Dünyayı titretip insanların canına mal olan Korona sayesinde. Can kayıplarının önlenmesi için tüm dünyada tedbirler alındı. Alınmaya da devam etmekte.
Çünkü virüs yayılmaya devam ediyor.
Üç aya yakın bir süreçte, ekonominin bir tarafa itilerek haklı olarak alınan sağlık tedbirleri karşısında. Görüldü ki bu mücadele ekonomiyi itelemekle mümkün olmayacak.
Her başarının sırrı ekonomide saklı.
Çünkü hastalığın bulaşmasını önlemek ve kazımak yine ekonomiye bağlı.
Virüse rağmen, hayat devam ediyor.
İnsanlığın birçok ihtiyaçları var. Bunların giderilmesi için para gerekli. Para ise, ancak ekonominin çarklarının dönmesi ile mümkün.
Güçlü ekonomilere sahip olan ülkelerin bile, salgın hastalık karşısında. Ekonomilerinde ciddi deliklerin açıldığını hep beraber gördük.
Bu ülkelerde milyonlarca kişi işten çıkarıldı veya çıkarılmak üzere.
Bu, virüsün tüm dünyayı sardığı üç ay içinde meydana geldi.
Tüm ekonomik sektörleri etkiledi.
Ekonomik faaliyetleri, insan yoğunluğuna dayanan sektörler batma noktasına geldi.
Bu sektörlerde çalışanların büyük bir oranı işten çıkarıldı.
Dünyanın önde gelen ve dünyaya ekonomik açıdan yön veren ülkeler. Bunun böyle gitmeyeceği yönünde karar alarak. Hem pandemiyi önlemek, hem de Ekonominin dibe çökmesini engellemek için düğmeye bastılar.
Buraya kadar düşünülen fikirler güzel.
Bunun uygulanmasına geçilmesi ile birlikte, görüyoruz ki insan hayatının korunması için alınan tedbirler. Ekonomi için alınan tedbirlerin gerisinde kalıyor.
Bunu tüm dünyada ve ülkemizde görmek mümkün.
Halbuki, hem pandeminin kazınması, hem de ekonominin kalkınması için uygulama, hassas bir denge ile terazide tutulmalı idi.
Bu yapılmadı veya yapılmak istenmedi.
Dünyada uygulanan ekonomik sistem. KAPİTALİST SİSTEMDİR. Öncelik bu sisteme göre, Ekonomidir.
İnsan değildir.
Sistem insan odaklı olmadığı için.
Açılım, bu ekonomik sistemle, tüm dünyada ve bizde başlamıştır.
Sakıncalarını, aksaklıklarını ülkemizde de birlikte yaşıyoruz.
Paranın, insan hayatından önce gelen bir pandemi açılımı ile karşı karşıyayız.
Bütün dünyada gidişat bu.
Para ve kar getirici tüm sektörler faaliyete geçirildi.
Bu açılım yapılırken, bazı tedbirleri ve kuralları da beraberinde getirdi.
Maske ve sosyal mesafe.
Ülkemizde bu kurallar uygulanıyor mu ?
Buna evet diyecek bir babayiğit var mı ?
Bu kurallara aykırı hareket edenler için denetlemeler yapılıp gerekenler yapılıyor mu ?
Yumurta kapıdan içeriye girdi.
Tekerleniyor. Sadece, giriş kapılarında bize özgü tedbirler almak yeterli mi ?
Üç aya yakın bir zaman dilimi geçirdik. Tüm yurttaşlarımız kendilerini koruyacak tedbirleri ve konulan kuralları uyguladı.
Çok şükür ciddi bir bulaşla karşılaşılmadı.
Şimdiki tehlike çok daha büyük.
Hükümet edenler, maske, hijyen ve sosyal mesafeyi sağlayacak tedbir almalı ve girişimde bulunmalı.
Halktaki rehavet, ileride telafisi mümkün olmayan durumlar ortaya çıkarabilir.
Sosyal medyadan. Lokantalara, meyhanelere, spor kulüplerinin düzenlediği tombala gecelerine vs. bakıyorum. Sanki bulaş, Dünyadan tamamen kazınmış gibi halkımız bir rehavet içerisinde.
Belki, üç aylık sıkıntının getirdiği bir rahatlama olabilir.
Üç kural, maske, hijyen ve sosyal mesafe muhakkak uygulatılmalı.
Hijyen olayı da hemen hemen tamamen ortadan kalkmış gibi.
Bu tedbirlerin katıksız uygulanması için en büyük görev. Sağlık Bakanlığına düşmektedir.
Ayni zamanda, yiyecek, içecek sunan ticarethanelerin mutfaklarının, ciddi şekilde, ilgili kurumlar tarafından denetlenmeleri şart.
Bu denetimler sürekli olmalı.
Bu yerlerde çalışanlara da rutin olarak testler yapılmalı.
Olanaklarımız belli.
En azından bunları uygulatalım.
Her tedbir bir emniyet içindir.
Aksi olursa, Domino taşlarının durumuna geliriz.