Doğu Akdeniz’de uzun bir kıyı şeridi olan Türkiye .
Şer ittifaklarla, Doğu Akdeniz’e sokulmaması için bin bir oyunlarla. Antalya körfezine hapsedilmek istenen ve bu konuda kendisine kefen biçen bu şer güçler ve onun destekçileri. Libya ile yapılan deniz alanlarının belirlenmesi yetki anlaşması karşısında, şokları yaşıyorlar.
Doğu Akdeniz’de, bu durumun yaratıcıları kimlerdir ?
Buna bakmakta büyük fayda olacağı kanısındayım .
Güney’i bu tür cüretkar tavırları almaya sevk eden ve güç veren kimlerdir ?
2004 Annan Referandumunda.
Türk tarafı evet demesine rağmen.
Rumlar, Planı reddetmişlerdi. AB ‘nin bir planı olmasına rağmen, Güney bu Planı reddetmişti.
Buna rağmen, Güney AB’ne alınmış. Kuzey alınmamıştı.
AB’nin bu tavrı, Güney’i şımartarak. Doğu Akdeniz’de tehlikeli oyunların yaratıcısı haline getirmiştir.
Güney, bu tavrı ile yukarıda da belirttiğim gibi, Türkiye’yi Antalya Körfezine hapsetmenin yollarını arayarak. Yunanistan, Mısır ve İsrail ile anlaşmalar yaparak. Doğu Akdeniz’in sahipliliğine soyunmuştur.
Kısa bir müddet, bu şer ittifakının varlığından sevinip dururken. Türkiye’nin atağı karşısında, apışıp kaldı. Sevinci kursağında durdu.
Türkiye’nin, Libya’nın dünyaca tanıdığı yasal yönetimi ile yapmış olduğu deniz alanlarını sınırlandırma mutabakat muhtırası ile şer güçlerinin yapmış oldukları ve Türkiye’yi Akdeniz’den dışlama planı suya düştü.
Türkiye, Libya ile sadece Deniz yetki alanlarını belirleyen anlaşma yapmadı. Eş zamanlı olarak da “Güvenlik ve İşbirliği Anlaşması” yaptı.
Libya’nın Türkiye ile yaptığı bu anlaşmalar karşısında. Anlaşmayı yapan Libya yasal hükümetine. Türkiye düşmanları tarafından baskı ve tehditler gelmeye başladı.
Bilindiği gibi Kaddafi’den sonra, Libya’da istikrarlı bir dönem olmadı.
Yönetimi ele geçirmek için, silahlı savaşım devam etmektedir. Yasal idareye karşı, Hafter yönetimindeki silahlı güçler savaşmaktadır.
Türkiye ile Libya arasında yapılan anlaşmalardan sonra, Türkiye düşmanları. Hafter yönetimine desteklerini artırmış görünmektedirler.
Buna, Rusya da dahildir.
TC. Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan .
Konu ile ilgili olarak, Rusya devlet başkanı Putin ile telefonda konuşacağını ajanslara açıklamıştır.
TC. Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan, canlı olarak yapılan bir söyleşisinde.
Libya’nın yasal temsilcisi olan Sarraj’ın, talep etmesi halinde. Yapılan anlaşma gereğince, Libya’ya Türk Askerinin gönderilebileceğini açıklamıştır.
Çünkü, Libya’daki yönetim, Hafter’in eline geçerse. Yapılan anlaşmalar tehlikeye girebilir.
Libya ile yapılan anlaşma sayesinde, Güney Kıbrıs, Mısır ve İsrail’in Meb’lerindeki doğal gaz veya petrolün Avrupa’ya nakli. Türkiye’nin onayı olmadan mümkün olmamaktadır.
Yapılan planlara göre, İsrail, Kıbrıs ve Girit arasındaki güzergahta Türkiye’nin Libya ile yaptığı anlaşmadan doğan MEB. Buna engel teşkil etmektedir.
Gelişen, değişen ve oluşan bu durum karşısında. Doğu Akdeniz’deki enerjinin. Türkiye’nin olmadığı veya izin vermediği bir plan ve projenin hayata geçirilmesinin mümkünatının olmadığı bir olgu, ortaya çıkmıştır.
Hollanda’nın, Yunanistan’ın yanında yer alması.
Türkiye’yi, oynanmak istenen oyunun baş aktörü haline getirmiştir.
Türkiye’yi bu konuma getiren. Yunanistan, GKRK, Mısır ve İsrail olmuştur.
Şimdi, AB’ ile birlikte kara kara düşünmektedirler.
Libya ile yapılan söz konusu anlaşma ile Libya, Batı tarafından hedef haline getirilmiştir.
Yasal olarak, meşru Libya lideri Sarraj. Çok ciddi şekilde sıkıştırılmaktadır.
Hafter güçlerine, destek yapıldığı iddiaları vardır.
Ne yapılırsa yapılsın.
Türkiye, sahaya indirilmiştir.
Sahadan, geri çekilmek şöyle dursun.
Sahadaki gücünü daha da güçlendirmektedir.
Üçüncü sondaj gemisi yolda.
Türkiye’ye giydirilmek istenen kefeni. Türkiye, kefen sahiplerine giydirmek üzere.
Dünya insan hakları gününü kutluyormuş !
Sormak gerekmez mi ?
Hangi insan hakları ???