.‘Tavuğu kestik’ başlıklı yazımda işadamlarının sıkıntı içinde olduğunu yazmıştım
İşadamı Günay Çerkez’in emirnamelerin ekonomiye ciddi anlamda darbe vurduğuna işaret ettiğine yer vermiştim.
Yazıda Çerkez’in şu görüşlerinden alıntı vardı:
*
Günay Çerkez böyle diyordu.
Biz de o yazıyı noktalarken ‘Yatırımcının önünü görmek istediğine işaret etmiş, süprizlerden hoşlanmadığını yazmıştık.
Bunun için de ekonomik kararların uzun vadeli hesaplar yapılıp, ilgili tüm sektörlerle konuyu enine boyuna tartıştıktan sonra dengeli bir şekilde ortaya konulmasının önemine işaret etmiştik.
Yazıyla ilgili çok sayıda görüş geldi.
Bunlardan birini bugün sizinle paylaşmak istiyorum.
*
Defne Kilimci yazmış.
İşte Kilimci’nin görüşleri:
Doğal kaynaklar bir defa kullanıldı mı tükenmiş oluyor.
Yap-satçılık olumlu yanlarından fazla olumsuzluklar taşıyor.
Kıbrıs, hele hele Kuzey Kıbrıs bir pırlanta.
Bu pırlantayı gerçek fiyatında kullandırmak önemli!
Kuzey Kıbrıs, Antalya gibi ‘Mercedes’ fiyatına satılması gerekirken ‘Dacia’
fiyatına satılırsa kaybeden taraf olur.
Rakamlara bakılırsa ne olduğu açıkça görülür ve çabucak anlaşılır.
Bir örnek:
Yunanistan’a Türkiye’ye giden turistin yarısı kadarı gidiyor!..
Ama Yunanistan turizmden iki katı fazla gelir elde ediyor.
Mercedes Dacia farkındalığı var!
*
KKTC’de ikinci evlerin yapılması, satılması ve kullanımı hakkında bir düşünce üretilmemiş.
Doğa bozuluyor.
Turizm sektörü olumsuz etkileniyor.
Ülkenin doğal kaynaklarının yanıt verebileceğinin çok üzerinde plansız bir yapılaşma var.
Çok sayıda havuzlu ev yapılıyor.
Havuzlarda deniz suyu kullanılsın diyen yok.
Ama ülkede yeterince su kaynağı da yok!
Atık suların yeniden kullanımıyla ilgili yeterli çalışma veya bir zorunluluk da..
Elektrik üretimi de yeterli değil.
Alternatif elektrik üretimi üzerinde yeterince durulmuyor.
Güneş enerjisinden yeterince yararlanılmıyor.
*
Bu arada içinde cinlerle perilerin top oynadığı ve yılın onbir ayında kapalı duracak
sitelerin ülkeye ne getireceği yeterince sorgulanmıyor!
Mevcut model olsa olsa Otel doluluklarında düşüş getirir!
Bu evlerde kalanların bahçe temizlikçisi ya da hizmetçi dışında ihtiyacı olmaz.
Hangimiz çocuğunu bahçıvan ya da hizmetçi olarak yetiştiriyor?
*
Tarlalarımızı satacağımıza gelişmiş ülkeler ne yapıyor ona bakalım.
Yüksek katma değer yaratan alanlara girmek lazım.
Bu alanlar yüksek eğitim alan gençlere uygun alanlardır.
Onları geliştirmek gerekiyor.
Sürdürülebilir alanlar seçmek lazım.
Bazı şeyler kısa vadede önceleri cazip gelebilir, doğrudur.
Ama unutmamak lazım, çaresizlik insana göremeyeceği hatalar yaptırır.
Dikkatli olmak lazım.