Sadece siyasette mi irtifa kaybediyoruz?

Ülkemiz her geçen gün, sorunlar yumağı haline gelmekte ve bu yumak her geçen gün ne çare ki büyümekte .

Ülkemiz her geçen gün, sorunlar yumağı haline gelmekte ve bu yumak her geçen gün ne çare ki büyümekte .
Böyle giderse de, çok yüksek karlı dağlardan düşen ve alçaklara inene kadar topladığı karlarla tonlarca ağırlığa erişen, kocaman bir çığ kütlesinin altında kalmakla karşı karşıya getirilmiş. Bir halk topluluğuna maalesef dönüşeceğiz .
Geçen günlerde bu konuda , bir gazetemizde, siyasetle iştigal ettikten sonra aktif siyasetten ayrılan bazı siyasetçilerimiz . KKTC ‘de siyasette seviyenin düştüğünü belirten, açıklamalarda bulunmuşlardı .
Detaylara girmek istemiyorum . Çünkü bunlar kamuoyunun bilgisinde .
Ben bu köşe yazımda . Sadece siyasette değil . Her alanda irtifa kaybettiğimizi dile getirecek ve çıkış yollarını göstermeye çalışacağım .
Eski parlamenterlerin, siyasetteki seviye düşüklüğünden kastettikleri, herhalde Cumhuriyet Meclisi olsa gerek .
Dilerseniz ilk önce bundan başlıyayım .
Yani Meclisimizden .
Meclis, bir devletin hem içte, hem dışta, dışa açılan bir penceresi .
Daha açık bir halk deyişi ile aynasıdır .
Benim, Mecliste bürokrat olarak çalışmaya başladığım yıl. Seksenli yılın ortaları idi .
Tüm partilerin, istisnasız, vekilleri derslerine çalışarak Meclis toplantılarına gelirlerdi .
Hatipler ,konuşmalarını, gerekçeli kanıtlara dayandırarak yaparlardı.
Nezaket ve adamı muaşeret kaideleri, tüm kuralları ile uygulanırdı.
Her cümlenin başlangıcında, sayın kelimesi eksik olmazdı .
Bu, hitap için aranan ilkelerdi .
Şekil yönünden meclisin çalışma stili bu idi . Görüş farklılıkları ne kadar ters olursa olsun bu değişmezdi .
Gelelim vekillerdeki bilgi ve deneyim oranına .
Meclisin % 90 ‘ı bilgi ve deneyim açısından yeterli düzeyde idi.
Bu oran zaman içerisinde bozulmaya başladı .
Nedeni de, milletvekillerini, kendi partileri içindeki yandaşlardan oluşturarak . Parti ve ülke yönetimi hegemonyası kurmak . Siyasi partileri bir aile şirketine dönüştürerek . Parti içerisinde muhalefeti ortadan kaldırmak ve İktidarı istedikleri şekilde yönetmek .
Bu yöntemi, Parti örgütlerinde de oluşturarak . Partiyi gül bahçesine dönüştürmek .
Bizde, siyasi partilerin yapısı . Konuşan değil, dinleyen bir yapılanmaya dönüştü .
Meclisimizde, 6 siyasal parti var . Ciddi şekilde, bu partilerin örgütleri, gerek bölgesel, gerekse genelde, ülke sorunlarını görüşüp. Senede bir bile olsa öneriler sunup, buna öncülük eden. Kaç siyasal partimiz var ?
Bizde siyasal partiler . Örgüt kurup örgütlenmeyi . Sırf Seçim ve Halk oylaması yasası kurallarını yerine getirip . Seçimlere katılmak için, şeklen oluştururlar .
Yani örgütler kağıt üzerinde . YSK’na karşı verilen bir hesap .
Halbuki, Demokratik rejimler, Plüralist bir yapıda çalışır . Yani katılımcılıkla . Bizde Demokrasinin vazgeçilmezi olan katılımcılık ilkesi. Siyasal partilerde, uygulanıyor mu ?
Belki bazı partiler, göstermelik de olsa, toplantılar yapıyor . Fakat toplantılarda, sadece Partinin yönetim kadrosu konuşuyor . Örgütü oluşturanlar konuşamıyor . Sadece dinliyor .
Halbuki, Siyasal partileri, gerek dış, gerekse iç politikada, politikası belirleyecek . Özü olan tabanının sesine kulak vermesi lazım .
Bu siyasal partilerin vazgeçilmez bir ilkesi olacak .
Bunun için de, oluşturacağı örgütlerin yapısını, buna göre teşekkül ettirecek .
Örgütler, yönetilen değil . Yöneten pozisyonda olmalıdır .
Gelelim Meclisimizdeki “ seviye düşüklüğü “ iddiasına .
Siyasal partilerin örgütlerinin, olması gereken hususları yukarıda belirttim .
Çağdaş Demokrasilerde, asıl olan . Milletvekili adaylarının. Ayni partinin örgütlerinden. Zaman içerisinde . O partinin siyaset kazanında kaynayarak yetiştirilmesi ve kıvamına varınca da, yine parti teşkilatlarının oyu ile, aday yapılması .
Yani partinin benimsediği ideolojiyi, parti disiplini içerisinde mecliste temsil etmesi ve uygulama alanına sokmasıdır .
Bu çağdaş demokrasinin vaz geçilmez ilkelerinden biridir .
Meclisteki seviyenin yüksekliği. O ülkelerdeki siyasal partilerin çağdaş demokrasiye olan bağlılığı ve bu ilkeleri uygulaması ile eş anlamlıdır .
Bizde bu işler nasıl yapılıyor ?
Her genel seçimde bunu yaşıyoruz !
Büyük oranda siyasal partilerimiz . Gazetelerde ilan yolu ile aday arama yolunu seçerler .
Buna baş vurmalarının nedeni . Kendi bünyelerinde veya tabanında aday bulamaması .
İlanla gelen ve seçilen kimse de, Parti ideolojisi ve ilkelerine bağlı olmadığı için. Bir müddet sonra, menfaat karşılığında veya o partiden almadığı bakanlık için, başka partiye “pır.”
Gittiği partiden de beklentisini bulamayan siyasi. Başka partiye pır ederse ve o parti de bunu alırsa veya partisinin idari kadrosu ile sorun yaşayan vekil. Sırf meclise girsin ve akabinde tekrar partisine dönsün diye, başka partiye gider ve o parti de bunu alırsa. O meclisin seviyesi ve siyaset ne hale gelir ?
Sadece irtifa Siyasette mi ?
Ne mümkün .
İrtifanın dibe vurduğu bir kesim de, siyasete yön veren ve devlet çarkını döndüren, bürokrasidir .
Siyasetteki dibe vuruş kısa bir zamanda giderilir de . Bürokrasideki dibe vuruş, kısa zamanda giderilecek gibi değil .
Bürokrasi, bilgi ve deneyime dayanan bir güç .
Bunun elde edilmesi, yılların geçmesi ile mümkün .
Bürokrasi, özeldeki, usta ,çırak ve kalfa merdiveni gibidir .
Nasıl küçük bir çocuğu, zanaat öğrenmesi için bir usta yanına veririz ve ilk görevi çıraklıkla başlayarak kalfalığa, en son da merdivenin ucunda olan usta mertebesine ulaşır . Bürokrasi de ayni şey .
Bir bürokrat, en alt baremden başlayarak, merdivenin ilk basamağından çıkar ve son basamağına kadar, bilgi ve deneyim sahibi olarak. Bürokrasi çarkını, yüklü dağarcığı ile çevirmeye başlar .
Bu çarkın rahat döndürülmesi, ancak tüm merdivenin basamaklarını çıkmakla mümkün .
Bizde bu yapılıyor mu ?
Bizde, artık bürokrasi çarkı. Merdivenin son basamağından başlayarak yönetiliyor .
Bu uygulama, ülkede diğer alanlarda da, maalesef yapılıyor .
Bu uygulamalarla, ülkede seviyeden bahsetmek, mümkün mü ?
Bu haber 4242 defa okunmuştur

:

:

:

: