Kuzey Atlantik Paktı, yani Uluslararası ismi NATO.
İkinci Dünya Savaşı sonunda, SSCB’deki rejim olan Komünizme karşı oluşturulan ve Kapitalist sistemi koruyan bir teşkilattı.
Nato’nun işlevi. 1990 yılına kadar devam eden SSCB’nin yıkılması ile kuruluş amacı olan Komünizme karşı politikaları ve işlevi, değişikliklere tabii tutularak. Üye ülkelerin ortak çıkarlarını koruma amacına dönüştürülmeye çalışılmıştır.
İttifak içerisinde bu mümkün olmuş mudur ?
Buna evet demek, teşkilat içerisinde üye devletler arasındaki sorunların üzerine, şal çekmeye benzer.
Üye ülkeler arasında, başı çeken Amerika. Hepimizin bildiği üzere. Sevr dayatma planını, Türkiye’ye karşı namussuz bir şekilde uygulatmaya başladı.
Buna, Fransa da katılarak plana destek verdi.
1990’dan sonra, Komünizmin yıkılışı ile Türkiye’nin NATO içerisindeki önemsizliği dahi, tartışma konusu olmuştu.
1995 ‘li yıllarda, bu planın uygulayıcısı olarak, yine bu güçler tarafından. Bu amaç için kurulan PKK Terör örgütüne. İncirlik hava üssünden kalkan Amerikan uçaklarından, silah ve malzeme atılmaya başlandı.
O dönemde General olan Eşref Bitlis. 7 Şubat 1993 tarihinde, İncirlik üssünsen kalkan ABD uçaklarının, PKK’ya yardım dağıttığı açıklamasını yaptıktan sonra. 17 Şubat 1993 tarihinde, içinde bulunduğu uçağın henüz aydınlanmayan nedenlerle düşmesi sonucu. Hayatını kaybettiği yollu haberlerle, Türk kamuoyu sarsılmıştı.
PKK’ya yardım götüren ABD güçlerinin, hedefi haline gelen Eşref Bitlis Paşa, havada şehit edilmişti.
Nato içerisindeki belli güçlerin, Türkiye’yi bölme ve bölme ameliyesini üstlenen PKK ve uzantılarını destekleme politikaları. İttifak içerisinde devam etmektedir.
Bunun en güzel kanıtı, bir Terör örgütü olan YPG ve uzantılarının ABD’nin desteklediği ve yandaş muamelesi yaptığı davranış ve politikalarıdır.
Ayni şekilde, bu terör örgütlerine karşı Türkiye’nin başlatmış olduğu harekata. Fransa’nın karşı çıkması ve bu konuda Türkiye’yi kınamasıdır.
Nato’nun dün yapılan toplantısına giden, Nato üyesi Başkan ve Başbakanların dağarcıklarında. Üye ülkelerle olan çelişkili sorunların nasıl halledileceği konusunda. Bilinmeyenli bir denklemin nasıl çözüleceği konusu idi.
Türkiye’nin Egemenliğini tehdit eden, Terör örgütlerine. Üye ülkeler olan ABD, Fransa ve Almanya’nın bakış açısı, Türkiye’nin bakış açısına 180 derece ters.
Bu konuda, dünkü toplantıya giderken açıklama yapan Fransa Cumhurbaşkanı Macron.
“ Türkiye’ye baktığım zaman şunu görüyorum. Şimdi bizimle çalışanlara karşı savaşıyorlar.”
Türkiye, Güney Doğuda kimlerle savaşıyor ? Terör örgütleri ile. Macron bunlar için ne diyor ?
Bunlar Türkiye’ye karşı bizim için savaşıyorlar anlamı çıkmıyor mu ?
Ayni şekilde Royters Haber Ajansına konuşan ABD Savunma Bakanı Esper.
Ankara’nın tehdit algısının, geri İttifakın geri kalanı tarafından paylaşılmadığını ve bu tıkanıklığı aşmak için YPG’yi terör örgütü olarak nitelemeyi desteklemeyeceğini. Herkes Türkiye’nin gündemine göre hareket etmek konusunda istekli değil. Herkes tehditleri Türkiye’nin gördüğü şekilde görmüyor. Açıklamasında bulundu.
Türkiye’yi temsilen toplantıya giden Sn. Erdoğan. YPG konusunda çok net konuştu. İsteklerimiz kabul edilmezse. Reddederiz.
Sn. Erdoğan neyi reddedecek ?
NATO’nun, Baltık’ta Rusya’ya karşı oluşturmaya çalıştığı “Baltık Koruma Şemsiyesini .”
Dün yapılan NATO toplantısı, bu gerçeklerle yapılmıştı.
Yazıyı yazdığım saatlerde. Toplantı ile ilgili herhangi bir haber çıkmamıştı.
Toplantıdan sonra, ne karar çıkacağını hep birlikte göreceğiz.
Yalnız şunu ifade edeyim.
NATO içerisindeki bu çelişkiler ve üye ülkeler arasındaki sürtüşmeler. Sadece ve sadece, Putin’in Rusya’sına yağ ve bal çalar.