum. Askerlikte terhisime 1 gün kalmıştı. Tam o sırada Kıbrıs Barış Hareketi oldu. Beni Mersin’den Kıbrıs’a gönderdiler. Savaşın en acımasızca ve en kanlı bölümünün sürdüğü temizleme harekatında görev verdiler. Komutana ‘Yapamam, adam öldüremem, ben sanatçıyım’ dedim. ‘Burada sanat bitti. Burası gerçek hayat, savaş. Emir verdim mi öldüreceksin’ dedi. İlk öldürdüğüm çocuk 19 yaşında, esir düşmüş bir askerdi. Silahı yüzüne doğrulttuğumda yüzüme tükürdü. Alnından vurdum, öldü. Daha sonraki çatışmalarda 9 kişiyi daha öldürdüm. Öldürdükten sonra gidip karargâhta ağlıyor, ertesi gün yine öldürüyordum. Rüyamdan çıkmıyor. Uzun süre psikolojik tedavi gördüm. Bu yüzden hala et yiyemiyorum. Kan göremiyorum. Aklıma öldürdüğüm çocuklar, kokmuş cesetler geliyor.”
Güney’de manşetlerde
Türk tiyatro oyuncusu Atilla Olgaç, yaptığı açıklamalar nedeniyle Güney Kıbrıs gündeminin birinci sırasına oturdu. Rum gazeteleri, geniş şekilde işledikleri ve manşete çektikleri haberlerinde Olgaç’ın ve Türkiye’nin uluslararası mercilerde yargılanması görüşlerine yer verdi.
Fileleftheros manşetine; “Ankara Sanık Sandalyesine – Türk Oyuncunun Sarsıcı İtirafından Sonra Harekete Geçilmesi İsteniyor – Şok – Lukaidis: Uluslararası Ceza Mahkemesinde Kovuşturulsun – Markidis: Avrupa Konseyi Dışişleri Komitesi’nde – Hükümet Ne Yapacağını İnceliyor” başlık ve spotlarını attı. Gazete, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) eski Rum yargıcı Lukis Lukaidis’in; “10 Rum’u öldürdüğü” itirafı nedeniyle Atilla Olgaç’ın Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde kovuşturulması konusunu gündeme getirdiğini, bu itirafının Olgaç’ı otomatikman sanık sandalyesine oturttuğu görüşünü ortaya koyduğunu yazdı.
Gazeteye göre Rum eski Başsavcısı Alekos Markidis, Rum yönetimine; bu konuyu, 2 Şubat’ta gerçekleştirilecek Avrupa Konseyi Dışişleri Komitesi’ne götürmesini tavsiye etti.
HARAVGİ manşet haberine; “Savaş Suçu – Türkün; 1974’te Esirleri Öldürdüğü Şahadeti – 1974’teki Caniliklerin Sorumlusu Türk Ordusu ve Türkiye – Kızılhaç ve Avrupa Konseyi Harekete Geçsin” başlık ve spotlarını attı.