Türkiye’yi, bölüp, kim parçalamak ister ?
Türkiye Cumhuriyetinin, yani Anavatanımızın Cumhurbaşkanı ” Türkiye’yi bölüp, parçalamak isteyenler var “ dedi .
Bunu söylerken , ABD’ Türkiye’nin düşmanı olan ve terör örgütü ilan edilen PYD , YPG ve PKK’ya, silah ve araç gereç yardımlarını, tırlar dolusu, konvoylarla desteklemesinin ardından, bu açıklamayı yapmasının. İbrenin, hali ile, bu ülkeye yönelmesi kadar, tabii bir şey olabilir mi ?
Meşhur bir, Ata sözü vardır !
“ Düşmanımın dostu, benim de düşmanımdır “ diye .
Buradan, bir gerçeği hatırlatmakta, yarar görüyorum .
Türkiye’nin tapusu olan “ Lozan Anlaşmasını “ ABD ‘ kabul etmemişti .
Çünkü dünyada, tam bağımsız bir Türk Devletinin olmasını, içine sindirememişti .
Hala daha da, sindirememektedir .
Böl Yönet politikasını, yıllarca, Türkiye’de uygulayan ve uygulatan Amerikan emperyalizmi . Türkiye’yi yıllarca, NATO mekanizması içerisinde, kendi çıkarları doğrultusunda yönetmiş. Ne zaman ki, Türkiye’de bunu fark eden ve karşı çıkan, yurt sever vatandaşlar ortaya çıktı ise , askeri mekanizmaları çalıştırarak, ihtilaller yapmış . Kendi çıkarlarını, Türkiye’nin çıkarlarından üstün tutan yöneticileri, daha doğrusu işbirlikçilerini, iş başına getirerek. Geçici de olsa, emellerine kavuşmuş oluyorlar .
ABD ‘ hiçbir zaman, Türkiye’nin müttefiki olmadı .
Müttefiklik şöyle dursun ,Türkiye’nin düşmanlarının, yapmadığını bir müttefik olarak, Türkiye’ye yapmıştır .
Türkiye yöneticilerinin, bazılarının, Amerikan Emperyalizminin dümen suyunda gitmeleri. Bu obur, Emperyal Gücün, daha da iştahının kabarması sonucunu, doğurmuştur .
Ekonomisi ve sanayisini, bilinçli bir şekilde, geri bıraktırırken. Türkiye’nin, bağımsız bir dış politika izlemesinin, önüne de, takoz koyuyordu .
Türkiye bu gerçeği, 1963 ‘ te Kıbrıs olaylarında gördü ve ABD ‘nin gerçek yüzünü, dost mu, yoksa düşman mı olduğunu, anladı .
Türkiye’nin bölünme senaryoları, Brüksel’deki, NATO Karargahında konuşularak, bölmek için planlar hazırlandı. Bu planlar ve haritalar dağıtılırken , orada olan Türk subaylarına da, bu haritalar verilmişti .
Brüksel NATO karargahında dağıtılan, bu haritalarda, tüm NATO üyesi ülkelerin onayı, yok muydu ?
Türkiye, bir ittifak içinde, bu ittifakı oluşturan Devletler tarafından bölünmek ve parçalanmak, istenmektedir .
Bunun başını çeken de, ABD .
Orta Doğu’da, PKK ‘ ya yapılan her türlü yardım, ABD’den gitmiyor mu ?
Daha 1995 yıllarında , Amerikan uçakları tarafından, Türkiye’de, PKK’ya havadan silah ve mühimmat attıkları, tespit edilmedi miydi ?
Böyle ittifaklık .
Böyle müttefiklik, olur mu ?
Türkiye, her türlü saldırı ve topraklarının bölünmesine , hem içteki hem de dıştaki “müttefik düşmanlarına “ karşı, savaşım vermektedir .
Sn. Başbakan Binali Yıldırım, bunu dile getirerek ” yıkılmadık, ayaktayız “ diyor .
Türkiye, gerçekleri gördü, yaşıyor .
Bu gerçekler karşısında, yol ayrımında olan Türkiye , ülkesinin “bölünme ve parçalanmasının “önüne geçmek için. Bu “ müttefik düşmanlarını “ halletmek zorundadır .
Unutmayalım ki, bu sözde müttefikler .
1915 ‘ te, Çanakkale’de .
1918 ‘ de, İstanbul’da.
1919 ‘da, İzmir’de, Türk Yurdunu işgal etmek için, askeri çıkarma yapmışlardı .
Bu sözde müttefiklerin, Türkiye üzerindeki emel ve felsefeleri değişmiş , değildir .
Değişmediğine göre .
Türkiye, bunlara karşı, politikasını gözden geçirmek ve Milli politikalara, dönmek zorundadır .
Bu sözde müttefiklerden, yarım asır, hiçbir yarar görmeyen Türkiye. Ankara merkezli politikalara, dönmelidir .
Görülecektir ki, bu politikalar sayesinde, dış dünyada, daha da itibarlı ve güçlü duruma gelecektir .