Geçen Cuma, Kıbrıs ve Türkiye tarihine kara Cuma olarak yazılacaktır.
Türk askerine yapılan hain saldırı sonucunda, yazıyı yazdığım anlarda gelen haberde. 36 Mehmetçiğin şehit olduğu duyuruluyordu.
Ayni gün, KKTC’nin tam teşekkülü bir hastanesi olan Burhan Nalbantoğlu Hastanesinde çıkan yangın ise kara Cumayı tamamlayan felaketi oluşturdu.
Suriye İdlib’de Mehmetçiklere karşı yapılan hain saldırıda 33 Mehmetçiğin şehit olduğu haberleri ile sarsıldık, yıkıldık.
Bölgenin ve Türk Askerlerinin durumu Rusya yetkililerine bildirildiği halde. Bunun için her iki komutanlık yetkilileri, durumu koordine etmelerine karşın. Rusya’nın destek verdiği Esed güçleri tarafından, haince saldırıya uğrayıp şehit edildiler.
Bu haince saldırı, Uluslararası bir niteliğe sahip olan SOÇİ Anlaşması çiğnenerek yapılmıştır.
Bu da gösteriyor ki Uluslararası anlaşmaların. Uluslararası bir güvencesinin olmadığıdır.
Rusya buna imza atmasına karşın. Anlaşmanın gerekliliğini yerine getirmekten imtina etmiştir.
Bu canice hareket karşısında, Türk - Rus ilişkilerini kopma noktasına getiren Rusya’nın. Bundan sonraki tavrının ne olacağı merakla beklenmektedir.
Türk yetkililer, bu olaydan her alanda çok iyi bir ders çıkarmışlardır.
Ayni gün bizde ise, yürekleri ağızlara getiren. Burhan Nalbantoğlu Hastanesindeki yangındı.
Yangının sebebiyet verdiği olayda, üç vatandaşımız nakliye sırasında veya sonucunda hayatlarını yitirmişlerdir.
Lefkoşa’daki hastane yangını bize bir acı gerçeği daha ortaya çıkardı. Yangın bir tabii afet olsa bile, bu ancak yapılması gereken işlemlerden sonra, tabii afet halini alır.
Elektrik kabloların tutuşmasından, yangının çıktığını Sn. Başbakan basın açıklaması ile duyurdu. Tabi bu bilgi Sn. Başbakana, ilgili mercilerin yaptığı bulgular sonucu verildi.
Kablolar durduk yerde ısınıp tutuşma sıcaklığına ulaşamaz.
Kabloları tutuşma sıcaklığına getiren faktör veya faktörler nelerdir?
Bunların bir incelemesi yapıldı mı ?
Yanan hastane bir kamu binası.
Bu binalarda, bu gibi felaketlerin meydana gelmemesi için. Rutin olarak bilimsel, teknolojik bir denetimden geçiriliyorlar mı ?
Burhan Nalbantoğlu Hastanesi hizmete girdi gireli, böyle bir denetim yapıldı mı?
Mevcut elektrik sistemi. Hastanede kullanılan araç gereç olarak günümüz teknolojisini karşılayacak kapasitede mi ?
Çünkü tıp teknolojisi, elektronik sistemlere dayanan bir bilim dalı olmuştur.
Yani elektrik gücü ile tıpın çarkı dönmektedir.
13 Şubat 1978 ‘de hizmete giren hastanemiz. Günümüze değin tam tamına 42 yıl hizmet vermiştir.
42 yıl zarfında, her alanda. Elektrik sistemi de dahil hastanemiz denetimden geçirildi mi ?
Ayni şekilde, diğer Devlet binaları da bu ameliyeye tabii tutuldu mu?
Eskiden bu işleri PİD yapıyordu.
İngiliz sömürge idaresi ve Rumların hakimiyeti altındaki Cumhuriyette. Üç yıl PİD bu fonksiyonunu hiç aksatmadan yerine getirmiştir.
1974 ‘ten sonra da bu dairemiz işlevini hiç kusursuz yerine getirmektedir.
Birçok devlet binasını yapmıştır ki buna yanan hastane de dahildir.
Mevcut tüm devlet binalarının bakım ve onarımını da elden geçirmekle görev ve yetkisi olan bu dairemiz. Zaman içerisinde etkisizleştirilip dumura uğratılmış olup. Yerine de bu fonksiyonları yapacak bir çözüm şekli getirilmemiştir.
Halbuki, Devlet dairelerinde kapasitenin çok üzerinde bir geçici işçi kadrosu olmasına rağmen. Her ne hikmetse bu dairemizin fonksiyonları nerede ise sıfırlanmıştır.
Yanan hastanede bile, hasar tespit çalışmalarını yapacak ekibi Türkiye’den getiriyoruz.
Son felaketin ardından çıkan.
Yatsınılmayacak gerçek.
PİD’nin önemi ve elzemliğinin ortaya çıkmış olmasıdır.
İngiliz sömürge idaresi. Devlet dairelerini PİD ile ayakta tuttu ve halka hizmet verdi.
PİD gibi kuruluşlar. Kamu binalarını ayakta tutan iskeletlerdir.