Bugün hiç tadım yok, kalemim hüzünlü, gözyaşları aktı akacak, bir özlem, bir ateş var yüreğinde, dağlara, taşlara haykırmak ister. Ben çok, çok özledim. Hiç tadım olmasada, kalemim hüzünlensede, Annem. senin yürüdüğün yollarda yürümek istedi canım, kokladığım her objede anın, tenefüs ettiğin bu topraklar, yeşilin tüm tonlarını içinde barındıran huzur. Bir yanım deniz, masmavi, bir yanım yeşil. kokunu içime çekmek istedi canım, Gözlerimi yumdum, karşımda sen, bana gülümsüyorsun, o yemyeşil elbisen, sıcacık ipek tenli, gül kokulu ellerin, hayal ettim, o sıcacık çimen yeşili bakışlarını, Sevgi ile bakan gözlerin, nasıl da bakıyor bana. Hiç kıyamazdın, sevginle sarar sarmalardın, şikayet nedir bilmezdin, onca yaşadığın acılara rağmen... Özledim çok özledim annem. Bana çiçeğim (lullum) değişini, sıkı, sıkı sarılmanı. şarkılar söylemeni özledim...Sayfalar dolusu kitaplar yazsam, sana olan özlemimi anlatamam. Annem, bilirsin ben kimseyle dertleşmem, dertlerimi, acılarımı, hüzünlerimi, sevinçlerimi, kendim yaşarım. Zaten, dertleşecek kim varki... Hani sana bir şiirimdede yazdığım gibi,
'Anneciğim'
Ah anneciğim, hani karnım aç diye en güzel yemekleri pişirir karnımı doyururdun, her gece üşütmiyeyim diye üstümü örterdin, hani bahçemizdeki güller vardıya, ben çok severdim diye, her akşam toplar toplar yatağıma serperdin. Anneciğim, annem, güzel annem. Bak anneler günü geldi yine yoksun. Bu kaçıncı ayrılık Tanrım... Hiçmi özlemedin küçük kızını. Biliyormusun? hani pes, pembe güller vardı ya, kabrine serptim, birde çam ağacı diktim başucuna. Sen gittin gideli havalar buralarda hiç mi hiç güzel değil, küçük kızını unutma, esirgeme dualarını, küçük kızının sana çok ama çok ihtiyacı var... Siziseviyorum...