Hatırlanacağı üzere.
Baba Bush’un, ABD’nin başına geçtiği yıllarda . Orta Doğu ve Uzakdoğu ile, Batı Asya ülkelerine başlatmış olduğu dost olmayan
bölücü hareketler karşısında. Atatürk Cumhuriyetinden ilham ve güç alarak kurulan, tüm bölge ülkelerini, hallaç pamuğu gibi savuruverdi.
Kadife Devrim adı altında, bölge ülkelerini ve insanlarını, gözlerinin yaşına bakmadan. O ülkelerdeki işbirlikçileri ile birlikte, yaşanamayacak hale getirdi.
Amaç.
Böl. Parçala. Sömür.
Bunların içinde, bölünüp parçalanmayan iki ülke kalmıştı.
Birisi Türkiye.
Diğeri de, İran.
Sovyetler Birliğinin parçalanmasından sonra.
ABD Emperyalizmi tarafından, bu ülkeler hedef haline getiriliyordu.
Atatürk Türkiye’sini ve Türkiye Cumhuriyetini, hiç benimsemeyen ABD.
Lozan Anlaşmasını da kabul etmemişti.
Atatürk’le başaramayacaklarını anlayan Amerikan Emperyalizmi. Türkiye’yi, içten yıkmak için, faaliyete geçti.
Ülke içinde, işbirlikçiler ve misyonerler bulundu.
İlk önce, Atatürk ilke ve devrimlerinin etkisizleştirilmesi ile, yola çıkıldı.
Ülke.
Sağ ve sol olarak, ikiye bölündü.
Türkiye’nin, NATO’ya girmesiyle. Silahlı kuvvetler de, Brükselleştirilmeye gidildi.
ABD Emperyalizminin, yörüngesinden çıkan iktidarlara, haddini bildirmek için, darbeler düzenlendi.
Bunun son örneğine, 15 Temmuz 2016 gecesi tanık olduk.
Bunun gerekçesi de.
Bölgedeki politikalarına, Türkiye’nin bölünmesine karşı duran iktidara, darbe teşebbüsü.
Yine, her zamanki gibi, yerli işbirlikçiler ve hainlerle yola çıkıldı.
Bu defa, yolda yarım kalındı.
TSK ‘nin, bu gün gerek Irak ve gerekse Suriye’de savaştığı güçlerin, arkasında, ABD’dir.
15 Temmuz’un, kirli çamaşırları ortaya saçıldıkça, ABD’nin Türkiye’ye ve siyasal iktidara karşı tavrı, her alanda daha da sertleşecek.
Bugün, Suriye’de, İdlib’te, Afrin’de, Batı Asya ülkelerinin kurmuş oldukları ve Rusya’nın başı çektiği hareket. ABD’nin bölgede her geçen gün etkisizleştiğini, ortaya koyuyor.
Türkiye Cumhuriyetini yönetenler.
Dış politikada, milli bir çizgi belirleyip, Türkiye’nin milli menfaatleri doğrultusunda, hareket etmektedirler.
Bu, güzel bir gelişme.
Tabii, bunu bütünleştirmek, milli bir ekonomiye dönüşle mümkün olacaktır.
Atatürk, bunu 15 yıllık iktidarında başarmış ve TL’nin değerini Suudi Arabistan Riyalinin üzerinde bırakarak bu dünyadan göçmüştü.
Suriye’deki sıcak savaş.
ABD Emperyalizminin, bölgedeki sömürücü savaşımını kaybedeceği. Bir savaşa dönüşmek üzere.
FETÖ’cu olup da, 15 Temmuz hareketine katılanların tutuklanması, olayına karşı çıkması. ABD‘nin Türkiye üzerindeki kötü emellerinin ortaya çıkması bakımından da, çok hayati olsa gerek.
Bölgede gelişen, değişen ve oluşan olaylar karşısında.
Batı Asya ülkelerinin, Atatürk döneminde olduğu gibi, Batılı Emperyalistlere karşı. Bölgesel ittifaklara girmelerini sağlayacak, çok önemli bir aşama olabilir.
İleride bunu, daha da genişleterek geliştirebilirler.
Yeter ki.
Türkiye’nin politikaları.
Okyanus ötesinden belirlenip.
Dikte edilmesin.
Politikalar.
Ankara merkezli ve milli olmalıdır.
Tıpkı, Atatürk Türkiye’sinde olduğu gibi.