GÖRÜŞME SÜRECİ

23 Mayıs 2008’de 2 lider Sayın Talat ile Sayın Hristofiyas arasında imzalanan çözüm vizyonu ile ilgili deklarasyonun üzerinden yaklaşık 1 yıl geçti.

23 Mayıs 2008’de 2 lider Sayın Talat ile Sayın Hristofiyas arasında imzalanan çözüm vizyonu ile ilgili deklarasyonun üzerinden yaklaşık 1 yıl geçti.

Bu deklarasyona istinaden her iki taraftan uzmanların katılımı ile teknik komiteler ve çalışma grupları belirlendi. Bu komite ve gruplar Kıbrıs Sorunu ile ilgili olan konuları karşılıklı olarak görüştüler ve taraflar pozisyonlarını belirleyip birbirlerine sundular.
Bu görüşmeler Annan Planı baz alınarak yapılmadı ancak yine de Annan Planı bir geçmiş çalışmalar bütünü olduğundan komite ve gruplar bu plandan etkilenerek görüşmelerini sürdürdüler.
11 Eylül 2009’da ise liderler görüşmelere başladı.
Sayın Talat’ın istemine rağmen bir takvim belirlenmesine yanaşmadı Sayın Hristofiyas. Bir görüşme limiti konamadı. Liderler genellikle her hafta bir kez buluşup önlerindeki konuları görüştüler. Görüşmelerde ilk konu olarak “Yönetim ve Güç Paylaşımı”, ikinci olarak “Mülkiyet”, ardından “AB ile İlişkiler” ve şimdilerde de “Ekonomi” ile ilgili konuları görüşüyorlar. Ekonomiden sonra “Garantiler” ve son olarak da “Toprak” konuları gündeme alınacak ve 1. Tur görüşmeler tamamlanmış olacak.
Görüşmeler yavaş ilerliyor gerçekten.
Bir sınır olmadığından da halkların giderek çözüm motivasyonu kayboluyor.
Her iki tarafta zaman zaman yapılan anketler müzakerelerin halkların gündeminde 1. Sırada yer almadığını ortaya koyuyor. Hatta giderek çözüm olabileceği inancı kayboluyor insanlarda.
Hatta çözüm inanç ve motivasyonunun kaybolması ile CTP-BG’nin 19 Nisan 2009 seçimlerinde 3’te 1 oy kaybederek 2. Parti durumuna düşmesinin nedenlerinden biri olarak da çözüme ulaşılamamış olunması gösteriliyor.
Seçimlerden sonra ATAD tarafından ORAMS davası ile ilgili yapılan yorum da görüşmelerin seyrini etkileyecek gibi görünüyor. Şimdi gözler İngiliz İstinaf Mahkemesinin konu ile ilgili vereceği kararı bekliyor. Kıbrıs’ta federal çözümü destekleyen taraflar ORAMS nedeniyle şimdi görüşmelerin artık hızlanması ve 2009 sonu ya da en geç 2010 başında bir referanduma gidilmesini önerirken, federal çözüm yerine 2 devletli bir çözümü isteyen ya da çözümsüzlüğü destekleyenler müzakere masasından kalkınmasını öneriyorlar Sayın Talat’a. Hatta kimileri daha da ileri giderek bu çözümsüzlük taraftarlarının Sayın Talat’ın istifa etmesini ya da Sayın Talat’ın Yüce Divan’da yargılanmasını dahi önerebiliyorlar!
2010 Nisan ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce, hatta 2009 yılı sonunda AB’nin Türkiye İlerleme Raporu yayınlanmada önce görüşmelerin al-ver süreçlerinin tamamlanması ve referanduma gidilmesi Kıbrıs’ta Birleşik Federal Kıbrıs çözümü için zaruri hale gelmiştir.
BM parametreleri ile ve BM şemsiyesi altında sürdürülen görüşmelerde artık uluslararası toplumdan beklenen görüşmelerin seyrini etkilemeleri ve liderleri referandum ve çözüm için motive edip cesaretlendirmeleridir.
Kıbrıs Sorunu tarihinde ilk kez liderler bu kadar detaylı olarak görüşmeleri sürdürmüşler ve belki de ilk kez bu kadar çok konuda mutabakata varmışlardır. Kimileri üzerinde mutabık olunamayan konuların bulunduğundan bahsediyorlar ve umutsuzluk pompalıyorlar halka ancak görüş birliği olan konuların zaten al-ver sürecine gideceğini kabul ederek esasen üzerinde anlaşılan konuları artırmanın çalışmaları da sürdürülmelidir.
Artık gelinen bu aşamadan sonra önemli olan Kıbrıs Türk ve Rum Halklarının birbirlerinin hayati konuları üzerinde empati yapmaları ve karşılıklı kabul edilebilir ve 2 bölgeli, 2 toplumlu, 2 kurucu devletli, eşit yasal ve siyasi haklara dayalı bir çözümün önünü açmaları ve referanduma gitmeleridir.
Uluslararası konjoktür de buna uygundur.
Şimdi çözüm zamanıdır ve yaklaşan yaz ayları bu yıl daha bir sıcak geçeceğe benziyor. Herkesin çözüm doğrultusunda üzerine düşeni yapmasını bekliyoruz.
Sizlere güzel bir hafta diliyorum...
Bu haber 92 defa okunmuştur

:

:

:

: