KADINA ŞİDDETİ ÖNLEMEK LAFLA OLSAYDI DÜNYA BAMBAŞKA OLURDU

Dün , Kadına Şiddete , uluslararası mücadelenin ilan edildiği günün yıl dönümü . Yine , diğer günlerin yıl dönümlerinde olduğu gibi , törenler , etkinlikler düzenlendi . Sadece , bizde mi ?

Dün , Kadına Şiddete , uluslararası mücadelenin ilan edildiği günün yıl dönümü .
Yine , diğer günlerin yıl dönümlerinde olduğu gibi , törenler , etkinlikler düzenlendi .
Sadece , bizde mi ?
Tüm dünyada .
Gün , başka bir güne çevrildiğinde ise , bu mücadele , bir sonraki gelecek olan güne kadar , askıda kalır .
Mücadele , sadece .
Maalesef , hep söylemlerde kalır .
Şiddet ise , daha da şiddetlenerek devam eder .
Bunu , ben demiyorum .
Statistikler , söylüyor .
Kadına şiddet , sadece bu minvalde kalsa , biraz teselli kaynağı olur.
Fakat .
Şiddetin boyutu , yaşam hakkı ihlaline kadar gitmektedir .
Dünyada ve bizde , bu konudaki arşiv , çok kabarık .
Kadına şiddetin , bilindiği kadar olmaması . Bunun , ayizberg gibi ¾‘nün derya altında kalma misali , tam manası ile tesbiti , sağlıklı olmamakta .
Bir çok şiddet olayı , kapının dışına çıkmamakta , kadınlar , muti olarak , her türlü şiddete karşı , katlanmak mecburiyetinde kalıyorlar .
Bunun nedeni ise , ekonomik ve sosyal yaşantıya veya başka nedenlere dayanabilir .
Kadına şiddet .
Bilhassa , geri kalmış ülkelerde , başı çekmektedir .
Şiddetin , bir boyutu da .
Köle gibi , emek sömürüsüne dayanmasıdır .
Demokratik , çağdaş , hukukun üstünlüğü ve sosyal adaletin uygulandığı ülkelerde , buna rastlamak mümkün değildir .
Ve .
Bunun için de , önleyici hukuk kurallarına , gereksinim duyulmamaktadır .
Çünkü .
Halkın .
Bilinç düzeyinde , kadına şiddetin yeri yok .
Ahali , bu bilinçle yetiştirilmekte .
Kadın , erkek eşitliğini , nerede ise , BM’ye , üye olan ülkelerin hepsi , imzalayıp kabul etmişlerdir .
Fakat .
Ne yazık ki .
Bir çok ülkede , bu , imza aşamasında kalmış , uygulama alanına geçilememiştir .
Çünkü , ahali , bu bilinç düzeyine erdirilememiştir .
Dünyada , her hangi bir sonuca gitmek için , tek ve yegane yapılacak iş .
Eğitimdir .
Eğitimden , geçmektedir .
Kadına şiddetin , engellenmesi için de birinci şart , bu olmalıdır .
Diğer kurallar , arkadan gelmelidir .
Bizde .
Nerede ise , kadına şiddet , bir yaşam biçimine dönmüş gibi .
İstisna olmaktan , maalesef çıkmış durumda .
Ulusların , bekalığı ve ayakta kalmaları , kadınların doğurganlıkları ile mümkündür .
Yani , ulusların bekalığı , ülkedeki kadınların , varlığı ile eş anlamlıdır .
O nedenle , kadınlara , şiddet uygulamak değil .
Atatürk’ün belirttiği gibi , el üstünde tutulmalıdır .
Yukarıda , eğitimden bahsettim .
Bu , sağlanana kadar , caydırıcı önlemlere , kaçınılmadan gidilmelidir.
Bilhassa , şiddetin , ölümle sonuçlanan olayları konusunda , hiç terreddüt edilmeden , önlemlere baş vurulmalıdır .
Aksi .
Şiddete baş vuranlar , bunu yapmaya devam edecek .
Bu konuda .
Tüzüklerinde , konuları bu olan veya konuları başka alanlarda olan sivil toplum örgütlerine de , büyük görevler düşmektedir .
Sadece , senede bir gün değil .
Stim , 365 gün ayni sıcaklıkta olmalı ki , lokomotif , yol katedebilsin .
Bilmem , anlatabildim mi ?
Bu haber 32 defa okunmuştur

:

:

:

: