Yalçın CEMAL
yalcincemal@hoymail.com
Sn. Denktaş, oluşturulacak Federal sistemin, çerçevesini çizerek, bunun, aksi bir anlaşma ile, karşı karşıya kalınması halinde, DP’nin bu anlaşmaya çok büyük bir tepki koyacağını, açık açık dile getirdi.
Sn. Denktaş’ın, en büyük endişesi ve korkusu, Kıbrıs Türk Halkının Kıbrıs Cumhuriyetine, yama yapılmasıdır.
Bunun için de, şu kaygıları dile getiriyor:
Eğer KKTC Kıbrıs Türk Kurucu Devletine yani eyaletine verilecekse ( dönüştürülecekse ) o zaman ayni şekilde görmek isterim ki, Kıbrıs Cumhuriyeti de Kıbrıs Rum Federe devletine çevrilsin. Eğer biz Kurucu Devlete yani eyalete, Kıbrıs Cumhuriyeti de Federal Kıbrıs Cumhuriyetine çevrilecekse. Bunun adı eşitliğe dayalı Federasyon değil, azınlık haklarını kabul ederek Kıbrıs Cumhuriyetine dahil olmaktır.
Yani yama olmaktır.
Sn. Serdar Denktaş, endişelerinde ne kadar haklı.
Defalarca, Sn. Anastasiadis, Sn. Eroğlu ile, müzakere masasında iken de, devamlı söylemiyor muydu ?
Oluşacak olan Federasyonun, Kıbrıs Cumhuriyeti evrimleşerek,
bunun mümkün olacağını, defaten söyledi, dile getirdi.
Bunu bir kırmızı çizgi olarak da, masaya getirdi.
Şimdi, dönen dolap bu.
Bunun, bu şekilde olacağını, Rum siyasiler de, dile getirmektedirler.
İngiliz Egemen Üsleri, Kıbrıs Cumhuriyetinin, Kuruluş Anlaşması ile, bu statüye kavuştu.
Adada, yabancı asker istemeyen ve buna, Türk Askerine atıfta bulunan güneydeki siyasiler, her halde, İngiliz üslerinde bulunan, İngiliz askerlerini, yabancı askerden, görmemiş olacaklar ki, bu askerlerle ilgili, hiçbir kelamda bulunmuyorlar.
İngiliz üsleri, Kuruluş Anlaşması sayesinde, orada bulunduğu için, Kuruluş Anlaşmasının, ortadan kalkması, söz konusu olmayacağına göre, nasıl bir Federasyon oluşursa oluşsun, bu anlaşma ortadan kalkmadıkça, Kıbrıs Cumhuriyeti devam edecektir.
Sn. Denktaş’ın, değindiği başka haklı bir endişesi:
Anlaşmanın, KKTC ve Kıbrıs Cumhuriyeti arasında yapılarak, bir Federasyona ulaşılmasının da, konuşmasında altını çizdi.
Bu olmadığı taktirde, Darwin’in “evrimleştirme teorisi “ile oluşturulacak bir Federal yapıda, vay, Kıbrıs Türk Halkının başına geleceklere.
Gelelim, ABD’deki oynanan tiyatroya.
Kıbrıs konusu ile ilgilenen tüm aktörler, çözümün hedefi olarak 2016 ‘yı göstermişlerdi.
Kimler mi ?
Görüşmeciler.
AB.
ABD.
BM.
Genel Sekreter Ban.
Rusya . v.s .
Gelinen noktada telaffuz 2017‘ye sarktı.
Allah kerim, diğer yıllara.
Bu sütundan, hep yazarım.
Rum politikaları, hiç değişmedi diye.
Zamana oynamak.
Akıllarınca, dünyada ve bölgede ittifaklar yaratarak, tek güvencemiz olan Türkiye’yi, köşeye sıkıştırmak ve tüm isteklerini, elde
etmek.
BM‘ler Teşkilatını da, maalesef, çaresiz duruma düşürmek becerisini de, göstermişlerdir.
Daha da açıkçası.
Oyunlarının bir parçası haline getirmişlerdir.
Üçlü zirve, bir buçuk saat sürdü.
Ban, bir açıklama yaptı.
Bu açıklamaya baktığımızda, açıklamanın özü yukarıda yazdıklarımı, doğrular nitelikte.
Ne diyor Ban:
Bu fırsatı kullanıp bir gecikme yaşanmadan sonuca ulaşmayı öngörüyoruz.
Kıbrıs sorununun çözümü gereklilik ortaya koyuyor.
Zirveden çıkan sonuç; Rum tarafı, BM‘yi de çaresiz duruma düşürerek, zamana oynamaya devam edecek.