Kıbrıs müzakerelerine, BM’ler hazırlık içinde .
BMGK’ nun açılış münasebetinden dolayı, iki tarafın liderleri ile BM GS’ i Guterres, Newyork’ta görüşecek .
Birlikte mi, yoksa ayrı ayrı mı ? Onu zaman gösterecek .
Geçmişte BMGS’ ile yapılan görüşmelerde . Anastasiadis Newyork’tan ayrıldıktan sonra, bizim liderle görüşmüştü .
Anastasiadis, Türk Liderin, ayni zamanda, Newyork’ta bulunmasını dahi hazmedemiyor .
Görüşme masasının dışında, Türk Lider, onun için bir hiçtir . Muhatap olarak bile, görmek istemez .
İstanbul yemeğini, hatırlayalım .
Sn. Akıncı’nın, İstanbul’a gidişi ile, İstanbul’u terk etmişti .
Bu, Güney’in olası bir çözümde, Türk Halkına vermek istediği azınlık haklarının, bir göstergesi olsa gerek .
Bunu, Güneydeki ve Yunanistan’daki her siyasi, her fırsatta ortaya koyuyor .
Cenevre’deki masanın devrilmesi de, buna bağlı .
Çözüm için, Türk tarafı ile Güney arasındaki farklılıklar, dünyanın dağları kadar büyük .
Bu, Güneydekilerin ve Yunanistan’dakilerin, tek ve ortak görüşleri nedir ?
Bunu biraz açalım !
Güneyin ve Yunanistan’ın Kıbrıs çözümü için, savundukları tek bir sav vardır .
Bu da, varılacak anlaşma ile, Kıbrıs’ın coğrafi olarak birleştirilmesi .
Bu birleşmede. Biz Türklere azınlık haklarının verilmesi . Statükonun 1974 öncesine dönüştürülmesi . Zaman içerisinde, Üniter Devlet yapısına kavuşturulması . Garanti ve İttifak Anlaşmalarının, tamamen ortadan kaldırılması . Kıbrıs Türkünün, yaşam hakkının teminatı olan Türk Askerinin, adadan tamamı ile bila müddet ayrılması . Güneyin, birleşik Kıbrıs’tan kastı , anlayışı, özet olarak bu .
Bizim cenaha gelince . Kıbrıs konusu ile ilgili büyük bir mozaik vardır .
Marjinal grupların ve siyasal partilerin bir kesimi, Güneyin görüşlerine taban tabana uyuyor .
Bir kısım siyasal partilerimiz ise , sadece siyasal eşitliğin alınması halinde . Rum’un istediği coğrafya verilerek, garantilerin olmadığı bir anlaşmaya evet diyor .
Bazı siyasal partilerimiz ise, oy uğruna, her kesim görüşe mavi boncuk dağıtmaya devam ederek, işi oya tahvil ediyor .
Sivil toplum örgütlerinin, ortaya sergiledikleri görüşler ise. Tavanın görüşü olarak ortaya çıkıyor . Tabanla hiçbir istişare yapılmayarak açıklanan görüşler .
Bir de Akıncı’nın ortaya attığı ve sessiz çoğunluğun da istediği ve sonucu belirleyici olacak, görüş ve kararlar var.
Sivil toplum örgütlerinin, Kıbrıs müzakereleri ile ilgili olarak yaptıkları açıklamalar, tabansız açıklamalardır .
Nedeni de .
Bu kadar örgütün yaptıkları açıklamalar ve eylemlerin arkasında, tabanları olmuş olsa idi . Destekledikleri partileri iktidara getirirlerdi .
Bu olmadığına göre . Yapılanlar, tabandan yoksun hareketlerdir .
Sn. Akıncı’nın bahsettiği, sessiz çoğunluğun görüşü ve bu görüş doğrultusunda vereceği karar . Kıbrıs’la ilgili müzakerelerde etkili olacaktır .
Bu görüş de, hiçbir sivil toplum örgütü ve siyasal partilerin görüşü doğrultusunda değildir .
Sessiz çoğunluk . Bu adanın ortak sahibi olarak . Bir anlaşmada Güneye hangi haklar verilecekse . Kuzeye de aynisinin verilmesini istemektedir .
Ne bir eksik, ne bir fazla .
Buna, Egemenlik de dahildir .
İki eşit, Egemen Devlete dayalı bir Federasyon .
Güvenlik konusunda ise . Kesinlikle, Türkiye’nin garantörlüğünden
vazgeçmek istemiyor . Bu sessiz çoğunluğun hiçbir zaman değişmeyecek kararıdır .
Bunlar, olmazsa olmazlarıdır .
Bunlar olmazsa . Herkes yoluna .
Bu kararın değişeceğini, hiç kimse beklemesin . Ekonomik kriz vardır diye , Rum’a yama yapılmaya izin verilmeyecektir.
Kriz geçer . Yamalanma asla geçmez .