Geçen gün kutladığımız, 20 Temmuz Bağımsızlık, özgürlük ve egemenliğimizin 45. yılı. İlk kutladığımız birinci yıl kadar coşkulu oldu .
Katılım ve törenler göz doldurdu .
BRT ilk günkü gibi, 20 Temmuz 1974 ‘ün hakkını verdi .
Bunu da, yeni Siyasal iktidarın bir başarısı olarak görebiliriz .
Tabii, BRT yönetimini de buradan kutlamak isterim .
Geçmiş yıllardaki gibi, 20 Temmuzu karartma yöntemleri karşısında. Yeni yönetim, teferruatlı bir şekilde barış harekatını, nedenlerini. Yaşayan siyasi , diplomat ve gazetecileri. O günleri yaşayan tanıklar olarak konuşturarak, yeni kuşaklara aktarmış oldu .
Milli, varoluş mücadelesinin, sadece ve sadece 20 Temmuzlarda gündeme gelmesi ve anlatılması . Beşinci kolun at koşturduğu ülkemizde, yeterli olur mu ?
Bu mümkün mü ?
BRT yönetimine bu konuda çok büyük görevler düşmektedir .
Kıbrıs Türk Halkının varoluş mücadelesi. BRT ekranlarından, hiç eksik edilmemesi ile bu mücadele yeni nesillere aktarılabilir ve gerçekler öğretilebilir .
Pekala. BRT’nin yapacağı yayınlar yeterli olur mu ?
Bir nebze .
Artık sosyal medya .
Basın yayını çoktan solladı .
Var oluş mücadelesinin yeni nesillere aktarılması görevi ve sorumluluğu .
UBP ve HP’ ortaklık hükümetine aittir . Bu sorumluluk, Tatar ve Özersay Hükümetindedir.
Beşinci kol faaliyetleri sonucu. “Kıbrıs sorunu, 1974 ‘ Türkiye’nin adayı işgal etmesinden sonra başlayan bir sorunmuş.” Bu yalan algı ile üniversite gençlerine yalan yanlış bilgiler verilmekte . Orta ve yüksek okullarımızda, KKTC ve Türkiye aleyhinde propagandalara yönelik, sözde ders bilgileri verilmekte . Nerede ise Rum ve Yunanlıların masum oldukları karinesi yaratılmaya çalışılmakta .
Kıbrıs Türk halkının var oluş savaşımı, ta 1950’lere kadar gider .
1955, Enosis için EOKA tethiş örgütünün kurulması ile başlar. Bu varoluş savaşı, hat safhada kendini gösterir .
Enosis . 1974’ ün çok çok gerilerinde, Rumlar ve Yunanistan tarafından başlatılan ve Kıbrıs Türk Halkını saf dışı edip, adanın Yunanistan’a bağlanmasına yönelik bir hareketti ve bu harekete . Kıbrıs Rumlarının 7’den 70 ‘e tümü onay ve destek verdi .
Bu desteğin içerisinde, Kıbrıs Türk Halkının top yekun imhası da vardı .
Bakanlar Kurulu, 1950 ‘ den başlamak üzere . Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinin tarihinin yazılması ve tüm okullarda zorunlu ders olarak okutulmasının kararını alarak. Eğitim Bakanı Sn. Çavuşoğlu’na karar tevdi edilmeli ve Kıbrıs Türk halkının varoluşunun tarihi okutularak. Gerçekler üzerinden, gençlerin bilgilendirilmesi yoluna gidilmeli .
Bunun için, özel bir komite kurulup . O yılları yaşayıp da hayatta olanlardan faydalanılmalı .
1955 ‘ten 74 ‘de kadar olan zaman sürecinde, Kıbrıs Türk Halkına yapmadıkları kalmamıştı .
O yılları yaşayan birisi olarak, o kötü zaman dilimini aklımdan çıkarmak mümkün değil .
Sn. Akıncı’nın, bağışlaması dileği ile şunları yazmadan edemeyeceğim . Kıbrıs’ta, o kötü günleri yaşamayıp bilmeyenlere yanlış algı oluşturmasın diye, yazma gereğini duydum .
…“15 Temmuz 1974 tarihi, Faşist Yunan Cuntasının, Kıbrıs’taki Faşist Nikos Sampson gibi işbirlikçileri ile, adanın Yunanistan’a bağlanması için gerçekleştirdikleri darbenin günüdür ”…
Bu cümleden benim algıladığım . Rumlar ve Yunanlıların 15 Temmuz 1974 ‘te ilk kez adanın Yunanistan’a bağlanması, yani ENOSİS’ için yapmış oldukları bir eylemdir .
Halbuki bu tarihin çok gerilerine gidersek . Rumların top yekun olarak EOKA hareketini desteklediklerini . Tüm siyasal partilerinin ENOSİS deklerasyonuna imza attıklarını ve Adanın Yunanistan’a bağlanması yani ENOSİS yolunda tek yumruk oldukları da ortada dururken . Kantarın topunu Cuntaya yüklemekle . Cuntaya haksızlık edilmiş olunmaz mı ?
Şimdi Cunta yok .
Güneyde, hangi siyasal parti ENOSİS’ten vaz geçti ?
Kıbrıs Türk Halkına, siyasal eşitliğin verilmemesinin arkasında. ENOSİS yatmıyor mu ?
Adamlar, utanmasalar. Nerede ise Muhtarların tümünün de Rum olmasını isteyecekler .
Zaten, Güney AB’ne girmekle. ENOSİS’i gerçekleştirmedi mi ?
Bunu ben söylemiyorum .
Zamanın Yunan Başbakanı Simitis söylemişti .
AB’ni de arkasına almış olan Güney . Kendince % 65 coğrafyayı zaten ENOSİS etmiştir .
Bundan vaz geçer mi ?
Şimdi yeni oyalama taktiği .
Yeni bir aşamaya gelinmişse ve masada yeni öneriler olacaksa .
Siyasal eşitliği reddeden, Güneyin karşısına .
İki eşit Egemen halka dayanan bir ortaklıkla. Neden çıkmayalım ?